Fatsalı işadamı Cemal Yangın “Azerbaycan bizim için yabancı bir ülke değil”
Bayram nedeniyle geldiği ilçemizde bir dizi ziyaretlerde bulunan hemşehrimiz Cemal Yangın, gazetemizi de ziyaret ederek açıklamalarda bulundu.Azerbaycan’ın bakenti Bakü’de ticari faaliyetini sürdüren hemşehrimiz Cemal Yangın, “Azerbaycan bizim için yabancı bir ülke değil” dedi.
Bayram nedeniyle geldiği ilçemizde bir dizi ziyaretlerde bulunan hemşehrimiz Cemal Yangın, gazetemizide ziyaret ederek açıklamalarda bulundu.
Azerbaycan’dan sonra Cezayir’de de ticari faaliyet sürdüren Yangın, Bakü’deki firmasında çalışan 650 kişiden 86’sının Türk (26’sı Fatsalı) geri kalanında Azeri olduğunu söyledi.
İş yerinde Türkiyeden gelen vatandaşlarımızı yeni projelerde çalıştırdıklarını söyleyen Yangın, “ Azerbaycan’da çalışan mühendislerimizin burada okuyan çocukları geri döndükçe onları da işe almaya başladık. R00;Birlikte çalışıyoruz. Hem onlar keyif alıyor hem de biz keyif alıyoruz” dedi.
(Sayfa 1’den devam)
Azerbaycan artık bizim için yabancı bir ülke değil diyen işadamı Cemal Yangın, “Ben Azerbaycan’da İş adamları Derneği başkanıyım. Katıldığım toplantılarda Cumhurbaşkanına Sayın Cumhurbaşkanım, bakanlara da Sayın bakanlarım diyorum. Böyle dediğim içinde bakanlar bunu örnek bir davranış olarak algılıyorlar. Ve doğal olarak konuşmalarımızda her iki ülkemizin adını kullandığım için ülkelerimizin diyorum. Bu konuşmalarım düzenlenenen toplantılarda da sıcak karşılanılor. Size daha fazla önem veriyorlar. Düşüncelerinizi değerlendirip ona göre önlem alıyorlar” dedi.
Ticari, Kültürel ve sosyal işbirliğini artırmak bizim en büyük hedefimizdir diyen Yangın, Çünkü biz önceki yıl dış ticaret de 2. sıradaydık. 2011’de buna yüklendik şimdi dış ticartte 1. sıradayız. Bizi Rusya ve İtalya geçmişti. Bu bizim işadamı olarak çok kanımıza dokunmuştu. Ama ççok çalıştık ve muvaffak olduk” dedi.
Odalar Birliğinin dış ilişkiler içinde Azerbaycan konsey başkan yardımcısı oldğunu söyleyen Yangın, “ Azerbaycada BEY’te iş yapan tek yöneticiyim. Azerbaycan dış ticarte cok destek veriyor. Çünki bizim iş adamı olarak heyecanımız olması lazım. Ne olursa olsuna razı olamayız. En iyisi olmalı. Azerbaycan arasında tekniş iş birliği güçlendirilmeli. Petrolu var, gazı var, alalım, para verelim. Bu işin ticari boyutu. Ama bizim sosyal olarak ilişkilerimizi güçlendirmemiz için teknik insan gücüne ihtiyacımız var. İşin en önemli boyutu da bana göre budur” dedi.
