40 SAATLİK FATSA SERÜVENİ... Maral Öztekin yazdı...
![40 SAATLİK FATSA SERÜVENİ... Maral Öztekin yazdı... 40 SAATLİK FATSA SERÜVENİ... Maral Öztekin yazdı...](/br/maral_oztekin_ziyaret_(3).jpg)
Gökhan Arhavi’ li olduğu için tipik bir Karadeniz fanatiğidir. En az benim kadar arzulu olduğundan bu ani kararımı hiç yadırgamadı
Sevgili Kardeşim Ferudun’ un FATSA GÜNEŞ’ in Haftanın Mesajı sütununda ısrarla FATSA’ ya daveti üzerine, bir pazartesi akşamı aniden FATSA’ ya gitmeye karar vererek asistanım Gökhan KURDOĞLU’ na “Yarın sabah 05.00 de bende ol! FATSA’ ya gidiyoruz” dedim.
Gökhan Arhavi’ li olduğu için tipik bir Karadeniz fanatiğidir. En az benim kadar arzulu olduğundan bu ani kararımı hiç yadırgamadı…
… Salı sabah 05.00 de arabayı hareket ettirerek saat 13.00 de FATSA’ ya ulaştık. İki gece konaklayacağımız FANİZAN’ a bile uğramadan “Tam Bolaman’ da pide yeme zamanı” diyerek doğruca Bolaman’ a gittik… Hava çok güzeldi… Kumsalın üzerinde kurulu masaların ayaklarına kadar gelen denizin dalgalarını izlemek, sesini dinlemek de çok güzeldi. Ama yediğimiz pide için aynı şeyi söyleyemeyeceğim !…
O pideleri yemek sağlığımıza zararlıydı; ancak maksat Bolaman Nostaljisi yaşamaktı…
Ona değdi…
… Bolaman dönüşü otele giderek vakit kaybetmektense, arabamızı münasip bir yere park edelim de hayatta kalan akraba ve arkadaşlarımı bir an önce göreyim dedim…
Sahil yolunu boydan boya iki kez gittik, geldik…
Heyhat ! İstanbul’ da olduğu gibi, FATSA’ mızda da en büyük sorunların başında otopark sorunu geliyormuş meğer !...
Şehre girince ilk işim Kuzenim Beşir Fuat GÜREL Ağabeyimi, Kayınbiraderim Eczacı Şükrü YALMAN’ ı ve Sevgili Ferudun ALTUNTAŞ’ı ziyaret etmek oldu.
Hepside beni büyük bir şaşkınlıkla karşıladılar… Çünkü o günlerde geleceğimi bilmiyorlardı…
Ferudun’ a “ Gel “ dedin , “Geldim işte” dedim… Böyle söylediğim için sonra üzüldüm! Zira Sevgili Ferudun işini bırakıp bir rehber gibi benimle beraber dolaştı FATSA’ yı…
O gün akşam yemeği için FANİZAN’ ın tam karşısında denize sıfır bir konumda yeni açılan MARİNA Restoranta gittik. Ferudun, Şükrü ve Eşi Gülin ile birlikte….
… Restoran konumu itibariyle güzel bir yerde, gün ışığında ve de yazları iyi iş yapabilir… Ben her FATSA’ ya gidişimde olduğu gibi başta Melevcen olmak üzere tıka basa yöresel otlardan ve mısır ekmeği yedim.. Hepsi nefis idi…
FATSA’ daki son günüm olan ertesi günü sabahtan Asri Mezarlığa gittim..
İşte o zaman kendimi FATSA’ da hissettim… Zira, bütün mezar taşları tanıdık idi; bütün taşlarla ilgili anılarım vardı… Tüm yatanlara topluca dua ettikten sonra doğruca Ferudun’ un bürosuna gittim.
Mezarlıkta kendimi ne kadar FATSA’ lı hissettimse, şehrin içinde tam tersi yabancı bir turist gibiydim…Sokaklar, Caddeler çok kalabalık ve hiç kimseyi tanımıyorum, gerçi onlar da beni tanımıyorlardı!...
