BENİM!
Sayın Cumhurbaşkanı bir validen bahsederken ‘Benim valim.’ Bir bakandan bahsederken ‘’Benim bakanım’’ diye söylemektedir. En son İstanbul ile ilgili geçtiğimiz hafta içinde bir açıklama yapmıştır. Buna göre ‘’İstanbul gerçek sahibine, AKP ye dönmelidir. Bunun için çok çalışmalıyız.'' Demiştir. Bu beyanlar rastgele söylenmiş beyanlar değildir. Geçmişte de ülkenin varlıklarını satıyorsun eleştirisine İstersem hepsini satarım anlamına gelen bir ifade kullanmıştı. Bu üst üste seçim kazanmanın verdiği bir duygu olsa gerek. Merkez Bankası için de bağımsızdır, ama Sayın Cumhurbaşkanının verdiği yetkiler içinde bağımsızdır. Bağımsızlık sınırı olan Cumhurbaşkanının düşüncelerinin aksine bir karar aldığında söz dinlemediği için görevden alınmaktadır.
İşin aslına gelince bugün için valiler her ne kadar AKP nin il başkanı gibi davransalar da Onlar Sayın Cumhurbaşkanının valisi değil, Türkiye Cumhuriyetinin valisidirler. Aynı şeyler bakanlar için de geçerlidirler. Her ne kadar Cumhurbaşkanının verdiği kadar yetki kullanıp, izin almadan bir açıklama yapamıyor olsalar da Onlar da Türkiye Cumhuriyetinin bakanlarıdırlar. Yurt dışında bir bakanın konsolosluğa yürümesi engellendiğinde, bir başka bakana bizden ne talep etmeye geldin anlamında aşağılayıcı bir soru sorulduğunda içimin sızladığını söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü O bakanlar benim ülkemin bakanıdırlar.
Hiç kimse yetkisi ne olursa olsun bu ülkenin sahibi değildir. Belli bir kesim ülkeyi o kadar kendisine mal etmiş ki başkaları iş başına gelirse yönetim değişikliği değil de kendi ellerindeki malları gidiyormuş gibi acı hissedeceklere benziyor. Unutulmamalıdır ki bu ülke üzerinde yaşayan insanların ülkesidir. Ülke üzerinde yaşayan insanlar kendilerini kimin yöneteceğine demokratik yollarla (ki o da seçimlerdir.) karar verirler. Seçim sonuçlarına da herkesin saygı duyması gerekir.
Yine unutulmamalıdır ki su akar yolunu bulur. Seçenlerin iradesi ile oynamanın da hiçbir anlamı yoktur. Bunun en çarpıcı örneği TBB seçim sisteminde kendisini göstermiştir. Siz istediğiniz kadar arkadan dolaşıp iki puan almaya kalkışınız öyle bir çırpma yersiniz ki tuş olduğunuzu bile anlayamazsınız. Aynen eski başkan Metin Feyzioğlu gibi… İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık seçimlerinde olduğu gibi… Ne Prof. Dr. Metin Feyzioğlu TBB nin sahibidir, ne de Sayın Cumhurbaşkanı bu ülkenin sahibi… Bir kez daha üstüne basa basa yazıyorum ki bu ülke üzerinde yaşayan insanlarındır. Halk ne derse o olur. Herkesin de buna saygı duyması gerekir.
Bu arada geçtiğimiz Pazar günü ülkemizde bulunan yaklaşık 150 000 avukatı yönetecek olan TBB Başkanı seçilen genç meslektaşım Sayın Erinç Sağkan’ı kutluyor, yeni görevinde başarılar diliyorum.