ABD'de Yargı: Hikmet cüppede değil!
Ya bizde Yargı?
Yargıçların seçimi ve denetimi hakkında Baton Rouge’da Southern Üniversitesi Hukuk Okulu Rektörü (chancellor) Freddie Louisiana dahil olmak üzere eyaletlerin büyük çoğunluğunda tüm kademe hakimlerinin seçimle işbaşına geldiğini anlatıyor. Kendisi Louisiana’da seçimle gelen ilk siyahi hakim. (çok yakın zamana kadar zencilere bu görev verilmiyordu.)
Hakimliğe adaylığını koyabilmek için. En az beş yıl avukatlık yapmış olmak gerekiyor. Seçim süresi mahkemesine ve eyalete göre ortalama 6 ila 12 yıl arasında değişiyor. Y eniden seçilmek mümkün Emekliliğe kadar hakimlik sadece birkaç eyalette (Massachusetts, NewHampsire) gözlemlenebiliyor. Bunları da ya parlamento ya da vali doğrudan doğruya atıyor. Pek çok eyalette seçimlere parti listesinden giriliyor. Yani cumhuriyetçi veya demokrat hakim adayları yarışıyor. Kısaca hakimlik denilen şey, aslında seçime girmiş. Belli bir süreliğine hakimlik yapma aslında seçime girmiş.Belli bir süreliğine hakimlik yapma hakkını kazanmış. Avukatların üstlendikleri bir görevden başka bir şey değil. Disiplin işlerini ise baro üstlenmiş durumda. Baro yaptığı soruşturmanın ardından yargıcın disiplin suçu işlediğine kanaat getirirse.Dosya temyiz / istinaf mahkemesine gidiyor.Onlar da uygun disiplin cezasını veriyor.
Federal Mahkeme hakimlerinin tamamı yürütmenin başı olan ABD Başkanı tarafından atanıyor. Ancak göreve başlamaları için. Bunun yasama organının bir kanadı olan Senato tarafından onaylanması gerekiyor. ( Ya Türkiye de nasıl? ) Ayrıca hukuk okumak için daha önce bir lisans eğitimini tamamlamış olma şartı var. Yani hayatın eğitimini tamamlamış olma şartı var. Yani hayatın başka bir alanına dair iyi bir bilgiye sahip olmak gerekiyor. Bizdeki gibi 18 yaşında hukuk okumak 22 yaşında da insanların kişisel veya siyasi kaderi hakkında karar vermek mümkün değil. En az beş yıl başarılı bir avukat olarak çalışmalı ki, sonrasında seçimleri aday olabilsin. Bu seçimlerde propagandasını yapabilecek bir müktesebatı olsun. Genel anlamda hayata dair. Özel olarak da hukuk uygulamasına dair iyi bir birikime sahip olmadıkça ABD’ de hakimlik yapabilme imkanı pek yoktur.
Başsavcı ( General Attorney) seçimle geliyor.Ancak alt savcıları tamamen kendisi belirliyor.
Pitcher’in son sözü ise şöyle: ABD’ de hakimler pek çok hata yapıyor. Özellikle davanın sanıklarının renklerine göre adaletin terazisinin şaştığı durumlar çok nadir değil. Buna rağmen yargının tarafsızlığı konusunda genel bir güven duygusu hakim. Nedeni de, hakimlerin iyi teori bilgisine sahip olmasında değil.Aksine, kimin hakim olacağını vatandaşların karar verebiliyor olmasında aramak gerekir.
Bunları dinledikten sonra bizdeki sistemi anlattım. Hakimlik mesleğini, HSYK’yı, Anayasa Mahkemesini ve Yüksek Yargı’yı, Adalet Bakanlığı ile ilişkilerini, Meclisin bu konudaki “Olmayan” yetkilerini. .” Tuhaf !” dedi. Koca bir sistemin koca bir yalanı örtmek için yetmediğini fark ettiğinden olsa gerek. Neden olmasın ki! ABD Anayasası “ Biz Birleşik Devletler halkı . . .” diye başlar. Ama Anayasada egemenliğin halka ait olduğuna ilişkin bir ifade yok. ABD’liler bunun teorisini yapmıyor. Egemenlik sadece lafta değil. Gerçekte de halka ait. Sadece yürütmeyi veya yasamayı değil. Yargıyı da seçimler ve denetim mekanizmalarıyla halka ait kılmışlar. Onların kurdukları hukuk düzeninde kutsiyet yok. İddialı ve ağdalı laflar yok.
Tek ilke şu: Hangi kamu görevi olursa olsun. Meşruiyetin ve buna bağlı olarak “saygınlığın” Tek ölçütü halka ait kılınabiliyor olmaktır.Yani hikmet “cüppe” giyiyor olmada değil. Seçilebiliyor, denetlenebiliyor.Hesap verebiliyor olmadadır. Güzelim memleketimin tüm anayasalarında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”denir.
Büyük laflar konusunda üstümüze yoktur.Egemenlik millete aittir. Şüphesiz! Ama yargıda “Cüppe’nin hikmetinde! Bazen de “hizmet’inde . .
Biyolojideki adalet sisteminin önemini gösteren, Çocuklar üzerinde yapılmış bir deney vardır. 4 -5 yaş anaokulu çocuklarına 4’er tane çikolata dağıtılır. Bütün çocuklar alır ve yerler. Hiçbir sorun çıkmaz. Daha sonra aynı gruptaki çocuklara birine bir, birine üç, birine altı çikolata verilir. Fakat bu kez çocuklar arasında kavga çıkar. Bu deney adil paylaşımın biyolojik olarak insan genlerinde kodlandığı tezini destekler.İnsan diğer canlılardan farklı olarak adil paylaşımda kendini güvende hisseder. Adil paylaşım olduğu zaman sosyal ilgisini, sosyal temasını artırır. Adalet böylece sosyalleşmeye katkı sağlamış olur.
Yaratılanı severim Yaratan’dan ötürü.Benim ve kardeşimin hakkı eşitse.Terazide dengeyi bozmamalı işte o zaman gerçek adalet yerini bulur. Adalet mülkün temelidir.En güzel günler sizlerin olsun. Sevgi ve saygılarımla.
Kaynak Kişi: Prof.Dr.Osman CAN