Sevinçlerimiz eskisi gibi sevindirmiyor. Her bir sevincin sonunda içimizden yükselen şiddet duyguları, anın güzelliğini gölgede bırakıyor. 

             Karşı çıkışlarımızdan, ciğerlerimizi yakan biber gazları, sevincimizden gözlerimizi yakan kimyasallar, üzüntümüzden sopalar, hayal kırıklıklarımızdan bıçaklar, ayrılıklarımızdan, para hırslarından barut kokuları saçılıyor etrafa. Bitmeyen, durmayan ve tükenmeyen bir dönüşüm halinin içinde, nereye savrulacağını bilmeyen insanlar yığını çıkıyor karşımıza.

           Gençler sanal dünyalarında, kısaltılmış kelimelerin anlamsızlığında, tanımadık bir dünyanın eşiğinde bekliyor hayatı. Bir ekranın içine sığdırılmış duygular, heyecanlar, umutlar ve umutsuzluklar ekseninde, yaşam sandıkları anlamsızlığın içinde buluyorlar kendilerini. Gerçekten görmeden, dokunmadan ve tatmadan geçirilen kısa günlerin sonunda, daha fazla almak, daha fazla sahip olmak duygusundan başka bir şey bulamıyorlar, derin duygularında. Sanal oyunların gece yarısı kuyruklarında bekledikleri kadar beklemiyorlar, bir kitabın sayfalarının başında.  Bir oyunun yenilgisi daha fazla hırslandırıyor kazanmak adına. İdealler bir ütopya olmaktan öteye gidemiyor genç beyinlerde. 

 

           Öğrenmek- ezberlemek, anlamak- dinlemek sanılırken; kimseler yeni ufuklar, yeni fikirler ve soru sormalar üzerine düşünmüyor. Sadece cevaplamak, sadece bilmek ve bilginin ardındaki gerçeğe ulaşmadan, kesin hükümler vermekle yetiniliyor. Araştırmak, kapsamlı ve eleştirel düşünmek artık neredeyse literatürden kalkacak kelimeler. Tek tip düşünce, tek tip bakış açısı ve muhalif olmaktan fazlasıyla uzak yaklaşım tarzı günümüzün kabul gören trendleri. Değerler, hatırlamalar, geçmişle kurulan bağlar, birlik beraberlik duyguları ve ortak yaşananlar tarihin tozlu sayfalarında kalmalı denilerek, yerine de büyük bir boşluktan başka hiçbir şey konulamadı.

 

           Ne törenler artık eskisi gibi, ne bayramlar, ne coşkular. İnsanların geçmişini hatırladığı ve geleceğini kuranlara saygısını sunduğu, millet olma bilincini yaşadığı törenleri iptal edip; yerine adını telaffuz dahi edemediğimiz Uzakdoğu savaş sporlarıyla kutlayacağız artık 19 Mayısları. Barışı değil, savaşı daha çok hatırlayacağız. Birlik olmayı değil, bireyselliği yaşayacağız. Fakat biz yine de unutmayalım 19 MAYISLAR’ı..

 

          19 MAYIS’TA SAMSUN’DA OLALIM. ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ SAMSUN ŞUBESİNİN ÖNDERLİĞİNDE VE TÜM İL VE İLÇE ŞUBELERİNİN DESTEĞİYLE HAZIRLANAN SAMSUN BULUŞMASINA KATILALIM. 19 MAYIS CUMARTESİ SABAHI FATSA’DAN HAREKETLE, GENÇLİK YÜRÜYÜŞÜ, PANEL(TANSEL ÇÖLAŞAN- METİN FEYZİOĞLU- ANKARA BAROSU BAŞKANI) VE EDİP AKBAYRAM KONSERİNDEN OLUŞAN 19 MAYIS SAMSUN BULUŞMASINA KATILIP, GEÇMİŞTE BİZİM İÇİN MÜCADELE EDEN TÜM ANADOLU HALKINI SELAMLAYALIM.