ÇARK EDİŞ
Birçok yazımın başında, ortasında ya da sonunda devlet adamlığının ciddiyet istediğini vurgularım. Ulu Önder Atatürk ve Milli Şef İsmet İnönü gerek kurtuluş savaşı sırasında, gerek o yıllarda yaptıkları uluslararası anlaşmalarda ve gerekse 2. Dünya savaşına katılmama başarısını bu soğukkanlı, vakur ve çok ileriki yılları gören ufukları ile sağlamışlardır. Yönettiği halkın gazını almak uğruna günlük siyaset yaparak, yarın ne olacak diye düşünemeyenler veya düşünmek istemeyenler ise uluslararası arenada ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar gerçek bir devlet adamı saygısını görmekte zorlanırlar. Bu gerçeği istediğiniz kadar saklamaya çalışınız, sonuç almakta zorlanırsınız.
Bu girişin sebebine gelince:
Geçtiğimiz haftalarda HDP ziyaret edilerek, boy boy fotoğraflar sergilendi. Şuan TBMM de yasal olarak görev yapan, yasal bir parti ise böyle bir görüşmenin yapılması doğaldır. Yine hafta sonu Katar’da Mısır Devlet Başkanı Sisi ile Sayın Cumhurbaşkanı el sıkışıp, mutluluk pozları verdi. İki devlet başkanının uluslararası bir arena buluşup el sıkışması ve ayaküstü bile olsa samimi bir hava estirmesi de çok doğru ve doğal bir davranıştır. Hiç kimse bunu da eleştiremez.
Gel gelelim işin bir başka boyutuna: Ana muhalefet partisi genel başkanına Artvin’de PKK lılar tarafından saldırı düzenleniyor, bir polis memurumuz maalesef şehit oluyor. Yine ana muhalefet Partisi Genel Başkanına Ankara’dan İstanbul’a yürüyüş yaparken suikast teşebbüsünde bulunan PKK lılar yakalanıyor. Bütün bunlara karşın Ana Muhalefet Partisi genel başkanı HDP=PKK işbirliği ile suçlanıyorken, bu suçlamayı yapanların HDP ziyareti tam bir ÇARK ediş olarak değerlendirildiğinde kızmamak gerekiyor. İşte bunun için devlet yönetmek ciddiyet ister diyoruz.
Mısır Devlet Başkanı ile bugün el sıkışmak ne kadar doğru ise vakti zamanında yerden yere vurmak da o kadar yanlıştı. Ciddi bir devlet adamı yanlışları eleştirir. Mısır Devlet Başkanı Sisi darbe ile gelmiştir. Demokrasiye aykırıdır. Bunu hazmedemeyen, kabullenemeyen elbette eleştiri haklarını kullanabilir. Bunun yanlış olduğunu, kabul edilemeyecek bir yöntem olduğunu söyleyebilir, ancak bu eleştirileri yaparken bir gün herhangi bir yerde yüz yüze gelip elini sıkmak zorunda kalacağının hesabını da yapmak zorundadır. İşte bu ayrıntıyı kaçırıp, çark etmek durumunda kalırsanız dış dünyadaki yeriniz tartışılır. Bin düşünüp, bir söylemektir doğrusu… Devlet yönetirken yarın çark edeceğiniz sözleri ulu orta atamazsınız.
Anlam veremediğim bir konuyu daha dile getirdikten sonra yazıma son vermek istiyorum. Bir insan öyle veya böyle içinde bulunduğu ortamda bir gaza gelip ağzından yanlış bir sözü çıkarabilir de çıkan her sözü çılgınca alkışlamak ne demeye geliyor? Sisi Katil alkıııış! Sisi’ye selam ona da alkıııış! Vah benim ülkem! Bu günleri de mi görecektik?
.jpg)
