ZAMANE ÇOCUKLARI…
Evde, yolda, restoranda, markette iki-üç yaşındaki bebelerin anneleriyle iletişimi beni şaşırtıyor. O küçücük çocuğun annesiyle diyaloğu… Sorulara makul cevaplar vermesi, tablette oynaması, telefona cevap vermesi veya üç-beş yaş arası çocukların müzik aleti çalabilmesi veya satranç oynayabilmesi beni şaşırtıyor. Bunu ben; bu çocukların doğduklarından itibaren serbest büyütülmesine bağlıyorum. Bir de bizim zamanımıza dönersek… 65 yaş üzeri kundaklanırdı. Bu kundak işi şöyle olurdu: Bebeğin eli, kolu, bacağı bir kundak beziyle sıkı sıkı sarılır. Çocuk kıpırdayamaz ancak gözlerini sağa sola oynatabilirdi. Bebek, sazdan yapılmış divan kıtığı gibi bir kenara bırakılırdı. Cendere gibi sıkılmış vaziyette olan çocuklar, daha sonra beşiğe yatırılır, beşikte başının altına bir yükselti konurdu. Onun için 65 yaş üzeri olanların kafaları arkadan basıktır. Kafa, gelişimini tam sağlayamaz.
Beşikten sonra biraz büyüyen çocuğun artık lazımlığa oturma zamanı gelmiştir. Artık çişini ve kakasını oraya yapmaya alışacaktır ama yine özgür değildir. Çünkü “lazımlığı” devirmesin diye annesinin gözü üzerindedir. Lazımlığa oturan çocuğun yapacağı tek hareket, boşta kalan eliyle ancak burnunu karıştırabilmektir. Tabi okula gönderilince “Eti senin, kemiği benim” veya “Hocanın vurduğu yerde gül biter” şeklinde tembihlenir. Okulda; “Yat Ali yat… Uyu Ali uyu” fişleriyle eğitim hayatı başlardı. Şimdi bu yukarıda saydıklarım var mı?
Günümüz çocukları cendere gibi kundakta sıkıştırılmıyor, kundağa konmuyor. Bir aylık bebek, anne kucağında hem denize, hem havuza giriyor. Yüzükoyun uyutuluyor, kafa baskı altına alınmıyor. Çocukların kafası, daha sivri kafalı oluyor. Yani kafa gelişiyor. Kundakta sıkıştırmayıp serbest büyüyen çocuk, daha yapılı oluyor. Dikkat edin; ayakkabı numaraları da daha büyük oluyor.
Anne; gittiği her yere markete, parka, bahçeye çocuk arabasıyla (puset) yanında götürdüğü için çocuğun beyni bilgisayar gibidir. Her gördüğü objeyi beyin kaydedince çocuk, her şeye çok küçükten adapte oluyor. 65 yaş üzeriyle günümüz çocuklarının gelişimini yaptım. Günümüz profesörleri, mühendisleri torunlarının bilgisayara veya başka teknik aletlere hâkimiyetini görünce hayretler içinde kalıyor. Bana göre bunun sebebi, anatomik olarak ve özgürce hareket edebilen çocuğun erken gelişimidir.
Dünyadaki yazılı tarih başladığından günümüze kadar teknolojide, uzayda, bilgisayarda ve robotlardaki gelişmeler, son 60 yılda olmuştur. Son 60 yılın, son 20 yılındaysa pik yapmıştır.
Bazıları bu bilgileri UZAYLI’ların dünyalılara verdiğini kabul ediyor. Bu bilgileri, önceki devletlere vermişler. Devlet, kötü kullanıp savaş çıkarmada kullanınca sonra bazı seçilmiş insanlara verilmiş… Peki; kim bu insanlar? İNOVASYON’’a uğramış insanlar elbette… Yani kendisine bir bilgi aktarılınca bunu geliştirebilen insanlar…
Ben de diyorum ki; bu gün üç yaşında bilgisayar vs. gibi teknolojik aletleri kullanabilen çocuklar arasından İNOVASYON’a uğramış çocuklar çıkacaktır, önümüzdeki 60 yıl içinde dünyayı farklı bir yere taşıyacaktır.
Bana katılır mısınız? Bilmem!