Bir başarı öyküsü ve Yılmaz Kürkçü

ticari hayatında başarıdan başarıya koşuyor...
1933 yılında Fatsa’da dünyaya gelen Yılmaz Kürkçü, yıllar sonra geldiği Fatsa’da, yakın dost ve arkadaşlarını ziyaret ederek hasret giderdi.
Az da olsa çoçukluk arkadaşlarını bulup gözyaşları içerisinde hasret gideren Yılmaz Kürkçü hayat hikayesini şöyle anlattı.
1933 yılında Fatsalıların yakından tanıdığı Dere üzerinde uzun yıllar kuru kahvecilik yapan Haygaz Kürkçü’nün oğlu, Harun Kürkçü’nün ağabeyi olarak dünyaya geldim. Çocukluğum da bugün Yıldız Market olarak hizmet veren iş yerinde çalışarak geçti.
1956 yılında Kars’ta askerliğimi tamamladım. Fatsa’dan 3 arkadaş Kars’a gitmiştik. Komutanımızın da Ordulu olması sebebiyle aramızda bir sıcaklık oldu ve şoför olarak askerliğimi tamamladım. Terhis olup Fatsa’ya döndükten sonra bir süre Suat Akat’ın, bir süre de Sebahattin Bursalıoğlu’nun kamyonlarında şoför olarak çalışarak iş hayatımı sürdürdüm.
Sabah erken saatlerde Samsun’a gidiyor, Fatsalı tüccarların siparişlerini mağaza mağaza gezerek alıp Fatsa’ya getiriyordum.
Yaptığım iş kendime göre çok iyi bir iş olmasına rağmen, kendimi yenilemem ve yeni bir hayata başlamam gerektiği düşüncesiyle Fransa’ya gitme kararı aldım. 2 sene Paris’te işçi olarak çalıştım; ama mutlu değildim. Bir gün Fransa’da Türk Konsolosluğuna gittim. Gittim; ama dünyam başıma yıkıldı. Görevli memur benim Türk vatandaşlığından çıkartıldığımı söyledi, çok üzüldüm. Bu defa Fransız konsolosluğuna gittim ve Fransız vatandaşı olduğumu tescil ettirerek yaşantımı devam et
tirdim. Bu arada ismim de Jacqves Covriant olarak değişti; ama yakın arkadaşlarımın Türkiye’ye dönmem konusunda ısrarına rağmen , ben burada yaşantımı sürdürmeye karar verdim. Ancak; Paris serüvenim ağır ağır bitiyordu. Bu defa Marsilya’ya gitmeye karar verdim. İyi ki, böyle bir karar vermişim. Bir yandan Fiat firmasında işçi olarak çalışırken, bir yandan da yuva kurup çoluk çocuk sahibi olmak istiyordum. Başarılı olmam da en büyük pay sahibi olan ve 2 çocuğumun annesi Alice Covriant ile tanışıp evlendim. Alice o zaman özel bir şirkette sekreter olarak çalışıyordu. Allah’a çok şükür olsun ki, iyi bir seçim yapmışım ve hayatım daha düzenli bir hale geldi.
Uzun bir ayrılıktan sonra 1969 yılında babamın ölümü üzerine Fatsa’ya geldim. Bir süre Fatsa’da kaldıktan sonra tekrar Fransa’ya gittim.
Bu arada Fiat firmasından ayrılıp bir süre ikinci el araba alıp satarak ticari hayatımı sürdürüyordum. Daha sonra Renault firmasında çalışmaya devam ettim; ama hayalimde hep kendi işimi kurmak vardı. Çalıştığım işyerinin sahibi benim çalışma performansımdan çok memnundu. Yaşı da biraz ilerlediği için işini tasfiye etmek istiyordu. Bir gün beni evine çağırdı, uzun uzun konuştuk. Benim tahmin ettiğim fiyattan daha büyük fiyata iş yerini bana devretti. Ben de kendi imkanlarım nisbetinde iş yerimi genişletip daha geniş kitlelere hitap etmeye başlarım. Bu arada 2 çocuğum olmuştu. Bir yandan onları büyütürken, bir yandan da yeni iş alanlarını araştırıyordum. Japon firmasından Nissan’ın bir yetkilisinin Marsilya’ya yetkili bayii ve servis vermek için geldiğini ve yer aradığını duyunca hemen arayıp, bu işi en iyi şekilde yapabileceğimi bildirdim. O da iş yerimi gezip gördü ve beğendi. Hemen işe koyuldum ve Nissan’ın kendi projesine göre iş yerimi dizayn ettirip hem satış hem de yetkili servisi oldum,ticari hayatımı sürdürüyorum. İşlerimizin son derece iyi olmasından sonra mevcut yerimizin yanında bir yer daha satın aldım. Dolayısıyla iş yerimizi büyüterek daha modern bir şekilde ticari hayatımızı sürdürüyoruz. Bu arada 2 oğlumdan 4 torunum var. Belli bir yaşa geldikten sonra yoruldum ve işimin başına oğullarım geçti, Onlar yürütüyor. Ben de zaman zaman gidip gelerek kontrol ediyorum.
Hayatımda en çok üzüldüğüm olay da 16 yıl büyütüp beslediğim evimizin bir parçası olan kedimin ölmesi idi. Onun ölümü hem beni hem de ailemizi derinden sarstı.
Yıllar sonra eşimle birlikte Fatsa’ya gelerek eş ve dostlarımı bulup hasret giderdim. Ama bir çok arkadaşım bugün hayatta değiller. Onları çok; ama çok arıyor ve özlüyorum.
Bu arada Fatsa gerçekten çok büyümüş ve gelişmiş. Gezip dolaşırken nerede olduğumu dahi anlamakta zorluk çektim. Fransa’ya yolu düşen Fatsalı hemşehrileri mi de davet ediyorum. Gelirlerse beni çok mutlu ederler. Bunu çok samimi ve içtenlikle söylüyorum.