Kıyı Balıkçılığı Bitme Noktasına Geldi
Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmet Balık sürdürülebilir balıkçılığın olması için zaman geçmeden tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti. Kıyı balıkçılığının neredeyse bitme noktasına geldiğini ifade eden Prof. Balık, “Geçmiş yıllara baktığımız zaman tabi ki bir Kalkan balıkçılığı vardı. Kalkan balığı stoğu neredeyse yok denecek kadar az. Barbun balığında da bir azalma var. Yine Mersin balığı stoklarında aşırı bir azalma var, neredeyse artık rastlamıyoruz” dedi.Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmet Balık sürdürülebilir balıkçılığın olması için zaman geçmeden tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti. Kıyı balıkçılığının neredeyse bitme noktasına geldiğini ifade eden Prof. Balık, “Geçmiş yıllara baktığımız zaman tabi ki bir Kalkan balıkçılığı vardı. Kalkan balığı stoğu neredeyse yok denecek kadar az. Barbun balığında da bir azalma var. Yine Mersin balığı stoklarında aşırı bir azalma var, neredeyse artık rastlamıyoruz” dedi.
Doğu Karadeniz balıkçılığında son yıllarda bir gerileme olduğunu belirten Prof. Dr. İsmet Balık, “Zaten Karadeniz’e baktığımız zaman balıkçılık belli türlere dayanmakta. Bunlardan birincisi hamsi. Hamsi de göçmen bir balıktır. Hamsi sürekli bizim sularımızda yaşayan bir balık türü değil. Özellikle sıcak dönemlerde Karadeniz’in kuzeyinde geçinen ve üreyen kış dönemlerinde sonbahara doğru ülkemiz sularına gelen, belli bir süre ülkemiz sularında kaldıktan sonra tekrar kuzeye göç eden bir balık türüdür. Bu balık türü bizim sularımızda ne kadar fazla kalırsa biz de o kadar avcılığını yapıyoruz. O süreç tamamıyla ekolojik şartlara bağlı. Bunun dışındaki balık türlerinde özellikle kıyı balıkçılığına baktığımız zaman son yıllarda sadece Mezgit’e dayanan bir avcılık var. Maalesef bir balık türü de o kadar yoğun av baskısını kaldıramaz noktaya geldi, çöküş noktasında. Avcılıkta kullanılan ağların delikleri küçüldü, neredeyse yavru diyebileceğimiz küçük boydaki balıkları da artık balıkçı avlayarak bir yerde mesleğini devam ettirmeye çalışıyor ama bu az önce ifade etiğim gibi çöküş noktası anlamına geliyor. Eskiler anlatır, kırlangıç balığı nerdeyse bitme noktasına gelmiş. Yani baktığımız zaman büyük balıkçılık gırgır ve trol balıkçılığı şeklinde devam ediyor. Zaten Doğu Karadeniz’de gırgır balıkçılığı tamamıyla neredeyse hamsiye dayanıyor, bir miktar da istavrit vardır. Kıyı balıkçılığı da tamamen Mezgit ve Barbun’a dayanıyor. Barbun çok fazla olmamakla birlikte Mezgitte çökme noktasına girdi. Bunları biz Samsun’dan başlayarak Sarp sınır kapısına kadar olan üniversitelerdeki bu alanlarda çalışan hocaları araştırmacı personeli analist olarak Ordu’ya davet ederek bu konuları tartışmak istedik. Tabi ki biz bize tartışmayacağız. Balıkçılarımızı ve bu işin içerisinde olan tüm insanları bekliyoruz. Balıkçıların da söyleyeceği bir takım şeyler olabilir. Devlet otoritesi de karar alırken tek taraflı karar almayacaktır. Mutlaka balıkçıların ekonomik ve sosyal beklentilerine cevap verecek şekilde kararlar alması gerekiyor” dedi
Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmet Balık balıkçılara da sitemleri olduğunu sözlerine ekleyerek, “Balıkçılık yönetimi dediğimiz sistem aslında balıkçıların da dahil olduğu sistemdir. Balıkçılığı da devam ettirebilmek için bir takım kararları zamanında almanız gerekmektedir. Ağ gözü açıklığının ya da yavru balık tüketiminin bu noktaya gelmemesi gerekiyordu. Balıkçı küçük gözlü ağda balık yakalayamıyorsa ağ gözünü sürekli büyütecektir. Bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün tedbirler alması gerekir. Balık yok olma noktasına gelmeden tedbirleri almazsanız iş işten geçtikten sonra yapabileceğiniz çok fazla bir şey yok. Bir Mersin Balığı, Kırlangıç Balığı örneği var. Kalkan balığının stokları bitmiş tekrar canlandırmak için uzun süre bekliyorsunuz ama olmuyor. Mezgit balığında da aynı sorunu yaşamayalım istiyoruz. Bir an önce alınması gereken tedbirleri alalım ki, balıkçılık eski günlerine dönebilsin. Sürdürülebilir balıkçılık budur” dedi.