BU HAFTA
Değerli Güneş Okurları,
8 Mart’ta Dünya Kadınlar Günü’nü 12 Mart’ta –bugün- İstiklal Marşı’mızın kabulünün 89. Yılını kutladık.
Bütün kadınlar için Nazım Hikmet’in “Kadınlarımız” şiirini paylaşalım:
KADINLARIMIZ
Toprak öyle bitip tükenmez,/dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altında akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şarapnelin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon’a doğru.
Nazım Hikmet
İSTİKLAL MARŞIMIZIN YAZILIŞ ÖYKÜSÜ
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra elimizde kalan son vatan parçası Anadolu düşmanlar tarafından işgal edilmiş, ezan sesleri susmuş, Türk milleti tarihinin en karanlık günlerini yaşıyordu. Türk ordusu milleti ile bütünleşerek dört koldan yurdumuza saldıran düşmanlara karşı bir ölüm kalım savaşına girişti.
İstiklal Marşı, Türk milletinin yürüttüğü bu kahramanca mücadeleyi dile getirmek, ordumuzun manevi gücünü yükseltmek amacıyla yazıldı. Milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY tarafından yazılan İstiklal Marşı, 12 Mart 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi.
Mehmet Akif, Türk milletinin kan ağladığı o karanlık günlerde, Anadolu’yu dolaştı, milletin dertlerini yakından gördü, kurtuluş çarelerini gösterdi. Halkı düşmana karşı mücadeleye çağırdı. O, milletimizin en karanlık günlerinde;
“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.”
diye haykırarak milletimize ümit, heyecan ve kuvvet verdi.
İstiklal Marşında, Türk milletinin tarih boyunca kutsal emanet olarak taşıdığı bayrak, vatan, millet, din, iman, İstiklal ve hürriyet gibi milleti millet yapan maddi ve manevi değerler yer almıştır.
İstiklal Marşı, Milletimizin varlığının, istiklal ve hürriyetinin bir ifadesidir. İstiklal Marşı’nda milletimizin imanı, kahramanlığı, şan ve şerefle dolu tarihi yatmaktadır.
İstiklal Marşı, milli varlığımızın sembolüdür. Mehmet Akif, bu şiiri kahraman ordumuza hediye etmiş, Safahat kitabına bile almamış; “Bu, benim değil milletimindir.” demiştir. Türk milletinin evlatları olarak İstiklal Marşının heyecanını duymak, ona derinden saygı duymak hepimizin görevidir.
Bu vatanı kurtaran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, silah arkadaşlarının, Milli şair M. Akif Ersoy’un ve ebediyete intikal etmiş bütün Türk büyüklerinin manevi huzurunda saygıyla eğiliyoruz. Ruhları şad olsun.