Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk
Derhal Hüsrev Sami Bey’in verdiği haberin doğruluğuna inandım ve doğrusu üzüldüm. Gerçi, Erzurum Kongresi’nde de benim başkanlığımı sakıncalı görenler vardı. Fakat onların nasıl kimseler olduklarını belirtmiştim. Bu defa en yakın arkadaşlarımın aynı düşünceyi açığa vurmaları beni dündürdü.Rauf Bey’e : Anladım, Bekir Sami Bey’in evinde aldığınız kararı bana bildiriyorsun dedim ve cevabını beklemeden yanından uzaklaşarak kongre salonuna girdim.
Kongrenin açılmasından sonra ilk söz alan bir yüksek zatın kongre zaptına aynen geçmiş olan şu konuşmasını dinledik:- Efendim,şimdi tabii başkanlık meselesi söz konusu olacak. Bendeniz başkanlığın birer gün veya birer hafta devam etmek üzere sıra ile yapılmasını ve üyelerin veya temsil edilen il ve sancak adlarının baş harfleri esas alınarak alfabe sırasına uyulmasını teklif ediyorum.
Efendiler, garip bir raslantıdır ki, bu teklif sahibi de (A) ile başladığı gibi, kendi adının ilk harfi de (A) ile başlıyordu. Ben davet sahibi sıfatıyla bir konuşma yaparak kongreyi açtıktan sonra, geçici olarak başkanlık makamında bulunuyordum.
-Buna neden gerek duyuluyor, efendim? Diye sordum.
Teklif sahibi: “Bu şekilde işin içine şahsiyet karışmamış olacağı gibi, eşitlik ilkesine uyulduğu için dışarıya karşıda olumlu bir etki yapılmış olur.”dedi.
Efendiler, ben, vatanın, teklif sahibi ile birlikte bütün milletin ve hepimizin bir felaket çıkmazında bulunduğumuzu göz önüne getirerek, kurtuluş çaresi olduğuna inandığım teşebbüsleri, sonsuz güçlük ve engellere rağmen, maddi, manevi bütün varlığımla bir sonuca ulaştırmaya çalışırken, benim en yakın arkadaşlarım daha dün İstanbul’dan gelmiş ve tabii olarak işin içyüzünü bilmeyen, saygı duyduğum yaşlı bir zatın diliyle, bana şahsiyattan söz ediyorlar.
Bu teklifi oya koydum. Çoğunlukla reddettiler. Başkan seçimini gizli oyla yaptırdım. Üç olumsuz oya karşı,beni başkan seçtiler.
SİVAS KONGRESİNİN GEREKÇELERİ
Sivas Kongresi’nin gündemini, Erzurum Kongresi’nin tüzük ve bildiri metinleri ile, bizden önce Sivas’a gelmiş olan yirmi beş kadar üyenin hazırladığı bir muhtıra oluşturacaktı.İlk açılış günü olan 4 Eylül ile, beşinci, altıncı günler yani üç gün, ittihatçı olmadığımızı ispat için yemin etmek gerektiğinden, yemin formülü hazırlamakla, Padişaha sunulacak bir yazı yazmakla, kongrenin açılışı dolayısıyla gelen telgraflara cevap vemekle ve özellikle kongre siyasetle uğraşacak mı uğraşmayacak mı konusunun tartışılması ile geçti. İçinde bulunulan mücadele ve yapılan işler siyasetten başka bir şey değilken, bu son konuyu tartışmak, hayretle karşılanılacak bir durum değil midir?
Sonunda, kongrenin dördüncü günü asıl amaca geldik. Aynı günde, Erzurum Kongresi Tüzüğü’nün metnini görüşerek hemen bir sonuca bağladık. Çünkü, Erzurum Kongresi’nin Tüzüğünde yapılması gereken değişiklikleri zaten hazırlamış ve gereken kimseleri de aydınlatmış bulunuyorduk.
Ayrıca, yapılan değişiklikler sonradan bazı itiraz ve anlaşmazlıklara, birçok yazışma ve tartışmalara yol açtığı için, değiştirilen noktaların önemli olanlarına değineceğim:
1-Derneğin adı Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti idi. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti oldu.
2-Heyeti temsiliye, bütün Doğu Anadolu’yu temsil eder yerini Heyet-i Temsiliye bütün vatanı temsil eder dendi. Mevcut üyelere altı kişi daha
eklendi.
3-Her türlü işgal ve müdahaleyi Rumluk ve Ermenilik kurma gayesine bağlı sayacağımızdan, topyekün savunma ve direnme ilkesi kabul edilmiştir.Yerine her türlü işgal ve müdahalenin özellikle Rumluk ve Ermenilik kurma gayesine yönelmiş faaliyetin reddi konularında topyekün savunma ve direnme ilkesi kabul edilmiştir denildi.
Bu iki cümlede anlam bakımından elbette büyük fark vardır.Birincisinde itilaf Devletlerine karşı düşmanca tavır alma ve direnmeden söz edilmiyor.İkincisinde bu konu açıklık kazanıyor.
4-Tüzüğün dördüncü maddesinde yer alan konu oldukça tartışmalı geçti. Madde şuydu: Osmanlı Hükümetinin yabancı devletlerin baskısı karşısında, buraları (yani Doğu illerini) bırakmak ve ilgilenmemek zorunda kaldığı anlaşılırsa, alınacak idari, siyasi askeri tedbirlerin tayin ve tespiti yani geçici bir vekalet kurma konusu.
Sivas kongresi Tüzüğü’nün bu maddesindeki buraları kelimesi yerine yurdumuzun herhangi bir parçasını bırakmak ve ilgilenmemek şeklinde daha geniş ve genel bir kayıt konuldu.
AMERİKAN MANDASI İÇİN PROPAGANDALAR
Bundan sonra, 8 Eylül toplantısında sözünü ettiğim muhtıra ele alındı.Bu muhtırada başlıca Amerikan mandası üzerinde duruluyordu. O günlerde , İstanbul’dan gelen bazı kimseler Amerikalı Mister Brown (Bravn) adında bir gazeteciyi de Sivas’a getirmişlerdi.
Bu konu üzerinde kongrede geçen görüşmelere yer vermeden önce, yüksek heyetinizi yeterince aydınlatabilmek için, bazı ön bigiler arz edeyim.Bu bilgiler, Erzurum’dan beri başlayan bazı haberleşmelerden daha iyi anlaşılacağından, onları olduğu gibi sunacağım:
-Devamı Haftaya-
“Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Binaenalyh kadınlarımız, hatta erkeklerimizden çok münevver, daha çok feyizli, daha çok bilgili olmaya mecburdurlar.Eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa. Mustafa Kemal Atatürk