ÖRGÜTSÜZ FINDIK ÜRETİCİSİ HİÇBİR ŞEY YAPAMAZ
Yıllardır fındığı yazıyoruz. Fındığın ve bölge insanımızın menfaati için…
Yazıyoruz da ne oluyor? Bu güne kadar yazdık da ne oldu?
Daha kaliteli ve bol üretim için hangi yolu kat ettik?
Yıllar yılı fındık borsasının neden Hamburg’da olduğuna dair hiçbir açıklama getiremedik.
Oysa dünyanın yüzde yetmiş fındığını biz üretiyoruz.
Bazı yıllar piyasa şartlarına emanet edilen fındık üreticisi, kimi yıllarda da devlet eliyle TMO’nun insafına terk edildi.
Genel olarak da siyasilerin ağzından çıkacak müjdeli bir haber bekledik.
Sayın Cumhurbaşkanı yarın Ordu’ya gelip fındık taban fiyatını açıklayacak.
Umarım açıklayacağı fiyat, beklentinin altında olmaz.
Beklenti oranında verilen fiyat, fındığın temel sorunlarını asla çözmeyecek ama hiç olmazsa bu sayede üretici rahat bir sezon geçirmiş olacak.
Şunu artık açıkça konuşmak gerekiyor:
Fındık üreticisi ne yazık ki; Almanya’daki borsanın, İtalya’daki iş insanının, kaygan piyasa şartlarının, TMO’nun ve elbette siyasilerin kıskacında debelenip duruyor.
Bu sistemde üreticinin kendine özgü bir hareket alanına sahip olduğunu görmemiz mümkün değildir.
Aynı üretici yukarıda sıraladığım aktörlerin, hangi ölçülere göre diktikleri belli olmayan gömleği giymek zorunda…
Gömlek dar gelmiş, bazı dikiş hataları varmış; hiç önemli değil…
Olsa da giyeceksin, olmasa da…
Tarım ürününde ülkenin 2,5 milyar dolarla en fazla ihracatını sen yapacaksın ama senden başka herkes olayın içinde olacak.
Bir tek sen olmayacaksın.
Bir terslik yok mu burada?
Terslik demişken…
Ordulu Ziraat Mühendisi Haluk Şensoy, her yıl temmuz ayında yaptığı gibi geçtiğimiz Salı günü rekolte ve maliyet hesaplarından yola çıkarak fındık taban fiyatının miktarını açıkladı.
Ona göre olması gereken fiyat 65.60 TL…
İşinin uzmanı olarak bilimsel bir çalışmanın sonunda bu neticeye ulaştığına inanıyorum.
Olmayacağını biliyorum ama ben cumhurbaşkanının yerinde olsam, Ordu’ya kadar gelmişken Haluk Şensoy’la görüşürdüm.
En azından fikir alış verişi yapardım.
Böylece çok daha sağlıklı bilgilere ulaşırdım.
Ama konunun üzücü bir başka boyutundan söz etmek isterim.
Yeri gelmişken davet edildiğim halde Şensoy’un taban fiyatını açıkladığı basın toplantısına gidemediğimi belirteyim. Kendisine teşekkür ederim.
Söz konusu toplantı Altınordu’da Köprübaşında yapıldı.
İşte insanı kahreden bölüm tam da burası…
Toplantıyı internet üzerinden izledim.
Ve gördüm ki; basın hariç orada bulunanların sayısı kırkı elliyi geçmiyor.
Böyle mi olmalıydı?
Kendisi için yapılan bir basın toplantısına üretici neden bu kadar duyarsız kalır?
Her duyarlı insan gibi kendisi de siyasetle ilgilenen Haluk Şensoy, ne kendi partisini, ne de diğer partileri işe karıştırmadan yaptı bu toplantıyı...
Buna rağmen vatandaş, bu hadiseye sessiz kaldı.
Ne garip değil mi?
Üretici sahipsizken, üretici için çırpınanlar da sahipsiz…
Gelelim meselenin bam teline…
Artık biliyoruz ki; yakın gelecekte üreticinin kronik sorunları çözülmeyecek.
Bunun nedeni çok basit…
Çünki üreticinin kendisini koruyup kollayacak, ona şemsiye tutacak bir örgütü yok.
Olsaydı, özellikle de siyasilerin bir lütuf gibi açıklayacağı taban fiyatını beklemek zorunda kalmayacaktı.
Nerede Fiskobirlik?
Diğer bütün tarım birlikleri gibi eften püften bahanelerle onu da kadük hale getirdiler.
Kooperatif türü bir örgütlenmeye gitmezsen ya da bunun için engellenirsen birilerinin seninle çelik çomak gibi oynamasının önüne geçemezsin.
HOŞÇA KALIN. (29 Temmuz 2022 Güneş)