Sönük Şehir
Eskiden festivaller vardı bu şehirde. Coğrafi olarak arkamızda yer alan ilçeler akın ederdi Fatsaya ve şehir canlı hareketli ve bölgesinde adından söz ettirirdi.Sonra ne olduysa bu geleneğe son verildi ve başka şeylerle anılmaya ve avunmaya başladık.Memleketin geneli bu uygulamadan memnun mu bilemem ama,aynı başkanı 3. dönem seçtiklerine göre tablo ortada saygı duymak gerekir gibi duruyor...
Olur olmaz alanlara ve eğimli ya da düz demeden olur verilen arazilere dikilen onlarca yükseklikte binalar zaten şekilsiz olan şehrin görüntüsünü daha da çirkinleştiriyor.Ama kimin umurunda,sadece kazanılan ranta ve elde edilen gelire bakarak " iyi birşey mi yapılmış " olduğuna karar veriliyor.Gelir büyükse, yapılan da iyidir diye düşünülüyor...
Aylarca kazılıp öylece bırakılan caddeler için şikayet edeceğimiz belediyemiz,kendi binasını dahi mevcut arazisini kat karşılığı vererek ancak yapabiliyor.Ekonomik olarak hizmet binasını yapamayacak olan belediyeden biz,kazdığı yolları yapmasını bekliyoruz.Belki kazabildiğine bile dua etmek gerekebilir,kim bilir...
Bu ülkede insanlarımız siyasetçinin vatandaştan uzaklaşmasına,amir ve memurun işi savsaklamasına ve ertelemesine hatta yokuşa sürmesine,hakim ve savcının vatandaşa soğuk ve toplumdan izole yaşamasına alışmak zorunda mı diye sormak geliyor içimden.Her sabah Belediye Başkanını sokakta ve halkın içinde görmek çok mu zor,memurların vatandaşın işini kolaylaştırması ve yargının hakkını koruduğu vatandaştan korkmak yerine ona güvenmesini beklemek çok mu zor Allah aşkına...
Bunu yapanları tüm dünya alkışlarken,beceremeyenleri de hafızasından çabuk siliyor hatırlatmak istiyoruz.Baki kalacak bu kubbede hoş bir sada bırakamayanların vay haline.Hele de sadece gülümseyerek ve hal hatır sorarak bile akılda kalma şansı varken.Ben anlatabildim mi bilemiyorum ama anlamayan varsa Anlayana sorsun ve anlamaya çalışsın...