6-7-8-9-10 2012 Ağustos tariplerinde Azerbaycan’ı temsilen Ankara’da Çalışma Bakanlığında toplantıya katıldığını söyleyen işadamı Cemal Yangın, “ Türkiye ile Azerbaycan arasındaki sosyal güvenlik anlaşmalarında bazı geçiş eksiklikleri vardı. Sayın bakan Bakü’ye geldiğinde kendisine kısa bir sunum yaptım. Sayyın bakana dedim ki, sayın bakan benim babam siyasetçiydi. Ben dosya falan vermem. Ben dosyanın ne anlama geldiğini iyi bilirim. Beni dinleyecekseniz şimdi size arzedeceğim. Bakan da dinliyorum dedi. 3 dakika konuştum. Konuşmam bittikten sonra sayın bakan, “Bakü’den Türkiye’ye gelecek heyete yazmaları için Büyükelçiyle senin ismini yazdırmalarını rica ediyorum. Böyle yaparsak gelirmisin” dedi. Ben de emriniz olur dedim. Bu yapılan çalışmalar direk bizi ilgilendiriyor. Bunu kişiselleştirsem şahsen beni ilgilendirir. Dolayısıyla seve seve gelirim dedim. Ağustos’un 6-7-8-9-10 ‘unda üzerinde çalıştığım konuları bizzat bakana aktardım. Bunun karşılığı 4-5-6-7 Eylül’de Bakü’de yapılacak. Nedir bu?R00;Türk Mühendislerinin sağlık hizmetleri alabilmesi için sıkıntı var. Bu sıkıntılar varken adamı Türkiye’den hiç kimseyi getiremezsiniz. Hele kişi nitelikli ise yerinden kaldıramazsın onu. Bizim burada varlığımızı sürdürebelmemiz için para, pul, sermaye ondan daha öte, insan gücüne, beyin gücüne ihtiyacımız var. Şimdi kabul etmek lazım ki, Azerbaycan beyin gücüne sahip değil. Daha yeni yeni gelişmeye, büyümeye başladı. Ama Türkiye 1960 yılından bu tarafa rahmetli Menderes’in ışığıyla başlayan, rahmetli Özal’ın çıkışıyla devam eden, Allah selamet versin şimdi sayın başbakanımızın özellikle beyin gücüyle yaptığı mücadeleyi görüyoruz ki, Türkler dünyanın en önemli projelerinde çalııyorlar. Herkesin tanıdığı Muhtar vardı. Muhtar Kent. Dünya Coca Calasının Ceo’su. Böyle bir makama tesadüfen gelinmiyor. Çalışmış, dünya adamı olmuş. Memleketimizin çocuğu Prof. Dr. Uğur Türe, Asya, Pasifikten geri gelmiyor. insanlara beyin amiliyatlarını anlatıyor. Bunlar çok önekli ve çok büyük işler. Bu beyinleri daha da çoğaltmamız gerekiyor. Bunun içinde daha fazla çalışmamız, daha fazla emek sarfetmemiz gerikiyor. Ben Anadolu Üniversitesinin fahri doktoruyum. Niye? Eğitime hevesle destek verdiğimiz için. Biz Türkiye’de Üniversite okuyamadık. Azerbaycan’a gittik Hem çalıştık hem de okuduk. Sonuçta eğitimsiz hiç bir şey olmayacağına kaanaat getirdik. Bugün Üniversite mezunu olmak artık sıradan bir şey. Artık üstüne ne biliyorsun diye soruyarlar. Mesela İnşaat mühendisi bir mezun bizim inşaat şirketlerimizde iş bulamıyor. İgilizce, Rusça bilmesi lazım. Bir spesifik bir şey bilmesi lazım. Mesela ben iyi statik bilirim, ben beton bilirim. Ben iyi alt yapı bilirim demesi lazım. Yoksa sıradan bir inşaat mühendisi dönemi kapandı. Avukatlıkta öyle. Artık avukatlık genel bir iş. ihtisas yapmaları lazım. Uluslararası ticaret, deniz hukuku, ağır ceza gibi. Artık herkes alanında ihtisas yapmak zorunda. Yoksa sadece fakülte bitirmiş konumunda olur ki , o da fazla bir şey ifade etmez” dedi.
Güneş gazetesini gerek İstanbul ve gerekse Bakü’de okuduğunu söyleyen Cemal Yangın, geçen hafta Güneş gazetesinde fındıkla ilgili yayınlanan yazılarınızı okuyunca büyük keyif aldım ve sizin siyasetçilerden kormadığınıza kanaat getirdim. Artık bundan sonra birikimlerimizle hareket etmemiz gerikiyor. Siyasetçilerden şahsım için bir şey istersem korkarım ama istediğimiz bir şey toplumu ilgelendiriyor ve onu yazarsam hiç bir şeyden korkmam. görüşüne hakim olmanızdan dolayı da sizi tebrik ediyorum” dedi.
