KORSAN RAPOR
Bolu’daki yangın ile ilgili rapor hakkında yazacağım. Ancak öncesinde bir anı anlatmak istiyorum. Askerliğimi 1980 li yıllarda Hava Kuvvetleri İstihkâm ve İnşaat Daire Başkanlığında meslek kurasından Hukuk Müşaviri olarak yaptım. Hep inşaat işleri ile uğraşıldığı için 73 mühendis asteğmen arasında tek hukukçu idim. Yapılan işlerin kontrolü, bitmişlerin geçici ve kesin kabul işlemleri daireden giden mühendis arkadaşlar tarafından yapılırdı. Teftişe giden arkadaşlar dönüşlerinde ballandıra ballandıra pavyon anılarını vs. anlatırlardı. Kabule gittikleri yüklenicinin kendilerini üç gün boyunca nasıl ağırladığını anlatmakla bitiremezlerdi. Dairede çalışan bir de bir yıl sonra binbaşı olacak önyüzbaşımız vardı. Hiç kimse Cevdet yüzbaşı ile göreve gitmek istemezdi. Çünkü Cevdet yüzbaşı öğleyin karargâh lokantasına bile gitmez, evden getirdiği sandviç ile yetinirdi. Çok dürüst, çok kalite bir kişilikti. Bir gün Hava Kuvvetleri için Kütahya’da yapılan 400 daireli lojman inşaatının kabulü için yanına iki mühendis asteğmen görevlendirilerek gönderildi. İnşaatın yüklenicisi şube başkanımız albayın kankasıydı. Tüm ülkenin tanıdığı, bir dönem bakanlık da yapmış bir süre önce kaybettiğimiz bir ünlüydü. Cevdet yüzbaşı inşaattaki eksikleri tek tek sıralamış kabul vermemişti. Şube başkanımız albayımız da inşaat mühendisi olduğundan buna çok sinirlendi. Bir işi bitiremediniz diye kükreyerek kendisinin başında bulunduğu yeni bir heyet oluşturarak, Kütahya’ya gitmeden hazırladığı raporla dairelerin kabulünü yaptı. Binaya yerleşimden 2-3 ay geçmeden bir astsubayın eşinden: ’’Giriş katta oturuyoruz. Evin içinde ayakkabı ile yürüyemiyoruz. Ayakkabı topukları betonun içine batıyor. Daire köstebek yuvası gibi oldu.’’ Diye şikâyetler gelmeye başlamıştı.
Gelelim Bolu’ya: Çok Sayın Adalet Bakanımız aynen inşaat şube başkanı albayımızın dediğini demek istedi. Daha doğru dürüst bir rapor bile veremediler. Bu rapor korsan rapordur derken bunu kastediyordu. Burada bir de kedi ve ciğer olayı var. Eğer bu rapor korsan ise bu korsan raporu veren bilirkişileri görevlendiren savcıların yaptığı soruşturma nasıl bir soruşturma? Yok! Eğer soruşturma doğru ise bu rapor neden korsan rapor oluyor?
Değerli okurlar: Bilirkişiler savcıların kafasından seçip gönderdiği kişiler değildir. Her yıl adliyede bilirkişilik yapacakların listesi yayınlanır. Gerek savcılar ve gerekse yargıçlar kafalarına göre değil, o listede ismi geçen kişiler arasından bilirkişileri seçerler. Her yargıç ve savcının raporu erken veya geç vermesine göre bilirkişiler arasından tercih hakları vardır. Yoksa kimse kafasına göre işlem yapamaz. Kaldı ki verdiği rapor beğenilmeyen bilirkişilerin çoğu kamu kurumlarında çalışan kişiler. Hatta çalıştıkları kurumların olayda kusurlu olduğunu yazacak kadar da yürekli kişiler.
Şimdi ne olacak? Raporu beğenilmeyen bilirkişileri görevlendiren savcı bu soruşturmaya devam edebilecek mi? Bu bilirkişiler kamudaki görevlerine devam edebilecekler mi? Adliyedeki bilirkişi listesinde adının olduğunu varsaydığımız bu bilirkişilere başka dosyalarda görev verilebilecek mi? Kişiye göre hukukun uygulandığı ülkemizde bekleyip göreceğiz.