BAZ İSTASYONU VE GERÇEKLER DEVAMI..
Sevgili Güneş gazetesi köşe yazarı ; hatırladığım kadarıyla 2005 yıları idi. Yine bu gazetede yazılar yazı yordun. Evinin karşısındaki vericiden şikayetçi idin ve bazı değerler vererek bir şeyler anlatmaya çalışıyordun ve bu durum 6 ay sürdü. Sordum ki derdi nedir ? Dediler ki eşinin kanser hastalığını baz istasyonuna bağlıyor dediler.Uçuk rakamlar ve bilimsel olmayan yanlışlıkları daha fazla yapmaman için bir yazı yazdım. Güneş gazetesinde, gazetenin çıktığı Cuma günü saat 16.00-17.00 gibi BENIM MUHATTABIM DEĞİLSİN DEDIĞIN KİŞİNİN yani benim dükkanımda soluğu aldın ve neden böyle yaptığını ve Ankara’da İzmir’de bir avukat birde doktorun yardımcı olduğunu onların ağzından bu yazıları yazdığını anlattın. Yalan mı ? .
Bende dedim ki annemde kanser oldu 2 yıl (1999-2001) ve öldü. Bunun nedeninin baz istasyonlarının olmadığını anlattım. Teknolojiyi anlattım zararlarının ve yararlarının olduğunu izah ettim. Sende bu tür yazılarına 1 yıl gibi ara verip eşini kaybettikten sonra tekrar devam ettin. 1-2 yıl sesimi çıkarmadım acını paylaşmak için. Fakat son 6 aydır uçuk rakamlarla ortaya attığın iddialar yine beni şaşırttı. (16 kanal x 6 verici = 9600 watt yapmaz.) 9600 ü 50 ile çarpıp frekansı milyarlara çıkarttın. Öyle bir kavram yok. O zaman o bahsettiğinin bir nükleer santral olması gerekir.
50 Hz ile çarptıysan 480.000 Hz yapar buda 480 KHz eder ki bu değer bile 0,48 Mhz bir gücü ifade eder. Bu değer de seninde bildigin gibi çok düşük bir değerdir. Vericiler makro tip olanı 1-35 km yayın yapar , mikro tip olanı 1-10 km olanı yayın yapar. Senin evin karşısındaki de 100 abone ile sınırlı olanı ve en az kirlilik yapanıdır. Oradan söktü 50 metre ileri koyulmadı mı? Bir vericinin toplam gücü 100 watt ı geçmiyor. Bir cep telefonu da 900/1800 mhz ve 1/2 watt çıkış gücüne sahiptir. Eğer telefona uzak bir baz istasyonu olursa daha güçlü bir sinyal vermek gerekir .Limit değerler Türkiye’de alt seviyededir , yüksek seviyede olduğu bilgisi doğru değildir bu bilgiye inanmıyorsan TK (Telekomünikasyon Kurumu) ‘dan bilgi alabilirsin. Ama oradan verilen verilere de inanmıyorsun.
Amerika’da kanser vakası çok olduğu doğrudur. Bunun ana nedenlerinden biri Fastfood türü yiyeceklerin bolca tüketilmesidir. O çok bahsettiğin Motorola c115 telefonu da Motorola markası Amerikan malı olduğu için orada çok kullanılabilir. Yeri gelmişken söyleyeyim C115 Motorola modeli hiç stoklarımıza girmedi yani satmadık.
Herkes işine baksın diyorsun. Senin işin av sektörü ile ilgilidir. Ben ise 35 yıllık elektronikçi kim işini yapıyor. Sen alıcı-verici , elektronik sinyal, watt , amper, empedans , cereyan , Mhz , akım, Ohm , bobin , direnç, kapasitör , yarı iletken tüm devreler , avometre , osilaskop , anten v.b. gibi elektronik terimlerden ne kadar bilgin olabilir ki , benim gibi 35 yıllık tecrübesi olan birini bu konularla eleştirebiliyorsun. Beni eleştirmen için benim bilgi seviyemde olman gerekir. TK kurumu başkanı Sn. Tayfun ACARER inde katıldığı Hatay’daki toplantısından bir alıntı yapayım. Türkiye’deki baz istasyonlarının Almanya’daki baz istasyonlarına göre 4/1 oranında düşük olduğunu . Ölçülen kirliliklerin baz istasyonlarından değil tv-radyo vericilerinden kaynaklandığını söyledi.Buna da inanmıyorsan mail adresi var vereyim mail at öğren. Bu işler için kurallar tabi ki olacak. Belirtilen kuralların da uygulanma denetimleri devam ediyor. Gereksiz bir çivi dahi çakılmıyor. Önüne gelen beyanat verirse ortalık nice olur. Onun içindir ki Ulaştırma Bakanlığı ölçüm ve gerekli yetkileri TK ya veriyor.