Ahmet Becioğl u’nun geçtiğimiz hafta “Sinan öldü” diye yazısından çok etkilendiğini söyleyen Yangın, “Ben bu yazının emniyet müdürü tarafından okunmasını ve konunu ciddiye alınarak önlem alınmasını istiyorum. Becioğlu, bu arabaların gürültüleri bir yana, hayati tehlikeleri var. Bunlar ölecekler diye dikkat çekiyor. Ve Sinan isimli hiç tanımadığım bir genç gözümün önünde 1,5 dakikada öldü. Bizlerinde yaşımız ve tecrübemiz itibari ile söyleyecek bir lafımız var. Bizler şahsımıza münhasır farklı bir şey talep etmiyoruz. Bize özel güvenlik ver demiyoruz. Ama böyle bir istekte bulunmak iş adamı olarak bizim hakkımız. Benim de küçük bir motorsikletim var. Fatsa’ya elince ona binip geziyorum. Belediye başkanımıza da söyleyecek bir çift lafımız var. Yollar biraz daha bakımlı hale getirebililir” dedi.
Aslında gazeteci olarak sizleri tebrik etmek lazım diyen Yangın, “Çünkü sizler burada mülki amirlerle ve vatandaşlarla iç içe yaşıyorsunuz. Halkı ilgilendiren olumsuz bir işin çözümü için yazı yazacaksını hemde çözümü için görevli kişiyle içiçe olacaksınız. Çok farklı bir duygu. Ama şunu rahatlıkla söylebelirim ki, bundan 25 yıl önce yazı yazsaydınız pek dikkat çekip galaya alınmazdı. Çürkü yaşınız genç ve çok büyük bir tecrübeniz yoktu. Ama şimdi bilgi birikiminiz ve tecrübenizle yazdığınız yazıya hizmet etmekle yükümlü olanlar daha dikkatli ve farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar. Çünkü sizin kendinizle ilgili bir talebiniz yok. Ferudun ağabey yazdıysa mutlaka doğrudur. Bunu bir araştıralım ve gereğini yapalım fikri hakimdir. öyle de olmalı. Çok iyi biliyorum ki, sizin yazacaklarınız tamamen topmlumun menfaati içindir. Bundan hiç kimsenin şüphesi yok. Bunun böyle bilnmesini istiyorum” dedi.
Azerbaycan’dan sonra Cezayir’de oğlu Burak’a bir işyeri açtığınıdı söyleyen Yangın, Burak Amerika’da okumuş ve İngilizce öğrenmişti ama ne var ki Cezayir’de Fransızca konuşmak zorunda kaldı. Kısa bir süre içerisinde de Fransızca öğrendi ve işini sağlıklı bir şekilde sürdürüyor. Çalışma hayatında da başarı aldığın parayla geçinmek değil, aldığın parayı artırmakla elde edilir.
Cezayir’de tam başarıyı 2013 ‘de yakalamayı planladık. Orada 60’a yakın personelimiz var. Bura da çalışanların 7’si Türk, diğerleri Azerbaycan’lı. Azerbay can’daki işyerimizde çalışan önemli sayıdaki işçiyi Cezayir’e gönderdik. İlk yıllarda gümrük işlemleri 3 ayda tamamlanıyordu. Haliyle bu uzamalardan dolayı işlerimiz aksıyordu. Oğlum Burak’ın bürokratik engelleri kaldırmak için yaptığı girişimler sonucu bu işlemlerd önce 1 aya sonra 15 günü şimde de bu süreç 3 güne indi. Yani bir işi düzeltilmesi çini girişimde bulunulup için çaba sarfedilince netice alınıyor. Burada ufak tefek vurgunlar yedik ama yılmadık devam ettik. Bu süreçte iyi bir nitice adık. İnşallah 2013 yılı başarı yılımız olacaktır.” dedi.