Cahil Toplum...
Ahhh o eski günler nerde kaldı diyor herkes içinden eminim. Ne kadar da mutluymuş herkeste farkında değilmiş. Eskiden şikayet edilen ne varsa şimdilerde umursanmıyordur bile. Toplumun tamamında bir gelecek kaygısı,ne olacağız düşüncesi ve geçim sıkıntısı. Belki de bu yüzden asık bütün suratlar,o sebeple gülmüyor kimse,selam vermiyor ve dost ziyareti bile yapmıyor...
Haberlerde yeni ve güzel hiçbir satır yok.En güzel haber yeni bir kredi müjdesi,ödenemeyen borçların yeniden yapılandırılması,kısıtlanan taksit sayılarının artırılması,vs vs. Yine ve yeniden borçlandırmaktan başka işe yaramayan yılların çürümüş sisteminin artık ele avuca gelir tarafı yok. Üretim diye yola çıkan her söylemin bizi sonunda daha fazla tüketime sevk ettiği bir yönetim anlayışımız var maalesef.Kendimize özgü bir ürünümüz,bize has bir yöntemimiz yok.Sadece başkaları buluyor icat ediyor ve üretiyor,biz de hem de onların parasından temin ederek satın alıyoruz. Elimizdeki üç kuruşu da taşa toprağa ya da lüks araç ve telefonlara harcıyor ve "zengin taklidi" yaparak mutlu oluyoruz.Yaşayamadığımız ve özlemini çektiğimiz hayatları,saçma sapan dizi senaryoları ile tamamlıyor,boş kalan zamanları da sosyal medyada birbirimizin yediği yemekleri veya gezmelerini beğenerek geçiriyoruz. İnstagram denen gereksiz uygulamayı dünyada en çok kullanan 5. ülke olmakla övünecek kadar cahil ve serseri bir toplumda yaşıyoruz ama farkında değiliz...
Günlük gazete ya da kitap okuyan sayısında dünyada neredeyiz söylemek bile istemiyorum,ama bu kadar yanlış yolda gidip doğruya ulaşmayı beklemenin de avanaklık olduğunu birilerinin artık hatırlatması gerektiğini avazım çıktığı kadar bağırarak söylemek istiyorum. Üretmiyoruz, okumuyoruz, eğitilmiyoruz,dinlemiyoruz,gelişmiyoruz,sadece bize söylenen rakamlarla büyüdüğümüzü zannediyoruz. Fakir ve gelişmemiş olmamızı,"bir Türk dünyaya bedeldir" sözüyle kapatmaya çalışıyoruz.Başka her türlü ayıbımızı sakladığımız gibi.Müslüman bir ülkede ancak çocuk istismarında dünya sıralamasında olmamızı,yargının çok çalışıyor ve dikkatli olmasına değil,sapık sayımız ile müslüman sayımızın doğru orantılı olmasına borçluyuz.Sorun islamda değil elbette,bizim müslümanlığımızda.Kutsal kitabımızı duvarda en yüksek yere asıp,interneti ise el altına koymayı gelişmişlik sayıyoruz. İnterneti gerektiği yerde ve faydalı işler için kullansak sorun yok ama bunu dahi beceremiyoruz. Okuma yazma bilmeyenlerin dahi "facebook ve instagram " hesapları var ve ingiliz aksanı ile konuşarak buraların adını söyleyebiliyorlar.Böylece yaşadığı çağa ayak uydurmuş ve geride kalmamış oluyor vatandaşımız,sonra ver mehteri dinlesin sazan...
Böyle daha ne kadar gidecek ve ne kadar bocalayacağız bilemiyorum ama,bilimde sanayide,tarım da dahi gelişmemenin sorumlusu yukarıdaki vatandaşı yetiştiren yönetim anlayışı.Bunun bir partisi veya kişisi yok geçmişte hatalı şu desek,hepimiz bu işin içindeyiz.Meşhur laf ya, " hepimiz aynı gemideyiz" . İlginç olan bu kadar cahil aynı gemide nasıl buluştu diye merak edenler olması. Çürümüş sistemin ve cehalet üreten eğitim sisteminin,tüketime zorlayan yönetimin yetiştirdiği vatandaşın " Nobel Kazanamaması" bundandır işte. Kral çıplak yani görmek isteyene,ama coşku isteyene ve eleştiriye tahammülü olmayana da çözüm var bizde. Yukarıda da dediğimiz gibi ver mehteri,yürüsünler iki ileri bir geri...