Reşadiye Eski Hakimi Fatsalı Uzun Beraat Etti
Hakkında daha önce FETÖ soruşturması nedeniyle ihraç kararı verilen, eski Reşadiye Hakimi, Av. Mehmet Sami Uzun ile ilgili mahkeme flash bir karar verdi.Adli soruşturması sonucunda, Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcılığının beraat mütalaasına uygun olarak, oy birliği ile beraat kararı verdi. Daha önce hakkındaki ihraç kararı kaldırılan ve müteakiben istifa eden Mehmet Sami Uzun, tüm yaşadıklarını kendi facebook sayfasından dramatik bir şekilde ele aldı. Yazısında Reşadiye halkına ayrıca teşekkür eden Uzun’un bu yazısını sonuna kadar sabırla okumanızı tavsiye ediyorum.
İşte o yazı:
“MÜEBBET ACIYA
MAHKUM EDİLMEK
Bundan tam bir yıl önce Reşadiye Hakimiyken, fetö soruşturması nedeniyle ihraç edilmiştim. Bu konuyla ilgili Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı, Doğan Haber Ajansı, Memurlar, Milliyet, Hürriyet, Sabah, Reşadiye Gündemi ve bir kısım yerel basında haberim yapılmıştı. Hatta kelepçeli temsili fotoğraflar konularak söz konusu haberin vurgusu artırılmıştı. Google kayıtlarında yüzlerce haber sitesinde Reşadiye de fetöden ihraç edilen ve gözaltına alınan Hakim MSU olarak kayıtlara geçtim. İhraç edildikten sonra beş ya da altı saat gözaltında kalıp, hakkımda somut bir delil olmaması nedeniyle Savcılık tarafından serbest bırakıldım. Aslında hikaye benim için bundan sonra başlıyordu. Öncelikle beni iyi tanımayan arkadaş çevremin sosyal medyada sansürüne uğradım. Öyle ki selam vermekten dahi korkanlar oluyordu.
Müteakiben iki ay sonra ihraç kararına yapmış olduğum itirazlar kabul edilerek hakkımdaki ihraç kararı kaldırıldı. Bu haksız süreçten sonra Avukatlık yapma kararı aldığım için Hakimlikten de istifa ettim..
Yaşadığımız bu haksız sürecin de etkisiyle kalp rahatsızlığı geçiren can parçam, annem, 27/07/2017 tarihinde ahirete irtihal eyledi.
Ve aylar birbirini kovaladı, adli yönden hayatımızın her bir anı didik didik edilerek, geriye yönelik telefon kayıtlarımıza, girdiğimiz internet sitelerine, banka hesap hareketlerine, HSYK seçimleri dönemine ait baz sinyallerine, sosyal medya geçmişimize, telefon ve bilgisayarım üzerinde yapılan bilirkişi incelemelerine, MİT ve KOM Şube Araştırmaları, dinlenen ondan fazla tanıkların ayrıntılı anlatımlarına, mail ve SMS trafiğine, memuriyet, müdürlük ve hakimlik referanslarımıza kadar aklınıza ne geliyorsa araştırılarak yargılama sunucunda; Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin oy birliği ile verdiği karar ile Cumhuriyet savcısının beraat (Yasal Unsurları Oluşmayan Suçtan) mütalaasına uygun olarak beraat ettim ve bu karar kesinleşti.
Ankara’daki dostlardan bana hakimliğe dönüş için dilekçe ver diyen oldu. Ancak ailevi bazı özel nedenlerden dolayı dönüş için dilekçe vermedim. Vermeyi de düşünmüyorum, bu konudaki kararım kesin ve net. Hatta Fatsa’nın merkezinde ofis kiralayıp, bir yıllık kirasını da peşin ödedim.
Beni en çok üzen de, adli ve idari yönden beraat etsem de, rahmetli annemin kalp rahatsızlığı ile vefatı nedeniyle müebbet acıya mahkum edildim. Annemin üzüntülerinin hesabı ahirete kaldı.
Beraat kararım ile ilgili yerel veya ulusal basında tek bir haber yapılmadı. (Bir kaç küçük istisna dışında)
Aslında beraat kararım ile ilgili açıklama yapmayı düşünmüyordum. Ancak Adli ve idari yönden aklandığımın duyulmamasını fırsat bilen bazı karakter yoksunu kişiler, çeşitli çıkar saikleriyle, hakkımda dedikodu yaptılar. Bir çok farklı kaynaktan teyit ettiğim bu bilgilerden sonra, beraat kararını da paylaşmak suretiyle açıklamak yapmak zorunda kaldım. Adli ve idari yönden temize çıkmamıza rağmen hakkımızda her türlü iftira ve dedikodu yapmaktan geri durmayanları, bu vesileyle Allah’a havale ediyorum.
