Taksim Gezi Parkı eylemleri Fatsa Cumhuriyet Meydanı’nda da yankı buldu
.jpg)
“İktidar Hayatı Hedef Aldığında, Hayat İktidara Direniş Olur!
Gezi Parkı direnişi, AKP faşizmine karşı direnişe dönüştü. İkinci güne giren kesintisiz direniş Taksim’den dalga dalga tüm İstanbul’a yayılırken tüm ortak sloganımız“Hükümet istifa” ve “Faşizme karşı omuz omuza” oldu
Gezi Parkı rantçıların, paraya tapanların değil, yaşam alanlarına sahip çıkanların tarihi mirasıdır!
Sermayenin azgın temsilcileri, İstanbul’u yerle bir edip yeni rant alanları inşaa etmek üzere verdikleri sözü tutmaya ant içtiklerini bir kez daha gösterdiler. Kentteki her tarihi binayı rezidans otel, her arsayı beton bina, her parkı AVM, her ağacı kereste ve kamusal alanları kendi özel mülkiyeti olarak gören saltanatçılar 3. Köprünün temelini atarken “Gezi Parkı’nın katli için de karar verdik” diye buyurdular. Kamusal yaşam alanlarını savunan insanların üzerine biber gazlarıyla, coplarıyla, panzerleriyle, tomalarıyla bir kez daha yürüdüler.
Kentsel talan süreci şimdi toplumsal yaşamımızın belleği olan meydanlarımızı ortadan kaldırmaya yönelmiş durumda. Gökdelenlerin, AVM’lerin, rezidansların, toplu konutların, otoyolların, katledilen ormanların, yok edilmek istenen parkların, yıkılan tarihi binaların, yapımına başlanan rantsal köprülerin kıskacındayız şimdi.
İstanbul sil baştan yeniden dizayn edilirken, tarihi de yeniden yazılmak isteniyor.
Bu tutumuyla “Kentin sadece iki sahibi vardır” diyor sivil dikta: “İktidar ve piyasa!” İkisi de aynı kapıya çıkıyor, sermayenin sınırsız egemenliği! Bizlere sunulan seçenek ise ya müşteri ya da “marjinal suçlu” olmak.
Bundan tam 2 yıl önce deresine, suyuna, toprağına sahip çıkmak için AKP’nin gazıyla öldürülen Metin Lokumcu’nun acısı ve öfkesi hala içlerimizde taze. Onun taşıdığı başka bir dünya inancı ise, AKP karanlığına karşı aydınlık bir gelecek kurma mücadelemize ışık tutuyor.
Şimdi; İnsanların yüreğine zorbalıkla korku salanlara, şükürcülükle gönüllü kulluk düzeni kuranlara karşı Karadeniz’in dalgaları kadar özgür bir yaşamı savunan yüreğiyle Metin Lokumcu’nun cesaretiyle direnme vaktidir.
Hırsızlara, soygunculara, sömürü ve talanın baş aktörlerine, bu köhne düzenin devamı için halka her tür kötülüğü yapmaktan çekinmeyenlere; artık verecek ne tek bir ağacımız, ne bir avuç toprağımız, ne de bir damla alın terimiz var!
Başta İstanbul olmak üzere tüm illerdeki polis müdahalesine son verilmesini talep ediyoruz. Eğer müdahaleler durdurulmazsa bizlerinde eylemlilik hali devam edecektir. Her yer Taksim her yer direniş şiarıyla mücadelemizi yükselteceğiz” ifadelerine yer verildi.