SOSYAL ASALAKLAR...
Toplumun ahengini bozan kişilikleri bilir misiniz?
Tedaviye ihtiyaçları olduğu halde, sosyal virüs gibi aramızda gezinenleri gördünüz mü?
Bu türler sayesinde huzurunuzun ve düzeninizin bozulduğu oldu mu?
Bütün bunlara “evet” diyebiliyorsanız…
İki kategoriye ayrıldıklarını da bilirsiniz.
Birincisi ezik ve büzükler…
Yer işgal ederler.
Zaman işgal ederler.
Dostlarınızla olan muhabbetinizi çalarlar.
Genelde suskundurlar.
İşte o suskunluk ve hatta ifadesizlik ziyadesiyle sizi rahatsız eder.
Zaten konuştuklarında dişe dokunur ifadeler kullanmazlar.
Bu ifadelerin neresinden tutacağınızı bilmediğiniz için o size, siz de ona boş boş bakarsınız.
Sinir bir durumdur.
Dostlarınızla devam ettiğiniz ve büyük haz duyduğunuz o tatlı sohbet, bir anda pozitiften negatife düşer.
Bu türler, her şeyi berbat ettikten sonra geldikleri gibi giderler.
Ama ne zaman giderler? Bilemezsin…
Niçin gelip gittiklerini bilmediklerinden, ertesi gün bir daha gelirler.
Onlar hep gelirler.
Sırf zaman öldürmektir tek amaçları…
Zaman öldürmeyi marifet sayarlar.
O marifetlerini de sizi kullanarak yaparlar.
Zaten siz, efendiliğinizi muhafaza etmek için “gıkınızı” çıkarmazsınız.
Sözün özü; eliniz kolunuz bağlıdır.
İkinci kategoriyi unutmuş değilim.
Şimdi sıra onlarda…
Bu türleri anlatmak biraz daha zor...
Nasıl söyleyeyim bilemiyorum.
Konu başlığı olarak sadece “patavatsız” ifadesini kullanmak yetersiz kalacaktır.
Çünkü birçok gereksiz ve faydasız özelliğe sahiptirler.
Bir kere ezik ve büzükler gibi bir kenarda oturup “pısmak” onların işi değildir.
Daima, sürekli ve hep konuşurlar.
Ne söylediklerinin kendileri için bir önemi yoktur.
Konuşuyor ya da konuşmuş olmak en büyük meziyetleridir.
Az önce dostlarınızla yaptığınız tatlı sohbeti unutun.
İsteseniz de geri dönemezsiniz.
Çünkü palas pandıras ortama girdiklerinden, sizin olayınız bitmiştir.
Özelliklerinden biri heyecanlı olmaları ve yerlerinde duramamalarıdır.
Bir diğeriyse aşırı gurur yüklü olmalarıdır.
Sürekli kendilerini anlatırlar.
İsterler ki; birileri onları hep takdir etsin ve övgüler yağdırsın.
Ama siz, onlarda takdir edecek bir şey bulamadığınız için öylece bakakalırsınız.
Neredeyse söyledikleri hemen her cümleye ısrarla “onay” beklerler.
Bekledikleri onay gelmeyince de çok defa saldırgan olurlar.
Kendilerine hak vermemek onları deliye çevirir.
Aman dikkat!
Sakın bu türlerden vefa, sadakat ve hatta istikrarlı bir gidişat beklemeyin.
Sizi dinlemelerini hiç beklemeyin.
Zira kendi gürültülerinden başka kimseyi duyamazlar.
Onlar, işiten sağırlardır.
Haşerenin bile ilacı var ama onların yok maalesef...
Ramazan Bayramınız mübarek ola...