FÖDER Başkanı Nadir Orhan “Bugün dershaneler olmasa üniversitelere yerleşecek öğrenci sayısında ve Anadolu Lisesi, Fen Lisesi gibi okulları kazanan öğrenci sayısında hiçbir değişiklik olmayacaktır”

Fatsa Özel Dershaneler Derneği (FÖDER) üyesi dershaneler yazı ve görsel basın temsilcileri buluştukları kahvaltıda dershanelerin kapatılması ile yeni uygulamaya konulacak olan 4+4+4 eğitim sistemi hakkında görüşlerini paylaştılar.
Fatsa Belediyesi Kültür Sarayı’nda gerçekleşen kahvaltı sonrası FÖDER Başkanı Nadir Orhan yaptığı açıklamada dershanelerin kurulduğu günden beri eğitimde sürekli gündem oluşturan kurumlar olduğunu belirterek, “Bugün dershaneler olmasa üniversitelere yerleşecek öğrenci sayısında ve Anadolu Lisesi, Fen Lisesi gibi okulları kazanan öğrenci sayısında hiçbir değişiklik olmayacaktır. Ancak bu okullara yerleştirilecek öğrencilerin bir kritere göre seçilmesi gerekiyor. Bu nedenle Türkiye genelinde yapılan seçme sınavları ile bu okulları isteyen öğrenciler sıralanmaktadır. Ülkemiz genelinde ilköğretim ve lise düzeyinde eğitim yapan okullarımızın eğitim olanakları bölgelere, illere, ilçelere, hatta beldelere göre çok büyük farklılıklar göstermektedir. Fakat yapılan merkezi sınavlarda tüm öğrenciler aynı şartlarda sınava giriyor. Dolayısıyla dershaneler eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan özel kurumlardır. Beş yıl içerisinde ülkemizdeki üniversite sayısının 200’e çıkması planlanmaktadır. O zaman lise mezunu tüm öğrencilerimizin üniversiteye girmesi mümkün olabilir ancak bu durumda da ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ gibi isim yapmış üniversitelerimize girmek isteyen öğrenciler nasıl seçilecek? Dolayısıyla dershanelerin kapatılması kısa vadede pek mümkün görünmüyor. Zaten Başbakan’ın açıklamalarından sonra konuyla ilgili diğer hükümet üyeleri dershanelerin kapatılmasının söz konusu olmadığını ancak uzun vadede ihtiyaç duyulmayacağını belirttiler. Bu konunun tam dershanelerin yeni kayıt dönemine rastlamasını bir talihsizlik” dedi.
Dershanelerin kapatılması konuşulurken diğer yandan da YGS’nin yılda 3-4 kez yapılmasının bu konudaki açıklamalarla çelişmekte olduğunu ifade eden Orhan, “Eğitim süreci bir maraton olduğundan yapılan bir değişikliğin sonucunun görülmesi için uzunca bir süre gerekmektedir. Eğer doğru hesaplanmamış bir işlem yapılırsa düzeltilene kadar geçen süreçte okuyan öğrenciler bu uygulamadan mağdur olacaklardır. SBS sisteminde olduğu gibi. Özel öğretim sektöründen geçimini sağlayan kişiler azımsanamayacak bir sayıdadır. Üstelik bu kişiler sadece dershane çalışanları ile de sınırlı değildir bunu yanında yayıncılık sektörü de dershaneler sayesinde son derece gelişmiş ve yaygınlaşmıştır, kargo taşımacılının bile büyük bir bölümünü dershane yayınları oluşturmaktadır. Öte yandan dershaneler öğrencilerin sınava hazırlık için ek yayın ihtiyacını da gidermektedir. Çünkü milli eğitim bakanlığı tarafından ücretsiz dağıtılan kitapların büyük bir çoğunluğu (özellikle lise düzeyinde) okullarımızda görevli öğretmenler tarafından yetersiz bulunduğu için kullanılmamaktadır. Bu nedenle çoğu öğretmen ve öğrenci dershaneler tarafından verilen yayınları okullarında takip etmektedir. Ülkemiz genelinde ilköğretim ve lise düzeyinde eğitim yapan okullarımızın eğitim olanakları bölgelere, illere, ilçelere, hatta beldelere göre çok büyük farklılıklar göstermektedir. Fakat yapılan merkezi sınavlarda tüm öğrenciler aynı şartlarda sınava giriyor. Dolayısıyla dershaneler eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan özel kurumlardır. YGS sonuçlarının açıklanmasını beklediğimiz şu günlerde öğrenci ve velilerimizin bu tartışmalarla vakit kaybetmek yerine önümüzdeki LYS ve SBS’de nasıl başarılı oluruz buna odaklanmaları gerekmektedir” diye konuştu.