POLİSLERİMİZ
Son günlerde bir gecede 300- 500 polisin görev yerlerini değiştiriliyor. Bu Cumhuriyet tarihinin polis üzerinde yapılan en büyük tayin işidir. Yavaş yavaş diğer kurumlara da sirayet ediyor. Bu polislerin okuyan çocukları var. Bir takım ödemeleri var. Bir gecede aniden verilen tayin emirleri, bunları kim bilir ne kadar zor duruma düşürmüştür. Muhtemelen bu polisler yeni atandıkları görevde bundan sonra hiç risk almayacaklardır ve sistemi yavaşlatacaklardır.
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE
Bir başka konuda, gidenlerin yerine gelenler sütten çıkmış ak kaşık mı? İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ı gönderdiler. Onun yerine tırışkadan bir il olan Aksaray Valisini emniyet müdürü yaptılar. Yeni müdür Selami Altınok için Ankara Milletvekili Emine Ülker Tahran başbakana soruyor. Selami Altınok’un kırk ayrı soruşturması var mıdır? Sonra Selami Altınok’un müteahhit kardeşine usulsüz kredi verilmiş midir? Diyor. Salı günü de Selami Altınok için HSYK delilleri karartmaktan soruşturma açılmasını istedi. Maşallah Selami Beyin televizyondaki duruşuna bakıyorum, konuşurken bir eli cepte havasından geçilmiyor.
Türk ordusunun general ve subayları emperyal güçlere, Nato’ya karşı tavır alınca hemen kumpas kuruldu. Kumpasın başına özel yetkilerle Zekeriya Öz getirildi. Savcı Balyozdu, kalyozdu derken ne kadar üst rütbeli subay varsa alayının biletini Silivri’ye kesti. Bir anda temiz eller oldu. Bir anda kahraman savcı oldu. Adama televizyonda dikkat ettim, ceketinin düğmeleri açık, göbeğini bir o tarafa bir bu tarafa attırarak yürüyordu.
Aradan zaman geçti. Emperyal güçler savcıları ele aldı. Silah Zekeriya’ya döndü, hemen sordular. Fatih Belediyesi’nde ne işin vardı? Ik, mık!! Dubaiye seni hangi müteahhit neden gönderdi? Bir yılda 22 defa yurt dışına nasıl çıktın? Cevap hık mık!! Yani yok. Bütün havası söndü. Bir anda özel yetkili savcı yaptılar. Emperyaller onu kullandılar. Sonra biletini düz savcı olarak Bakırköy’e kestiler…. Bu devletin İçişleri bakanına bakıyoruz. Kendisine devletin asayişi teslim edilmiş. Bakanın oğlu asayişsizlik yapıyor. Kırk yıldır ticaret yapıp hala zor geçinen insanlar varken devlet memuru olan Bakan’ın bankada trilyonu, güzel bir yerde villası var. Allah daha çok versin ama helalinden versin. Tabi Rıza Zerap’ın kardeşine Türk Vatandaşlığı verme karşılığında oğluna aylık onbeş bin dolar maaş verilirse insanın tabii ki villası olur.
Bu bakanlar arasında şahsi malı en fazla olan ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’dır. Bakıyoruz onun oğlu da bir takım çıkar ilişkileri içine girmiş. İçimden, “ Olmaz, bir yanlışlık olmuştur” diyorum. Bir de bakıyoruz Hürriyet Gazetesi’nde bakan beyin ailesi ve bir uçak resmi. Beyefendi RIZA ZERAP’ın uçağı ile umreye gitmiş, onun haberi var. Koca ekonomi Bakanının ailesini umreye götürmeye parası mı yoktu? Ama gözü aç ya!
HAYROLA BİNALİ ABİ….
Demokrat görünüşlü başbakanımızın eski arkadaşı, sırdaşı Binali Bey de arıza çıkardı. Önceleri oğlu inceden devletin gemilerine el attı. Ama sonra biri kulağını çekti de bıraktı zannettik lakin yanılmışız. Diğer bakanlar peşlerine oğullarını taktılar. Maşallah Binali ağabeyimiz İzmir’de yüz kişiyi peşine takmış geliyor.
YAHUDİ TERBİYESİ
Solamon çocuğunu yüksekçe bir yere çıkarmış. Sonra aşağıdan kollarını açmış, “ oğlum, atla seni tutarım” demiş. Bir, iki, üç çocuk yine korkuyorum demiş. Solamon aşağıdan atla oğlum diye ısrarlı olunca çocuk yukarıdan atlamış; ama Solamon çocuğu tutmamış. Çocuk küt diye döşemeye düşmüş, acı içinde “ Baba ne yaptın? Sana güvendim” deyince Solamon, “ Bu sana ders olsun oğlum, babana bile güvenme” demiş.
Bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi?
(10 Ocak 2014 tarihli Güneş gazetesi arşivi)