FINDIK ÇİLESİ
Gönlüm isterdi ki bu yazıya ‘Fındık Sefası’ diye başlık atabileyim. Ne yazık ki sefa yerine çile başlığını yazabiliyorum. Bazen bu köşede Eylül ayı=erkek ayı diye bahsederim. Bu yıl gerçekten çile ayı ve hatta çile yılı olmuştur. Çok yakın ilişkide olduğum üreticiler vardır. Bu arkadaşlarımız mayıs ayı ortalarında bu yıl rekoltenin memnun edici boyutlarda olması nedeniyle yıllarca ödeyemediği borçlarını ödeyerek derin bir nefes alacak olmanın mutluluğunu yaşamaya hazırlanıyordu. Yine olmadı, yine olmadı!
Bu yakın dostlardan bir tanesi de toplama ve kurutma işlemi bittikten sonra feryadını şöyle dile getiriyordu: ‘Keşke fiyatları önceden bilseydim. Toplamazdım. Zararımı kapatmak için başka yerden gelir temin etmek zorundayım. Tam iki bin lira zararım odu. Toplama ve patoz parasını karşılayabilmek için başka bir yöntem bulmam gerekiyor….’ Diye ağlayıp duruyordu. Esasen ağlayan ağlayana…. Bu düşük fiyat politikası iki yıl daha devam ederse Karadeniz Bölgesinin coğrafi özelliklerinin değişeceğinden korkar olduk. Çünkü gerçekten insanlar; dal kesmek, hayvan gübresi dökme için verdikleri emek, kimyasal gübre maliyeti ve dökmek için verilen emek, böceğe karşı ilaç maliyet ve işçiliği, birkaç yılda bir dibinin kazılması, (hele de) toplama maliyeti, kavşaktan ayırma ve kurutma maliyetleri hesaplandığında kesinlikle ve kesinlikle eksi bakiye vermektedir. Fındık üretiminin en fazla olduğu Ordu ve Giresun illerimizin büyük bir bölümü İstanbul’da yaşamaktadır. (İstanbul’da yaşayan Anadolu illeri arasında Ordu üçüncü, Giresun dördüncü sırada gelmektedir.) Bu kitlenin fındık toplamak için İstanbul’dan Ordu ve Giresun’a gidiş geliş yolculuk maliyeti de hesaba katılırsa fındık üretimi ile uğraşmak gerçekten çile olmaktadır.
Yukarda Karadeniz Bölgesinin coğrafi yapısının değişeceğinden bahsettik. Biraz daha açmak gerekirse: Bize Karadeniz Bölgesinin yeşil fındık bahçeleri ve ormanlarla kaplı olması nedeniyle dört mevsim yağışlı serin bir iklime sahip olduğu öğretilmişti. Bu durum değişecek ve şimdi ise: ‘’eskiden fındık bahçeleri ile kaplı olduğu için dört mevsim yağışlı idi ama fındık bahçeleri kesildiğinden yağmur sadece kışları yağan, diğer mevsimler kurak olan bir iklime dönüşmüştür.’’ Denilecek. Tabii ki bitki örtüsü ile ilgili tanım ve vasıflandırmalarda da değişikliklere tanık olabileceğiz.