15 Temmuz gecesi saat 24:00’da sosyal medya üzerinden “Bedeli ne olursa olsun devletimin yanındayım. Allah’ım sen devlete ve millete zeval verme” müteakiben; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti adına karar veren bir hakim olarak devletimizin ve milletimizin yanındayım. Vatanına, bayrağına ihanet edenler bedelini mutlaka ödeyecekler!!! Ülkemize hep birlikte sahip çıkalım. Türkiye Mısır olmasın…!” paylaşımları yaptım. Ve bir hakim olarak ilk anda meydanlara inmek suretiyle darbeye tepki gösterdim. Ancak yine de haksız bir süreci yaşamak zorunda bırakıldım. Masumiyet karinesinin önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bu karinenin hikayesi uzun yıllar öncesine dayanır. Temelinde “Suçsuz bir insanın hapse girmesindense, suçlu bir insanın serbest gezmesine imkan veren” bir karinedir. Savunma hakkı, Lekelenmeme hakkı, Masumiyet karinesi, Suçsuzluk karinesi, Adil yargılanma hakkı, hukukun genel ilkeleri nin temelini oluşturmaktadır. Bu noktada Adli ve İdari Makamlara, özellikle medya mensuplarına büyük sorumluluk düşmektedir. Çünkü hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmayan kimsenin ifşa edilmesi, peşinen müebbet mahkumiyet anlamına gelecektir.
Bundan sonra Avukat olarak, Hukukun Genel İlkelerinin, İnsan Haklarının, Suçsuzluk karinesinin, Kutsal Savunma Hakkının, Adil yargılanma hakkının savunucusu olacağım.
Karınca misali bu amaca hizmet etmek için www.adalethaber.org adlı internet sitesini kurdum. Sitemizin sloganı “ADALET İÇİN DOĞRU BİLGİ”. Gerek muhterem babam Recep Uzun un ve kıymetli ilahiyatçı yazarların katkılarıyla “İslam Hukuku”, gerekse şahsımın ve meslektaşlarımın katkılarıyla “Pozitif Hukuk” ile ilgili araştırma, hukuki haber, makale ve köşe yazıları bu sitede paylaşılacaktır.
Aslında söylemek istediğim çok şey var ama, diğer hususları bunlarla birlikte Allah’a (c.c.) arz ettim.Bu süre zarfında masumiyetime inanan ve desteğini hiç esirgemeyen tüm aile efradıma, sevgili eşime ve kıymetli ailesine, dost ve arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Özellikle bu süreçte vefalı, yayla yürekli Reşadiye halkının desteğini unutmam mümkün değil. Allah onlardan razı olsun. Allah hiç kimseyi böyle bir şeyle imtihan etmesin.
Allah Ülkemizin başına bela olan, 250 şehidimizin kanına giren, Fetö’nün ve kripto militanlarının belasını versin. (Amin)
Bu yazıyı paylaşmamın sebebi siyaseten bir sonuca varmak değil, masumiyet ilkesine ve kripto fetöcülerin hala etkili olduklarına dikkat çekmektir. Keşke sayın Cumhurbaşkanımıza ulaşabilsem de tüm bu süreci tüm ayrıntılarıyla anlatabilsem. Bu yaşadıklarımın tek sorumlusu, Devletin kılcal damarlarına sızmış ve hala kendini gizlemeyi başarabilmiş kripto fetöcülerdir. Uzun yıllar önce (15-20 sene önce) o dönem cemaat olarak bilinen yapının kıyısından köşesinden geçmiş herkesi Fetö kazanına atıp, bu ateşle kaynatarak hem Fetö soruşturmalarının sulandırılmasına sebep oluyorlar, hem de bu şekilde güven telkin ederek görevde kalmayı başarabiliyorlar. Ne kadar haklı olduğumu yıllar sonra sizler de anlayacaksınız.
Devletimiz ancak hain darbe girişimine teşebbüs etmiş, ya da darbe yapılmasını arzu eden, örgütün hedefleri doğrultusunda her an emir almaya hazır bir şekilde bekleyen, adeta canlı bomba misali kendini bu amaç uğruna her an patlatmaya hazır bekleyen, sınav sorularını sızdıran, meşru iktidarı devirmeye çalışan, kendini gizlemiş gerçek Kripto Fetöcüleri ortaya çıkararak bu hainlerle mücadele edebilir. Bu işin sadece ve sadece ibaret kısmında kalmış olanlarla uğraşmak, onları özgürlüğünden alıkoymak, yargılamalarla mağduriyete sebep olmak inanın en çok Fetöye fayda sağlayacaktır.
Kalbi, Dua, Muhabbet ve Hürmetlerimle,”
Av. Mehmet Sami Uzun