Sevginin yıkamayacağı hiçbir engel yoktur... Trafik kazasında felç olan eşine gözü gibi bakan Kader Bulu “Onun tutmayan bir kolu, bir bacağı olmaya çalışıyorum”
Aşk ve sevgiyle birbirlerine sıkı sıkıya bağlanan çiftler, “Sevgimiz ve saygımız engellerin üstündedir”Birbirlerine delilercesine seven iki gencin bitmek, tükenmek bitmeyen ve ömür boyu sürecek aşk hikayesi 2012 yılında başladı.
Birbirlerini ilk gördüklerinde sırıl sıklam aşık olan gençlerin ölümsüz aşkları her geçen günde sevgi ve saygıyla da artarak büyüyor..
Fatsa Devlet Hastanesinde eşi Murat Bulu’nun tedavisi bulunduğu sırada karşılaştığımız Kader Bulu, eşine ender rastlanan ölümsüz hayat hikayesini gazetemize anlattı.
Murat ile tanışmamız 2012 yılının Kasım ayında oldu. Sonrasında Aralık ayında nişanlandık. 2013 yılının Eylül ayında kaçarak evlendik. Ardından iki yıl sonra eşimi askere gönderdim. On beş ay askerlik yaptıktan sonra terhis olup eve geri döndü. Bir ay sonra trafik kazası geçirdi ve hayat bizim için yeniden başladı. Çok zor bir süreçti. Eşimi hastaneye kaldırdığımızda omurilik felci olduğunu, bir daha asla yürümeyeceğini doktorlardan öğrendik. İkimizde 21 yaşında ve tecrübesizdik. Ordu Devlet hastanesinde 28 gün yattık. Çeşitli ameliyatlar sonrasında taburcu olduk. Eve geldikten sonra çevre baskısı ile karşı karşıya kaldım. Eşimi bırakmamla alakalı sözler çok oldu. Ben bu konuşmalara ve bu baskılara aldırış etmeden eşime sevgiyle, saygıyla daha çok bağlandım. Yedi yıldan beri omurilik felci olarak hayatımıza devam ediyoruz. Çocuğumuz olmadığı için eşim felçli iken tüp bebek denemeye karar verdik.
Ankara ve Ordu olmak üzere iki defa tüp bebek denedik fakat başarısız oldu. Üzüldük ama hayattan kopmadık. Eşimle birbirimize daha çok bağlandık. Her zaman kendimi eşimin yerine koydum. Onun tutmayan bir kolu bir bacağı olmaya çalışıyorum. Ve yaşadığım sürece bu böyle devam edecek. Tabiiki maddi manevi zor bir sürece girdik. Sıkıntılar çektik, zorluklar gördük, ama eşimle hayata tutunmaya çalışıyoruz. Trabzon, Ankara, Kütahya, Nevşehir, Giresun, Samsun ve Ordu’daki hastanelerde günlerce, hatta aylarca tedaviler gördük. Yabancı şehirler, yabancı insanlarla hep iç içe olduk. Ama asla yılmadık. Güneş bize yeniden doğacak umuduyla. Allah’a şükür ederek hayatımıza devam ediyoruz. Bu hikayeyi anlatmamızın amacı insanların daha duyarlı ve anlayışlı olmalarını istememizdir. Engelli insanlara başka bir varlıkmış gibi bakan gözlerden rahatsızlık duyduğumuzdandır. Sonuç olarak onlarda insan. Vücutlarından kaybettikleri parçalar olabilir. Ama insan sadece dış görünüşten ibaret değildir. Son olarak söylemek istediğimiz, engelli bireylere farklı gözlerle bakılmasını istemiyoruz. Sağlıklı insanlardan tek isteğimiz, engelli vatandaşların önüne yeni engeller çıkarmamaları. Sevdiğiniz insanlara eşimle benim olduğum gibi sıkı sıkıya sarılın ve onları çok sevin. Sevginin yıkamayacağı hiçbir engel yoktur.