Sokaklar, caddeler, birer taş yığını binalarla adeta nefes alamaz hale gelmiş!...
Her binanın altı İstanbul’ da var olan çeşitli mağaza ve dükkanlarla dolu…
… Ve sahil hariç, şehir yeşile hasret kalmış…
Elekçi Irmağı kenarına yapılan PARK Cafe ile şehrin girişindeki Kültür Sarayı ne kadar şık ve zarifse, sabah ziyaret ettiğim Asri Mezarlık o kadar bakımsız idi… Oysaki AKP’ li Belediyelerin İstanbul’ da bile takdire şayan hizmetleri bakımlı ve temiz mezarlıklardır… Bakıcılarıyla, güvenlikçileriyle gerçekten insanlara huzur veren yerlerdir oraları… Ziyaret etmek istediğim, ama Ankara’ ya gideceği için, bu isteğimi gerçekleştiremediğim Sevgili Belediye Başkanımıza duyurulur !...
… Ferudun ile o gün FATSA gezimize ilkokul arkadaşım olan Hacı Rahmi YANGIN’ ı ziyaretle başladık. Rahmi’ nin bize ikram ettiği incir ve taze fındık çok büyük bir incelikdi…
Oradan FATSA’ nın yeni Emniyet Müdürünü ziyarete gittik… Genç dinamik bir arkadaş… 30 yıldır polisin içinde her kademesindeki kişilerle beraber oldum.Yani deneyim sahibi olarak gözüm tuttu Emniyet Müdürümüzü…
… Ve oradan çıktık, daha önceden merak ettiğim KABAKDAĞ’ a değil de, BECOĞLU’ nun SAADET HANIM Restoranına gittik. Baba oğul BECİOĞLU gerçekten çok şık ve ambiyansı olan bir mekan açmışlar. Nefis Gürcü yemeklerini büyük bir iştahla yedik…
Restoran’ ın içinde sergilenen organik ürünler, kütüphane köşesi, menüsünün dizaynı ve içeriği bir FATSA’ lı olarak gerçekten beni mutlu kıldı… Baba ve Oğlu tebrik ediyorum… O gün KABAKDAĞ’ da TÜRSAB’ a bir sunum yapılacağı için oraya gitmeyi başka sefere bıraktık.
Ferudun “Ağabey gel Başkanı ziyaret edelim” dedi ve doğruca BOLAMAN’ a gittik. Tahminen 6 dönemdir BOLAMAN Belediye Başkanı olan akrabam Sevgili Sabri SERDAROĞLU’ nun önce Makamına, daha sonra da birer çay içmek için BOLAMAN Kumsalına giderek sohbet ettik.
FATSA’ daki, son akşamımızda Sevgili Şükrü ve Eşi Gülin bizi PERŞEMBE’ ye Vonalı Celal’ in yerine götürdü… Yine yöresel otlara doyasıya yumuldum…
… Ve ertesi sabah saat 06.00 da İstanbul’a müteccihen yola çıktık…
… İşte benim 40 saatlik FATSA Serüvenim böyle geçti…
FATSA’ da geçirdiğim saatleri detaylı olarak yazdım…
Gayem benim gibi sıladaki FATSA’ lıları , FATSA’ ya gitmeye isteklendirmek…
… Ama Sevgili Ferudun’ a söylediğim şu sözleri de buraya aktarmadan yapamayacağım…
Hani bir şarkı vardır “ Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” diye
İşte nostaljik FATSA arayanlara duyurulur…
FATSA , İstanbul gibi olmuş; yani Dr Suat ERKMEN’ in deyimiyle FATSAMBUL olmuş…
Ziyaret edemediklerimden özür diler, bana bu fırsatı yaratan FERUDUN’ a teşekkür eder, tanıyan tanımayan herkese sevgi ve saygılarımı sunarım…