Görüntülenen Sayı: 2186
2803 | Yayım Tarihi: 17 Mayıs 2013 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk

Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk


Facebook'ta Paylaş

       Derhal   Hüsrev   Sami  Bey’in  verdiği   haberin  doğruluğuna   inandım    ve  doğrusu   üzüldüm.  Gerçi, Erzurum   Kongresi’nde  de   benim  başkanlığımı    sakıncalı   görenler   vardı. Fakat   onların   nasıl  kimseler   olduklarını   belirtmiştim. Bu   defa   en   yakın   arkadaşlarımın  aynı   düşünceyi   açığa vurmaları  beni   dündürdü.Rauf  Bey’e : Anladım, Bekir   Sami   Bey’in  evinde  aldığınız  kararı   bana  bildiriyorsun   dedim  ve cevabını   beklemeden  yanından  uzaklaşarak  kongre  salonuna  girdim.

Kongrenin  açılmasından   sonra   ilk  söz  alan   bir   yüksek  zatın  kongre  zaptına   aynen   geçmiş   olan  şu   konuşmasını   dinledik:- Efendim,şimdi  tabii  başkanlık   meselesi   söz   konusu   olacak. Bendeniz   başkanlığın  birer  gün  veya   birer   hafta  devam   etmek   üzere  sıra   ile   yapılmasını    ve   üyelerin  veya  temsil   edilen  il  ve  sancak   adlarının  baş   harfleri   esas  alınarak  alfabe   sırasına   uyulmasını   teklif  ediyorum.
Efendiler, garip   bir  raslantıdır   ki, bu   teklif   sahibi  de   (A) ile   başladığı   gibi, kendi   adının   ilk   harfi   de  (A)  ile   başlıyordu. Ben    davet   sahibi   sıfatıyla  bir   konuşma  yaparak   kongreyi   açtıktan   sonra,  geçici   olarak   başkanlık   makamında   bulunuyordum.
-Buna   neden   gerek duyuluyor, efendim? Diye   sordum.
Teklif  sahibi: “Bu   şekilde   işin   içine   şahsiyet  karışmamış  olacağı  gibi, eşitlik   ilkesine  uyulduğu   için  dışarıya   karşıda  olumlu   bir  etki  yapılmış   olur.”dedi.
        Efendiler, ben, vatanın, teklif   sahibi  ile   birlikte   bütün   milletin  ve hepimizin   bir   felaket   çıkmazında   bulunduğumuzu   göz önüne   getirerek, kurtuluş   çaresi   olduğuna   inandığım   teşebbüsleri, sonsuz   güçlük   ve   engellere   rağmen, maddi, manevi   bütün   varlığımla   bir   sonuca   ulaştırmaya   çalışırken, benim   en   yakın  arkadaşlarım   daha  dün   İstanbul’dan   gelmiş   ve  tabii   olarak   işin  içyüzünü  bilmeyen, saygı   duyduğum yaşlı  bir  zatın  diliyle, bana  şahsiyattan   söz   ediyorlar.
      Bu   teklifi   oya   koydum. Çoğunlukla   reddettiler. Başkan  seçimini   gizli  oyla   yaptırdım. Üç  olumsuz   oya   karşı,beni   başkan   seçtiler.
SİVAS   KONGRESİNİN   GEREKÇELERİ
Sivas   Kongresi’nin   gündemini, Erzurum  Kongresi’nin   tüzük   ve   bildiri   metinleri   ile, bizden  önce  Sivas’a   gelmiş olan  yirmi  beş   kadar   üyenin  hazırladığı    bir   muhtıra   oluşturacaktı.İlk   açılış   günü   olan   4   Eylül   ile,  beşinci, altıncı  günler  yani   üç  gün,  ittihatçı   olmadığımızı    ispat   için   yemin   etmek   gerektiğinden,   yemin   formülü   hazırlamakla, Padişaha   sunulacak   bir   yazı   yazmakla,  kongrenin   açılışı  dolayısıyla   gelen  telgraflara   cevap  vemekle   ve   özellikle   kongre   siyasetle   uğraşacak  mı  uğraşmayacak   mı  konusunun   tartışılması   ile   geçti.  İçinde   bulunulan   mücadele   ve  yapılan  işler  siyasetten  başka   bir  şey   değilken,  bu  son   konuyu   tartışmak, hayretle   karşılanılacak   bir   durum   değil   midir? 
