Son zamanlarda meydana gelen şiddetli rüzgarların fındığı ciddi derecede etkilediğini söyleyen Özgen: “Bu yıl ağır bir kış yaşamamıza rağmen hava sıcaklıkları don olacak kadar düşmedi. Sigortaya yaptığımız başvurular neticesinde don bulgusuna rastlanmadı ancak meyve oluşumunda bazı olumsuz etkiler yaşandı. Son zamanlarda yaşadığımız rüzgârlı hava bölgemizdeki fındığı olumsuz etkiledi. Bu zararlar eksperler tarafından şu anda tespit edilmeye çalışılıyor. Örneğin ilçemize bağlı Tepecik Köyü’nde yapılan çalışmalar sonucunda %38’lere varan kayıplar tespit edildi. Bunun en büyük nedeni de şiddetli esen rüzgârın yeni doğan fındığı daldan düşürmesidir” dedi.

Özgen: “Bu yılki rekoltenin çok yüksek olacağını kimse beklememelidir.        

Özellikle bizim yağlı ve palaz diye tabir ettiğimiz fındıklarda ciddi anlamda kayıplar yaşadık. Meyve olgunlaşmamış. Tabii ki fındık Mayıs ayının 20’sine kadar belki doğum yapacaktır ama ne kadar verimli olacağı meçhuldür. 

Türkiye’deki üretimi çok eskilere dayanan fındık, geleneksel ihraç ürünü olma niteliğini devam ettirmekte ve ülkemiz ekonomisine oldukça önemli katkıda bulunmaktadır. Türkiye dünyada en fazla fındık üretimi gerçekleştiren ülke olmasına rağmen verimlilikte ancak 3. sıradadır. Dünyada fındık üretiminde dekara verimlilikte ilk sırada ABD gelmekte, onu ikinci sırada İtalya izlemektedir.

Alan bazlı desteklemeler bölgemizin ekonomisine katkıda bulunmaktadır. 2009-2011 dönemi sürecinde 14 ilde yaklaşık 340 bin fındık üreticisine ödenen dekara 150,00 TL. ödeme hasat öncesi üreticinin finansman ihtiyacını karşılayarak yeni ürün sezonuna borçsuz girmesini sağlamıştır. Serbest piyasa koşullarında  üreticinin  ürününü kısa sürede satma zorunluluğu engellenmiştir. Alan bazlı gelir desteğinin uygulamada olduğu 3 yıllık dönem içerisinde arz fazlası üretim gerçekleşmemiştir. Fındık ürününde serbest piyasa şartları tam olarak test edilememiştir. Sistemin sürekliliğinin sağlanması ve sonuçlarının daha iyi tespit edilebilmesi için desteğin devam etmesi gerekmektedir.

Destekleme paraları ile üreticiler bahçelerinin bakım, onarım, zirai gübre ve ilaçlarını temin etmeye başlamışlardır ve tüccara, diğer kurum ve kuruluşlara borçlanmadığından fındığı elinde tutarak fiyat ve değer kaybı önlenmiş olmuştur.

Yapılan çalışmalar fındığın alternatifinin sadece fındık olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra diğer ürünlerin ise çiftçiye ek gelir olarak yetiştirebildiği görülmektedir. Bunun için bölge çiftçisinin en önemli tarımsal geçim kaynağı olan fındığa olan desteklemelerin devam etmesi gerekmektedir” diyerek sözlerini noktaladı.