YIKAMADINIZ MI KALEYİ?
Beni okuyanlar ve tanıyanlar nasıl bir Fenerbahçeli olduğumu iyi bilir. Bir çok arkadaşım, yenildiğimiz zaman ilk aranacakların listesinin en başında ben vardırım. Hepsinin cevap verecek kadar da sağlam tutarım Fenerbahçe’mi! Kimseyi arkasından konuşturmam. Tatlı su Fenerbahçe’lisi değilim, babam gibi kurşun kalemle yazılmış olanlardan ise hiç değilim. Takımım yenilsede, ertesi gün giydim gururla çubuklumu. Çünkü Fenerbahçe’mi büyüten ne galibiyetlerdi, ne de kupalar, onun büyüklüğü öyle bir büyüklüktü ki , adını Duayen İslam Çupi bile koyamamıştı. Daha dünkü çocuk Selim mi koyacaktı adını?
İşte böyle düşünceleri olan nacizane bir kul, 3 Temmuz’da büyük bir depremle uyandı. Sadri Şener, biz şampiyon olduktan sonra ki röportajında; ’-Onlar şampiyon olmadı ki!’ demişti. Meğersem adamlar ‘ince ayara’ başlamış haberimiz yok! Öyle bir girdaba girdik ki bunun tarifi yok. Takımı çekelim dedik, hatta hiçbir oyuncumuzu yollamayacaktık A Milli takıma. Fakat bazı bağlayıcı sebeplerden dolayı, bu yaptırımları yapamadık. Herkes gibi bende bu küme düşmemeye bile oynayabiliriz diyordum. Kolay değil Başkan Aziz Yıldırım içeride, Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu ve Cemil Turan gibi yöneticilerimiz içeride ve her gün ayrı bir futbolcumuz adliyede. Bu da yetmezmiş gibi Lugano, Niang, Santos ve Emenike’yi (En çok bana koyan, Emenike’yi bir maç bile sahada görememek!) kaybetmişiz. Anlaştığımız Lassana Diarra’yı alamamışız. Şampiyonlar Ligi’miz yalan olmuş. Oradan gelen parayı Trabzon cukalamış. Başkan yok, para yok, futbolcu yok… Daha ne olsun derken aslında daha hiçbir şey yaşamadığımızı gördük. Mehmet Baransu ve Rasim Ozan Kütahyalı gibi PARALI ASKERLER birden bire spor yazarı ve yorumcusu olmuş. Adamların ağzından kelime değil, nefret dökülüyor sanki. Fotospor dışında hiç bize destek çıkan medya kurumu yok. Ya yapmadıysa diye sorgulayan yok. Hepsi kin ve nefret kusuyor sanki. Meğersem onları dizginleyen Aziz Yıldırım’mışta hiç haberimiz yokmuş! Bununla bitmedi düşmanlar. Asıl düşman assolist gibi sonradan çıktı! Polisimizmiş, biz ne bilirdik. Onlar hep kahramandı bizim için! Adamlar nerede sarı-lacivert görse daldı, yetmedi son kullanma tarihi geçmiş biber gazını boca ettiler üstümüze. Öyle ki, Şampiyonlar Ligi’ni kazanmış Bayan Voleybol Takımını karşılayan taraftarımızı, hiç erinmeden saat sabahın altısında coplayıp, sıktılar biber gazını ile etkisiz h. Hatta 12 yaşında bir kızcağız bile o coplardan nasibini aldı ve kırıldı kemikleri. O kız size ne yapmıştı çevik kuvvet amcaları. Pkk eyleminde size taş atan çocuktan var mıydı farkı?
Yukarıda görülen fotoğraf Fenerbahçe-Galatasaray maçınının bitişinden sonra, olayların başlamasından ise birkaç dakika önce çekilmiştir. O sırtında tüp olan polis amca zirai tarım yapmıyor. Herhalde küçük tüpler yetmemiş artık, ‘hayalet avcıları’ gibi sırtına tüpü bağlamış ama bir farkla içi biber gazı dolu. Zannedersem Urfa’da büyük bir tarla aldı emniyet çünkü bize ancak o yeter. İşte bizi infaale sebep ettiren en büyük kıvılcım oldu, polisin bu tutumu.
Bunca olaya, bunca rakibe, terör militanı olmamıza rağmen Süper Final’in lideri-Türkiye Kupası’nın sahibi olan takımımı, gönlümün en güzel yerinden tebrik ediyorum. Çok uğraştınız ama Allah’ın izniyle yıkamadınız bu KALEYİ! Bırakın ovuşturmayı avuçlarınızı bölemeyeceksiniz bu ulu ÇINARI!!!