      Sonunda, kongrenin  dördüncü   günü  asıl  amaca   geldik. Aynı   günde, Erzurum   Kongresi  Tüzüğü’nün   metnini görüşerek   hemen  bir   sonuca  bağladık. Çünkü, Erzurum   Kongresi’nin  Tüzüğünde   yapılması   gereken  değişiklikleri   zaten hazırlamış   ve   gereken  kimseleri   de aydınlatmış  bulunuyorduk.
      Ayrıca, yapılan   değişiklikler  sonradan   bazı  itiraz   ve  anlaşmazlıklara, birçok   yazışma  ve  tartışmalara   yol   açtığı   için, değiştirilen   noktaların   önemli   olanlarına  değineceğim:
1-Derneğin   adı  Şarki   Anadolu   Müdafaa-i   Hukuk   Cemiyeti   idi. Anadolu ve Rumeli  Müdafaa-i  Hukuk   Cemiyeti  oldu.
2-Heyeti  temsiliye, bütün   Doğu   Anadolu’yu  temsil   eder  yerini  Heyet-i   Temsiliye   bütün  vatanı  temsil   eder  dendi. Mevcut   üyelere   altı   kişi   daha 
eklendi. 
3-Her   türlü işgal  ve  müdahaleyi   Rumluk   ve   Ermenilik  kurma   gayesine   bağlı   sayacağımızdan, topyekün   savunma   ve  direnme   ilkesi   kabul   edilmiştir.Yerine   her   türlü   işgal   ve   müdahalenin  özellikle Rumluk   ve  Ermenilik   kurma   gayesine   yönelmiş   faaliyetin  reddi   konularında  topyekün   savunma  ve   direnme  ilkesi   kabul   edilmiştir  denildi.
      Bu iki cümlede anlam   bakımından  elbette  büyük  fark   vardır.Birincisinde  itilaf   Devletlerine   karşı   düşmanca   tavır   alma   ve   direnmeden söz   edilmiyor.İkincisinde  bu   konu  açıklık   kazanıyor.
4-Tüzüğün   dördüncü    maddesinde   yer  alan  konu   oldukça  tartışmalı  geçti. Madde  şuydu: Osmanlı   Hükümetinin    yabancı  devletlerin  baskısı   karşısında, buraları (yani Doğu   illerini)  bırakmak   ve   ilgilenmemek   zorunda  kaldığı  anlaşılırsa, alınacak   idari, siyasi   askeri    tedbirlerin   tayin   ve   tespiti  yani geçici  bir  vekalet   kurma  konusu.
      Sivas  kongresi   Tüzüğü’nün  bu   maddesindeki   buraları  kelimesi  yerine yurdumuzun   herhangi  bir  parçasını   bırakmak   ve   ilgilenmemek   şeklinde   daha   geniş  ve   genel   bir   kayıt   konuldu.
                  AMERİKAN   MANDASI   İÇİN   PROPAGANDALAR
Bundan   sonra, 8   Eylül   toplantısında sözünü  ettiğim  muhtıra   ele   alındı.Bu  muhtırada   başlıca   Amerikan   mandası  üzerinde duruluyordu. O   günlerde , İstanbul’dan   gelen   bazı   kimseler   Amerikalı   Mister   Brown (Bravn) adında   bir  gazeteciyi  de   Sivas’a   getirmişlerdi.
      Bu   konu   üzerinde   kongrede   geçen   görüşmelere   yer   vermeden   önce, yüksek   heyetinizi  yeterince  aydınlatabilmek   için, bazı   ön   bigiler   arz   edeyim.Bu   bilgiler, Erzurum’dan  beri   başlayan  bazı haberleşmelerden   daha   iyi   anlaşılacağından, onları   olduğu   gibi   sunacağım:
                                                      -Devamı  Haftaya-
“Anaların   bugünkü  evlatlarına   vereceği   terbiye, eski   devirlerdeki   gibi  basit   değildir. Binaenalyh   kadınlarımız, hatta   erkeklerimizden  çok   münevver, daha   çok  feyizli,  daha   çok  bilgili  olmaya   mecburdurlar.Eğer  hakikaten  milletin  anası  olmak istiyorlarsa.  Mustafa    Kemal   Atatürk
 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.