Tamamen arz-talep meselesi. Dünya'da böyle bir ürün yetiştirilemez. Çürürse yağ olur, kabuğundan yakıt olur, bozulmaz. Eşsiz bir ürün. Yani ciddi anlamda altın bir ürün. Biz rekolte tartışmalarını geçtik artık. Üreticinin daha toplamadığı fındığının hesabını yapmak doğru bir yaklaşım değil" dedi.

Üreticilerin mahsulü tam anlamıyla sahiplenmesi gerektiğini ifade eden Özgen: "Borsaların tabelalarında şu anda fındık fiyatlarının yazılı olması gerekiyor. Burada bazı şeyleri düşünüp anlamak lazım. Üreticilerimiz şu an hasat döneminde. Eğer üreticiler gerçekten mahsulünü sahiplenip, bu benim malım derse kesinlikle fındık fiyatında büyüme ve istikrar olacak. Tabi ki üreticilerimizin piyasa borcu vardır, çocuğu okula gider, ihtiyacı vardır ama yeter ki toplamış olduğu mahsulü satarken acele etmesin. Biraz dayansın, dişini sıksın. Hiçbir tüccar gidip üreticinin gırtlağına da çökmez. Herkes tabiî ki borcunu ödeyecek ama süre önemli. Belli bir geciktirme yapılırsa fındık kesinlikle fiyatını yükseltecek ve bu yıl altın çağını yaşayacak" diye konuştu.

Rekolteyi en iyi üreticilerin bileceğine vurgu yapan Özgen: "En iyi rekolteyi üretici yapar. Hangi üreticiye sorarsanız sorun, bahçesinde ne kadar fındık olacağını bilir. Önceden salkım olan dalların hep ayağa kalktığını söylüyor üreticiler. Eğer üretici biraz dikkatli olur ve fındığı pazara indirmezse yüzü güler. Kesinlikle altın yılını yaşayacak" dedi.

  Fiyat konusunda en belirleyici unsurun üretici olduğunun önemle altını çizen Özgen; "Şu anda serbest piyasada fiyat konusunda bir belirsizlik var. Mahsul harmanlanmadı. Bu nedenle bir bekleyiş var. Bir ara düşüş de yaşayabilir ama ihracatçılar satışlarını yaptı. Dolayısıyla iş üreticide bitiyor. Üretici mahsulünü sahiplenecek. Tüccar fındık almak zorunda. Üretici ne zaman pazara indirirse o zaman alacak. Dolayısıyla fiyat konusunu belirleyici unsur üretici olacak. Üretici ne kadar sabrederse fiyat o kadar iyi olacak" diyerek konuşmasını tamamladı.