***•***
•Arkadaşı Tevfik Bursa’yı her gün telefonla arayıp hal ve hatırını soran Tahir Olcay’ın, “Çocukluğumuz beraber geçti. Yüzünü görmesem de sesini duyunca çok mutlu oluyorum” dediğini,
***•***
•Fındık çuvallarını sırtında taşıyarak traktöre yükleyen Yusuf Çürüksu’nun, “Bu kadar yorulduğumu hiç hatırlamıyorum. Dinlenmek için Bodrum’a gitmem gerekecek” dediğini,
***•***
•Fındık toplama işini bitirir bitirmez İtalya’ya gidecek olan Baha Şatıroğlu’nun, “bu yorgunluk başka türlü bitmez” dediğini,
***•***
•Katıldığı toplantılardan dolayı cep telefonuna cevap veremeyen Mehmet Dizdar’ın, “Aynı anda cevap veremesem de geri dönüş yapıyorum. Hiç kimse kusura bakmasın” dediğini,
***•***
•15 Eylül’de Fatsa’ya gelecek olan Toroslar Kaymakamı Kaya Çıtak’ın, “eski dostlarla birlikte olacağım için kendimi şimdiden mutlu hissediyorum” dediğini,
***•***
•Oğlunun sünnet töreni için kolları sıvayan Büyükkoç Köyü Muhtarı Kerim Erdem’in, “Dostlarımı en iyi şekilde ağırlamak için 50 koç, 10 dana keseceğim” dediğini,
***•***
•Bodrum tatilini sürdüren Doktor Fuat Erdemir’in, “Yorgunluğu başka türlü atmam mümkün değil” dediğini,
***•***
•Yakın dostlarına incir alıp ikram eden Mustafa Sade’nin, “Kahvenin kırk yıl hatırı var. İncirin hatırı daha fazladır diye yakın dostlarıma İncir ikram ediyorum”dediğini,
***•***
•Yaz tatilini anne ve babasının yanında geçiren Işıl Altuntaş’ın, “Ben şimdi istanbul’da yapayalnız ne yapacağım” diye söylenip durduğunu,
***•***
•Bayram tatilini Fatsa’da geçiren Abdullah Topaloğlu’nun, “Bir haftalık tatilde hem dinlendim hem de bayram ziyaretlerimi yaptım. Bir taşla iki kuş vurmak buna denir” dediğini,
***•***
•Kızı Sevinç’in hasretine dayanamayan Rıfkı Altuntaş’ın, günde dört defa eve gidip hasret giderdiğini,
***•***
•Her gece rüyamda kendimi başkan koltuğunda oturarak görüyorum diyen Murat Karaçuha’nın, “Seçimlerin erkene alınmasına çok sevindim. Keşke yıl sonuna kadar seçim olsa da ben de koltuğuma bir an önce otursam” dediğini,.