Kadir İnanır onur ödülünü aldı

Film Festivali'nin açılış töreninde Kadir İnanır’a onur ödülü verildi.
Almanya’nın Nürnberg kentinde düzenlenen 21. Türkiye-Almanya Film Festivali'nin açılış töreninde Kadir İnanır’a onur ödülü verildi. Kadir İnanır, ödülünü Alman sinemasının önemli isimlerinden Mario Adorf ’un elinden aldı. Festival Başkanı Adil Kaya ve festival yönetmeni Ayten Akyıldız’ın organizesindeki törende Türkiye Başkonsolosu Yavuz Kül , Nürnberg Belediye Başkanı Ulrich Maly ve birçok özel davetli hazır bulundu.
Festival Başkanı Adil Kaya ile Belediye Başkanı Ulrich Maly'nin konuşması sonrası sahneye çıkan Başkonsolos Yavuz Kül'ün konuşma yapacağı sırada ellerinde pankart olan bir grup sahneye çıkarak, “Kürdistan’a özgürlük” şeklinde slogan atmaya başladı. İlk şaşkınlığın ardından grup apar topar sahneden indirildi. Başkonsolos Kül, olayı sessizce ve serinkanlılıkla izlerken yaptığı konuşmada, “Bu güzel sanatsal olayı çirkinleştirmemek gerekir” diye konuştu. Kül, Kadir İnanır’a hayranlığını belirterek, ona “Hoş geldiniz” dedi. Başkonsolos Kül, Festival Başkanı Adil Kaya ile Yönetici Ayten Akyıldız’ı tebrik etti.
İNANIR: GÜZEL ÜLKEDEN GÜZEL SELAMLAR GETİRDİM
Kadir İnanır, ödülünü Mario Adorf’ın elinden aldıktan sonra yaptığı konuşmada şöyle konuştu: “Dünyanın en güzel ülkesinden en güzel selam getirdim. Bizim barış kelimesini kullanmaktan başka hiçbir sorunumuz yok. Bunu çözeceğiz. Havalar ısınınca, yani denize rahatlıkla girildiği zaman mültecilerle ilgili büyük bir film yapacağım. Bu güzel ve onurlu ödül için teşekkür ediyorum.”
Ödül töreninde Mazlum Çimen’in saz dinletisi beğeni kazanırken, tören sonunda Kadir İnanır hayranlarıyla fotoğraf çektirdi.
İnanır aldığı ödülden sonra CNNR00;Türk’e verdiği röportajda şunları söyledi.
“Sanat aydınlığa ve düşünceye davet eder. Sanat, Aydınlığı ve çağı sunar. O zaman iki sanat kavramı kültürle birleşince orada mutlaka güzellik ortaya çıkar. Onun bir parçası olmak ve katkı sağlamak sanatçıya müthiş haz verir diye düşünüyorum. Saygı duyulan, güvenilen bir sanatçı olmak istiyorsanız, yaşadığınız toplumun, dünyanın sorunları ile yakından ilgilenmek ve sorunlara karşı aşırı duyarlı davranmak gerekiyor. Eğer böyle değilseniz asla sanatçı değilsinizdir. Bu olumsuzlukların ortadan kalkması için verilen mücadelede siz en önde değilseniz yine sanatçı değilsiniz. Sanat yaparsınız, zaman doldurursunuz, geçip giderseniz unutulursunuz. Ben onun kavgasını veriyorum. Sanat çalışmalarımda yaptığım filmlerde % 65’e yakın istediklerini yapmış bir sanatçının rahatlığını ile bu ülkede dolaşıyorum. Yaptığım öyle filmler var ki, bir daha yapılmayacak cinsten filmlerdir. Öyle bir sine biyografim var ki, çok önemli bir bölümü Danıştay kararı ile ağır sansürle uğraşmış filmlerdir. Çok önemli bir bölümü önemli romancılarımızın eserlerinden ortaya çıkan filmlerdir. Öylesine filmlerim var ki, doğanın gücüyle insan gücünün çarpıştığı bu filmler bir daha yapılamaz cinsten. Bizim o tarihte 1 Milyon TL’ye yaptığımız filmi bugün 25 Milyon TL’ye yapamazsınız. Bizim o filmlerle koyduğumuz o büyük yüreği dünyanın hiçbir sanatçısında bulamazsınız, dayanamazlar. Gerçektir bu durum. Amerika’nın ünlü bir oyuncusunu Türkiye’de film setine getirin iki gün sonra kaçar. Günde o oyuncuları iki saatten fazla çalıştıramazsınız. Günde 18 saat çalıştıramazsınız. Üç tane otel odasında 18 kişi olarak yatıramazsınız. 38 derece tamamı karlı -20 derecede bir katırcılar filminde oynatamazsınız. Mesleğe ve seçtiğiniz hikâyeye koyduğun kocaman bir yüreğin başarısıdır. ” dedi.
Mültecilerin dramını anlatan bir film ile sevenlerinin karşısına geçecek olan İnanır: “Yaşanılan insanlık dramının en büyük belgesi sinema filmidir. 50 yıl önce çektiğimiz bir filmi insanlara halen sunabiliyorsak, o sinemanın kalıcı ve büyük etkinliğinden kaynaklanıyor. Şu anda yaşanan ve uzun zaman yaşanacak olan bir insanlık dramı var. Bizim hikâyemizde de genç bir sinemacı arkadaşımız muhteşem bir hikâye bulmuş. Filmimizin yarısına yakın kısmı denizde geçiyor. Boğulan insanların arasında bulunan insanlar arasında gece yarısı sabaha karşı balıkçı tekneleri ile birleşmesini anlatıyor. İnsanlığın vicdanını, merhametini ortaya koyacağız. Çok etkileyici bir film olacağını düşünüyorum” dedi.
Sanat çalışmalarına üç yıl ara verdiğini belirten İnanır: “Huzurun, mutluluğun yaşanmadığı bir yerde sanatın yapılacağına inanmıyorum” dedi.