Aslında anlatılacak çok şey var başı ve sonu bitmez.Atom çekirdeğinden alır ultraviyole ışınları,gama ışınları, X ışınlarına kadar gider. Bunun önüne geçmek mümkün değil. Doğa ve tabiat olayları bizler düzeltemeyiz. Çünkü yüksek gelirim hatları (havai hatlar) her türlü alıcı-verici , elektrikle çalışan her şey yani olmazsa olmazların zararları da var tabi ki.
Bugün sağlığımız için suyu testide saklamamamız, turşuyu, pekmezi küpte saklamamız gerek desem kim uygular. Kirlettiğimiz bu dünya yağmur yağdığında toprağa karışan radyoaktif maddeleri yeriz .Sonra topraktan buhar olup gökyüzüne çıkınca tekrar toprağa karışır bunu önleyebilecek gücümüz var mı ?
Herhangi biri 3 saat otursun dediğin konuya gelince benim dereüstünde bulunan şubemin çatı katına diğer operatörler tarafından baz istasyonu kuruldu. Orda 3 yıldır faaliyetteyiz hala bir şey olmuyor. Senin o bahsettiğin kapalı odaya vericiyi koyarsan oluyor, o işlemde hayvanlar üstünde yapılan deneyle araştırılıyor. Ozon tabakası deliniyor. Dünyada nükleer enerjiyi kullanan ülkeler var en büyük radyasyonu onlar yayıyor onları önlemek için ne gibi çaba sarfediyorsun ?
Baz istasyonunu Çullu Tepesi’ne koyarlarsa 100 watt gücünde olması lazım onun yerine 5-10 adete kadar mini istasyon kurulursa 100 watt’lık verici kadar zararı olmaz. Onun için şehir içlerine küçük baz istasyonları kurmak zorunda kalıyorlar. Bu Avrupa’ dada böyle ben gittim gördüm tespit ettim.Sen hiç gördün mü.. Sistem başka türlü olmaz ileride yeni sistemler çıkabilir cihazlar ve antenlerde yeni sisteme göre yapılabilir. Neden Tv nin , radyonun , buzdolabının , derin dondurucunun , Saç kurutma makinesinin , ütünün v.s. gibi tehlike yaratan elektronik aletler değil de onlara göre çok daha az güç harcayan baz istasyonları hakkında atıp tutuyorsun.
Tübitak’ın bu konuyla alakalı kitabı var al sen de oku. R.F. dalgaları iyonize olmayan dalgalardır diyor. Orda der ki ısı olarak etkiler. Vücut tarafından yutulan elektromanyetik enerjinin ısıya dönüşmesi ve vücut sıcaklığının artması olarak tanımlanır. Bu sıcaklık artışı ısının kan dolaşımı ile atarak dengelenmesine dek sürer. Cep telefonları gibi R.F. kaynaklarının sebep olabileceği vücut sıcaklığı gerçekten çok düşüktür ve büyük olasılıkla vücudun normal mekanizmaları ile kolayca vücut tarafından etkisiz hale geti rilebilir değerdedir. Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır. Öğrenmek isteyene de her zaman kapım açıktır.
Tübitak’ın bu konuyla alakalı kitabı var al sen de oku. R.F. dalgaları iyonize olmayan dalgalardır diyor. Orda der ki ısı olarak etkiler. Vücut tarafından yutulan elektromanyetik enerjinin ısıya dönüşmesi ve vücut sıcaklığının artması olarak tanımlanır. Bu sıcaklık artışı ısının kan dolaşımı ile atarak dengelenmesine dek sürer. Cep telefonları gibi R.F. kaynaklarının sebep olabileceği vücut sıcaklığı gerçekten çok düşüktür ve büyük olasılıkla vücudun normal mekanizmaları ile kolayca vücut tarafından etkisiz hale geti rilebilir değerdedir. Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır. Öğrenmek isteyene de her zaman kapım açıktır.
Kürşat MUTLU