Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk
SİVAS VALİSİNİN ENDİŞELERİ
“ Mustafa Kemal Paşa ile Kongre üyelerinin Sivas’a gelip burada bir kongre yapacaklarını duydum. Bunu İstanbul’dan gelen Fransız subayları söylediler. Sizinle böylesine dostça görüşüp ve kişiliğinize karşı saygı beslerken bu işi benden saklamanıza çok üzüldüm” dedi. Ben de gereken karşılığı vererek kendisini inandırmaya çalıştımsa da son söz olarak : “Eğer Mustafa Kemal Paşa Sivas’a gelir ve burada kongre toplamaya kalkışılırsa beş on gün içinde askerlerimin buralara gireceğini kesin olarak biliyorum. Sizin kişiliğinize beslediğim saygı dolayısıyla bunu haber veriyorum. İnanmazsanız, iş olup bittikten sonra görürsünüz. O zaman vatanınızı uçuruma sürükleyenler arasına siz de girmiş olursunuz.” Sözlerini söyledi. Dahiliye Nazırlığından dün aldığım kapalı telgrafla, başka türlü yazılmakla birlikte yine bu kanıyı uyandıracak nitelikteydi. Yeni gelen Fransız subaylarından biri dün Kolordu komutanı ile uzun uzadıya görüşerek kongre konusunda Komutan Beyefendinin düşüncesini anlamaya çalıştığı gibi bu sabahta Bay Brüno bana gelerek, saat üçte, öbür Fransız subaylarıyla birlikte kongre üzerine görüşüleceğini ve fakat kendisinin, aradaki dostluk dolayısıyla daha önce benimle ayrı görüşmek istediğini bildirdi. Bir süre konuşılduktan sonra sonuç olarak şunu da söyledi :
Ben dünden beri bu iş üzerinde çok düşündüm. Sonunda şuna karar verdim. Ki , eğer Mustafa Kemal Paşa ile Kongre üyeleri, Sivas Kongresinde İtilaf devletlerine karşı kışkırtıcı davranışlarda bulunmazlar ve onlar için saldırgan bir dil kullanmazlarsa kongrenin toplanmasında hiç bir sakınca yoktur. Ben kendim General Franse Despere’ye ( Franchet d’Esperey) yazar, Mustafa Kemal Paşa için çıkanları ve tutuklama emerini geri aldırır ve e kongrenin toplanmasına engel olunmaması için Dahiliye Nazırlığından size emir göndertirim. Fakat bir şartım var ki, sizde benden hiçbir şey saklamıyacaksınız ve içten dostluğumuzu gözeterek birbirimize karşı hep açık bir dil kullanacağız. Yalnız kongrenin toplanacağı günü öğrenmek gerekir dedi. Bende kendisine bu konuda kesin bir şey bilmediğimi ve öğrendiğimde kendisine bildireceğimi, aradaki dostluk dolayısıyla hiçbir şeyi saklamayacağımı söyledim. Binbaşının işgal konusunda dünkü kesin sözlerine karşın bugünkü yumuşaklığının nedenini, en ince ayrıntıları kavrayan yüksek görüşlerinize sunmayı ödev bilir ve bu konuda sözü uzatmayı gereksiz sayarım. Açıkça anlaşılıyor ki, bunların düşüncesi kongreyi Sivas’ta toplatmaya yanaşmış görünerek, kongrenin yüce üyeleri ile sizi burada toplamak ve el altından hazırlıkta bulunarak bütün arkadaşları ele geçirmekten ve hem de burayı işgal etmeyi oldubittiye getirmekten başka bir şey değildir. Dün akşam, Dahiliye Nazırlığından aldığım kapalı bir telgrafta, başka biçimde yazılmış olmakla birlikte, aşağı yukarı gene bu nitelikteydi. İşte ben her gerçeği, saklı tutulması ricasıyla sizlerin bilginize sunuyorum. Bundan sonra tutulacak yolun çizilmesi size düşer. Düzenle kurulmuş tehlikenin bu denli yakın ve sanki elle