HUKUK NERDE?
Son gelişmeler olmasa YSK’nın seçim yasasını buldozer gibi ezip geçmesini yeniden güdeme getirmeyecektim. Zor da olsa sesimi çıkarmayıp, bağrıma taş basmayı düşünüyordum. Ancak Rize’de oynanan Başakşehir-Rize maçından sonra Başakşehirli futbolcuların gazetecileri darp etmesinin arkasından bir kez daha hukukun paspas yapılıp, çiğnenmesi tüm vücut kimyamı allak bullak etmiştir. Şöyle ki:
Milyonlarca insanın gözü önünde birkaç tane futbolcu basın mensuplarına saldırıyor, tekme, yumruk basın mensuplarını dövüyorlar, bunlardan (İsimleri önemli değil) bir tanesine sadece (1) yazı ile de yazayım bir maç oynamama cezası diğerlerine (5) maç oynamama cezası veriliyor. Başta mevcut Anayasamızın 10. Maddesindeki eşitlik kuralı olmak üzere tüm hukuk mevzuatına aykırı bir kararla karşılaşıyoruz. Tam 44 yıldır hukukun içinde hak arayışları ile uğraşan bir kişi olarak böyle bir çarpıklığa isyan etmemek maalesef mümkün olamıyor.
Neden aynı suçu işleyen kaleciye bir maç ceza veriliyor da, alternatifi olan bek oyuncusuna ve yedek kaleciye beş maç oynamama cezası veriliyor? Çünkü takımın çok önemli iki maçı var. Birisi Fenerbahçe ile Türkiye kupası yarı finali, diğeri Beşiktaş ile Süper Lig şampiyonluk yarışıdır. Kaleci çok önemlidir. Hadi ilk maçta cezalansın ama hiç değilse ikinci maçta oynasın bari… Bu takımın başında potansiyel 2019 yılının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı ve aynı zamanda kulüpler birliğinin başkanı vardır. Bu kadar jest Anayasa ihlali için yetmez mi?
CHP milletvekillerinin sahip çıkmasına rağmen AKPM bu yüzden içimize sindiremediğimiz kararları alıyor.
Seçimlerin herkesin içine sineceği bir şekilde güvenliğinden sorumlu Yüksek yarı organı yüksek Seçim Kurulu kanunun açık hükmünü ihlal eder, daha önce verdiği kararın tam aksine bir karar verirse, futbolun gelecek kuşaklara örnek olması için hata yapanların cezalandırılmasında bu denli sulu cezalar verilirse biz daha Avrupa kapılarında çooook bekleriz. Hatta belki de biz kapı önünden de kovarlar.