FINDIK NOSTALJİSİ
Bu hafta siyasetten uzak kalmayı düşünüyorum. Tam bir bögesel konuya girmek düşüncesindeyim. Sizleri de 50-60 yıl geriye götürmeyi istiyorum. 1960-1970 yıllarında fındık, yetiştirmek, bakmak, toplamak ve satmak acaba nasıldı? Özellikle de bu günlerde herkesin fındık bahçelerinde olduğu günlerde… Nerden aklıma geldiğine gelince: Dün akşam genç bir meslektaşım bir konuda fikrimi öğrenmek için aradı. Hal hatır sormasında fındık toplamak için İstanbul’dan Fatsa’ya gideceğini söyledi. Hâlbuki bir cümle öne yeni açtığı ofiste işleri yetiştiremediğinden bahsetmişti. İstanbul’da işlere yetişemeyen bir avukatın fındık işçisinin gündeliğini vermemek için bahçeye gitmesi ancak fındık kültürü ile açıklanabilir. Eğer köylü çocuğu isen ve ailenin fındık bahçesi varsa mutlaka bahçeye girmen gerekir. (Gerçi ben tüm yaşam boyunca bu işi bir türlü yapmadım, yapamadım. Her ne ise) Bu rastlantı bana geçmiş yıllardaki fındık toplama kültürünü hatırlattı.
Neydi onlar?
Öncelikle belirtmek isterim ki o yıllarda (1960-1970 li yıllar) hırsızlık çok fazlaydı. Geceleri bahçelerde devriye gezilirdi. Aksi halde sabahleyin bahçenin başkaları tarafından toplandığını görmek sürpriz olmazdı. Kendilerini Allahsız teğmen ve Peygâmbersiz amir diye tanıtan bir jandarma bölük komutanı ve bir de emniyet amiri vardı. Bu iki yetkili sayesinde hırsızlık yok oldu.
Doğudan fındık işçisi gelmezdi. Korgan’da o yıllarda henüz fındık bahçeleri olmadığı için fındık işçileri yerlilerin yetmediği yerde Korgan’dan gelirdi. Ulaşım olanakları bugünkü gibi olmadığı için Korgan’dan Çamaş’a gelecek işçiler yürüyerek Çatalpınar üzerinden gelirlerdi.
Lombardini denilen araçlar olmadığından bahçede toplanan fındıklar ya eşekle, ya da atla harmana taşınırdı. Şimdi ise hemen herkesin evinin önünde bir lombardini veya traktör bulunmakta, bahçeye yorulmadan araçla gidilmekte, akşama kadar toplanan fındık da aynı araçla bir seferde harmana taşınmaktadır. 12-13 yaşımda iken 2-3km mesafedeki bahçeye at ile 10 sefer ettiğimi hatırlıyorum. Bugün düz arazide aynı yolu kat etmemin mümkün olamayacağını yazmadan geçmeyeceğim.
Bahçelerde şenlik olurdu. Kaval, kemençe, bağlama sesleri çalışanları coştururdu. Bu enstrümanları çalanlar fındık toplamayıp sadece bu işi yaparlardı. Bunlar yoksa en azından fındık dalında asılı bir adet çantalı radyo ve bu radyoda mutlaka müzik çalardı. Yine o yıllar özel radyolar yoktu. TRT ye alternatif olarak cazırtılarla dinlediğimiz kısa dalga meteoroloji ve Mamak radyoları vardı. Akşamları sol propaganda yaparak haberleri veren Moskova’nın Sesi Radyosu ise netliği ile akılları durdururdu.
Irmak kenarlarındaki yeşil alanlar ile Sahildeki yaya kaldırımı özel harman olarak kullanılırdı. Bugün herkesin evinin önünde ihtiyacını karışlayacak kadar özel harmanının bulunduğunu görmek gerçekten mutluluk olmuştur. Sanırım tırmığın yerini patozların aldığını söylemeye gerek yoktur. Değişmeyen tek şey ağustos yağışlarıdır. Bundan 50-60 yıl önce de bu gün de gerek toplarken ve gerekse kuruturken üreticimiz maalesef çok eziyet çekmektedir.