tutulacak kadar görünmekte olduğunu bilirken, durumu size bildirmemeyi ve sonuç olarak Sivas’ta kongre toplamaktan vazgeçilmesini önermemeyi vicdanıma sığdıramadım. İşte bunun için sizlerden ve orada bulunan diğer önemli arkadaşlardan pek çok rica ederim ki, ikinci bir kongrenin toplanmasına kesin gerek yoksa vazgeçilsin. Gereklilik varsa, dört yandan ele geçirilmesi çok kolay olan Sivas’ın toplantı merkezi olmasından vazgeçilerek, düşmanın kolayca giremiyeceği Erzurum’da ya da uygun görülürse Erzincan’da toplanma yoluna gidilmesini yurdun esenliği adına çok rica ederim. Kolordu Komutanı Salahattin Beyefendi de bu konudaki görüşlerini ayrıca Kazım Paşa Hazretleri aracılığıyla size yazacaklardır. Şimdi yanımda bulunan eski Sivas milletvekili Rasim Bey de eski Erzurum milletvekili Hoca Raif Efendi Hazretlerinin Ilıca’dan dönüşünde kendilerine yollama iyiliğinde bulunursunuz. İşte efendim, durum böyledir. Söz götürmez vatanseverliğinize karşı sizi daha çok rahatsız etmekten çekinir ve karşılık olarak göndereceğiniz emrinizi beklerim, efendim. İşte Rasim Bey’in telgrafı.
Bu telgrafa orada verdiğim karşılığı, olduğu gibi bilginize sunacağım. Ertesi gün, Temsilciler Kurulu adına da aynı anlamda uzun bir telgraf çekilerek yatıştırmaya ve inandırmaya çalışıldı. Ayrıca, Kadı Hasbi Efendi’ye de aracılı bir telgraf çekildi. Kolordu Komutanına da gerektiği gibi yazıldı. Rasim Beye de, gönlünün rahatlanması için kendim yazdım.
20 Ağustos 1919 - 1 saat sonra
Sivas valisi Reşit Paşa Hazretlerine
Verdiğiniz bilgiyi ve yüksek görüşlerinize özellikle teşekkürlerimi sunarım. Bay Brüno ve arkadaşlarının gözdağı vermek için söylediklerini yüzde yüz kurusıkı sayarım. Sivas Kongresinin toplanması yeni bir şey olmayıp aylardan beri dünyaca bilinen bir iştir. Tuhaftır ki, İstanbul’da bulunan yetkili Fransız siyasi adamlarının da bana gönderdikleri haberler, Anadolu’da milletçe girişilen işlerin pek haklı ve geleneklere uygun olduğu ve milletimizin istekleri kendilerine açıkça bildirilirse iyi karşılıyacaklarını ve uygulanmasını üzerlerine alacaklarını gösterir yazılı bir güvenceyi şimdiden vermeye hazır oldukları yolundadır. Bay Brüno ‘nun ikinci görüşmede ağız değiştirmesi ve yumuşaması bizleri kazanmak için olsa gerektir. Binbaşı Brüno’nun dediği gibi Fransızların beş on günde Sivas’a girmeleri o kadar kolay bir şey değildir. Şunu hatırlamanız gerekir ki, İngilizler bu konuda gözdağı vermekle daha ileri giderek Batum’daki askerlerinin Samsun’a çıkarılmasına karar verdiler ve dahası, özellikle beni korkutmak için, bir tabut da çıkardılar. Fakat bu çıkarmaya karşı, milletin güçlü bir inanç ve ateşle karşı koyacağı gerçeği kendilerince anlaşıldıktan sonra hem kararlarından dönmek, hem de Samsun’a çıkarmış oldukları askerleriyle birlikte orada bulunan taburu alıp götürmek zorunda kalmışlardır.
-Devamı Haftaya –
Yeni Türkiye devleti temellerini süngüyle değil, süngünün de dayandığı ekonomiyle kuracaktır. Yeni Türkiye devleti cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye devleti bir ekonomi devleti olacaktır.
(1923- Mustafa Kemal Atatürk)