SEÇİM MEYDANLARI
Yaklaşık bir haftadır Fatsa’dayım. Doğal olarak da seçim meydanlarını izliyorum. Geçen hafta da benzer bir yazı yazmıştım. Seçim meydanlarını yeteri kadar hareketli göremiyorum. Öğretim görevlilerinin meşhur bir soba hikâyesi vardır. Partilerin durumu bana hikâyeyi anımsatıyor. İsterseniz önce aklımda kaldığı kadarı ile hikâyeyi anlatayım:
Bir gurup profesör ava çıkmışlar. Gündüz karla kaplı dağlarda kaybolmuşlar. Akşam dağda yaşayan bir köylünün evinde misafir olmak zorunda kalmışlar. Çıtır çıtır yanan sobanın karşısında gevşeyip ısınırken sobanın altında üst üste konulmuş kasları ve sobanın yerden yaklaşık 1 m. yüksekte olduğunu fark etmişler. Bunun üzerine üniversite hocaları aralarında fikir teatisinde bulunmaya başlamışlar. Bir tanesi: ‘’Köylü çok akıllı adam sıcak havanın yükseldiğini bildiği için sobayı yükselterek ısı kaybını önlemek istemiştir.’’ Diyerek fikrini belirtmiş. Bir diğer Hoca ise: ‘Herhalde küçük çocuğu var ki elini yakmasın diye sobayı yükseltmiş olmalı.’ Demiş. 3.cüsü ise: ‘Yanılıyorsunuz. Duman zehirlenmesine karşı önlem aldığını düşünüyorum.’ Demiş. Bu esnada içeri giren köylüye sorup doğru cevabı almanın en uygunu olacağına karar vererek köylüye sormuşlar. Üç seçeneği de anlatıp hangisinin doğru olduğunu sormuşlar. Köylü: ‘Hiç biri de doğru değil. Demiş. Boru yetmediği için altını boş kasalarla yükselterek bir boru boyu kazanmak zorunda kaldığını söylemiş.
Şimdi biz de avcı hocalar gibi fikir yürütmeye çalışıyoruz. Bazı partiler nasıl olsa kazanma şansımız yok. Neden boşuna efor sarf edip, masraf yapalım diyor olabilirler. Bazı partiler ise nasıl olsa garanti kazanıyoruz. Neden boşuna efor sarf edip, masraf yapalım şeklinde düşünebilirler. Ama unutulmamalıdır ki burada son ve doğru sözü söyleyecek hikâyedeki köylünün yerini seçmen alacaktır. Seçmen son sözü söyleyerek çalışan ile çalışmayana gerekli notu verecektir. Geçenlerde bir gece bir kanalda açık oturum izliyorum. İyi Parti sözcüsü aklımda kaldığı kadarı ile Ordu Büyük Şehir ve Edirne’yi garanti görüyor. (Birkaç il daha saydı şimdi hatırlamıyorum.) AKP oyların her dönem yaklaşık 2/3 ünü aldığı Ordu’da sanırım bu tahmine gülüyordur. CHP ise Onların çekişmesi neden beni aradan çıkarmasın diye düşünüyor olabilir. Yani her profesör bir yorum getirebilir. Ama geçen hafta yazdım. Bu hafta bir kez daha yazıyorum. Bu seçimlerde gezdiğim, gördüğüm yerler için söylüyorum, geçmiş yıllara göre (İstanbul hariç) beklenilen hareketi ben göremiyorum.
Bu arada Rusya’da seçimler yapıldı. Putin yaklaşık % 87lik bir oranla yeniden seçildi. Kendisine oy veren bu % 87 lik kesimin bile içine sinmediğini düşündüğümüz bir seçim yöntemi ile kazandığı dünya basınında konuşuluyor. Umarım ülkemizde yapılacak seçimler için dünya kamuoyunda böyle kötü bir algı yaratmayan şaibeden uzak bir seçim yaparız. Kazanan bileğinin hakkı ile kazanır. Hilesiz, montajsız, dürüst ve adil bir seçim olur.