Tarım İl Müdürlüğü toplantı salonunda Ordu'daki köy ve mahalle muhtarlarının katıldığı fındıkla ilgili toplantı düzenlendi. 

     Toplantıda konuşan Sadıkoğlu, fındığın kentin tek ekonomik ve geçim kaynağı olduğuna işaret ederek, fındığın Türkiye'nin de prestij ürünü olduğunu vurguladı. 

     Fındık ihracatı ile Türkiye'ye önemli döviz girdisi sağlandığını belirten Sadıkoğlu, Ordu ve Giresun için fındığın vazgeçilmez olduğunu, güç birliği olması için eylem planının adının OR-Gİ konsepti olarak konulduğunu açıkladı. 

     Fındıkta yaşanan sorunlara işaret eden Sadıkoğlu, şunları söyledi: 

     ''Ekonomik manada 6 ilde yetişen fındık, bugün 13 ile yayılmış ve alan sınırlaması uygulanamamıştır. Düz alandaki dikim, sorunun temelini oluşturmaktadır. Kadastro çalışmaları tamamlanmalıdır. Fındıktan daha fazla gelir getiren elma ve kivi gibi meyve yetiştiriciliği yüksek primle teşvik edilmelidir. Fındıkta alivre satış, emanete alım ve finansman yetersizliği halen devam etmektedir. Fındık dünya üretiminde tekel olduğumuz bir ürün, serbest piyasa şartlarına bırakılamaz. Fiyat düzeni iyi kurulduğu dış ticaret dengesine etkisi olabilen göç, erozyon, istihdam, demografi ve sağlıklı beslenme açılarından da ele alınması gereken ve ülke mize mukayeseli üstünlük sağlayan bir prestij ürünüdür. Türk fındığı dünya tüketiminin en az yüzde 75'ini karşılaması ve yurt dışına herhangi bir döviz çıkışı olmadan yılda yaklaşık 1.5 milyar dolar getiren bir milli üründür.'' 

     Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) depolarında bulunan 600 bin ton fındığın ise serbest piyasada tehdit olarak algılandığını ifade eden Sadıkoğlu, fındıkta 2009-2010 yılı rekoltesinin 450 bin ton olduğunun tespit edildiğini söyledi. 

     2009 yılı ihracat ve iç tüketim ihtiyacının karşılanabilmesi için 100-150 bin ton fındığın TMO depolarından çıkmasının beklendiğini kaydeden Sadıkoğlu, ''Dolayısıyla 2010 sezonuna kadar fiyatın 2 ya da 4.5 TL olmasına bakılmaksızın 170-250 bin ton arasında ürünün TMO depolarından çıkması beklenmektedir'' dedi. 

 

     FİSKOBİRLİK'in uygulamaları ile temel koopera tifçilik faaliyetlerinden uzaklaştığını, emlak, sigorta ve market gibi ikincil faaliyetlere yoğunlaşarak fındığı göz ardı ettiğini öne süren Sadıkoğlu, FİSKOBİRLİK'in mal varlığı ile üreticiye olan borçlarının kapatılması, alt yapı imkanlarının TMO bünyesinde kurulacak bir piyasa düzenleyici kurul tarafından kullanılmasının uygun olacağını savundu.