BİR İNSAN NİYE SİYASET YAPAR?
Sayılı günler çabuk geçiyor.
Dolayısıyla 24 Haziran hızla yaklaşıyor.
Erkenden daha erken bir seçime giderken, siyasetçiler de hızlandı tabi...
Hepsi de bu kısa süre içinde “selden kütük kapma” derdinde...
Elbette olması gereken oluyor.
Ramazan ayı olması bile siyasilerin hızını kesemedi.
Çalışmalar; iftar ve sahura göre düzenleniyor.
Etkinlikler, hassasiyetle takip ediliyor.
Yoğun programa rağmen hiç bir cenaze kaçırılmıyor.
Hiç bir kalabalık, görmezden gelinmiyor.
Çay ocakları, kahvehaneler vs. titizlikle ve hızlıca geziliyor.
Malzemesi ‘insan’ olan siyasetçi, insanın olduğu her yerde çalışmasını yürütüyor.
Bayram yaklaşıyor ama siyasetçinin asıl bayramı 24 Haziran...
Dini bayram var, milli bayram var... Bir de “siyasi bayram” var.
Siyasi bayramda herkes sevinemese de bayram, bayramdır.(!)
İşleri hiç de kolay değil...
Az uyuyorlar, çok çalışıyorlar.
Bunu yaparken yakın dostlarını ve ailelerini ihmal ediyorlar.
Sosyal fedakarlıklarının yanı sıra, ekonomik fedakarlıkta da bulunuyorlar.
Onca çalışma, parasız-pulsuz olmuyor ne yazık ki...
Araç giydirilecek, afişler, broşürler hazırlanacak, yakıt ikmali yapılacak, yemekli toplantılar düzenlenecek vs. vs...
Olaya böyle bakınca, siyasilere saygı duymamak mümkün değil...
Özellikle bizden değilse, siyasilere “kızıyoruz-köpürüyoruz” ama bence boşa enerji harcıyoruz.
Çünkü...
Öyle ya da böyle bu memlekete hizmet gelecekse, ancak bu şartlarda gelecek.
Bunun başka yolu var mı?
Ben bilmiyorum.
Siyasetçi çıkıp; “Size hizmet edeceğim” diyecek...
Biz de; “Hadi et bakalım” deyip ona oy vereceğiz.
İnandıysak tabi...
İnanmadıysak diğerine vereceğiz.
Bu iş bu kadar basit...
O yüzden yok yere yakın çevremizle didişmenin hiç bir anlamı yok.
Zira seçim bitecek, hayatın günlük akışı devam edecek.
Tekrar gelelim siyasetçiye...
Bir insan niye siyaset yapar?
Bunca yoğun temponun tam göbeğine niye girer?
Bile bile en acımasız eleştirilerin ve belki de saldırıların hedefi haline neden gelir?
Şunu baştan belirleyelim: “Her siyasinin amacı aynı değildir.”
Kimi; tüm birikimi, hevesi ve coşkusuyla bu memlekete hizmet etmek isteyebilir.
Kimi; siyaset merdivenlerini kullanarak kariyer derdine düşebilir.
Bazısı; bir kez siyasete bulaştığında istese de bırakamayabilir. Siz buna bir çeşit “tiryakilik” veya “bağımlılık” diyebilirsiniz.
Öyle insanlar da vardır ki; siyasetin ve bürokrasinin yumuşak karnından istifade edip, “malı götürme” derdinde olabilir.
Hadi; son bir madde daha ekleyeyim...
Kimi de; çevre edinme ve sosyal nüfuz alanını genişletme hedefini güdebilir.
Gördüğünüz gibi çok çeşitli niyetleri ve hedefleri olanlar, siyaset sahnesinde boy gösterebilir.
Can alıcı son bir soruyla yazıyı bitirelim:
Bir siyasinin hedefini, amacını ve niyetini nasıl anlarız? İşte, işin “püf” noktası da bu ya... HOŞÇAKALIN