Referandum Sonrası...
Yapılan referandumun mühürü henüz kurumadan yenisi tartışılmaya başlandı. 2019 da Erdoğan'ın karşısında kimin aday olacağı şimdiden tartışılmaya başlandı.Etliye sütlüye hiç karışmayan ve konuşmalarının içerisinden mesajlarını cımbızla almaya çalıştığımız Sn Gül,Chp eski genel başkanı Deniz Baykal'ın adayı olarak siyasetin ilginç bir noktaya geldiğini şimdiden gösteriyor...
Siyasi Parti liderlerinin ki örnekleri var Özal ve Demirel yakın zamanda olmak üzere,partilerini bırakarak Cumhurbaşkanı olmaları sonrasında partilerinin dağıldığını ve ülkenin siyasi parti çöplüğüne dönmesine sebep olmuştur.16 Nisan referandumu bu bağlamda doğrudur ve belki de tek ve güçlü hükümet kurulmasına ve istikrara vesile olacaktır.Başkanlık sistemine tek adamlık ve otoriterleşme ekseninde bakmanın tek taraflı olacağını ve faydalarını görmezden gelme olarak bakmak gerektiğini düşünüyorum...
Başkanlık sistemini,referandumun YSK ekseninde yapılan hataları üzerinden eleştirmek ne kadar doğru bilemiyorum.Bunun yerine muhalefetin "halka umut veren ve ışık saçan lideri" neden bulamadığını tartışmak yerine herşeye hayır ve kötü demesinin ülke siyasetinin ana sorunu olduğunu düşünüyorum.Muhalefetin yaklaşık 15 yıldır konulara sadece "Erdoğan "özelinde bakması ve ona karşı ya da yanında durarak ses vermesi,siyaseti de tıkanma noktasına getirmiş görünüyor.Çünkü konular artık,ya Erdoğan gibi düşünmekle,ya da karşısında olmakla tartışılıyor.Doğru ya da yanlışını söyleyeni duymanız mümkün gözükmüyor...
Ortadoğudaki ateş çemberi,pyd yi korumaya alan abd ve rusya,askerimizin kandil ve sincar operasyonları ve avrupanın ülkemize karşı duruşunu artırması arasında siyasetimizi ve geleceğimizi belirlemeye çalışıyoruz. Bütün bunlar olurken biz,kalkınmaya ve ilerlemeye zaman ve emek harcamaya çalışıyoruz.15 Temmuz hain darbe girişiminin sebep ve sonuçlarını daha anlayamadan yeni birer müdahale ile karşı karşıyamıyız bilemiyorum ama,kendi halimize bırakılmadığımız ve ilerlememizin istenmediğini hepimiz biliyoruz.O yüzden de basit tartışmaları ve ayaklarımızdan birbirimizi aşağı çekmeyi bırakıpta birlik ve beraberlikle ülkeyi ayağa kaldırmanın yollarını aramalıyız.Burada en tepedekilere önemli görevler düşüyor.Atı alan üsküdarı geçer mi bilinmez ama aklımızı alanın bizi iyi kıllandığını görmemek için kör olmak gerekir...