***•***
• Annesiyle birlikte köyde yürüyüşe çıkan Nuran Tepe’nin yerde yılan görerek tabana kuvvet kaçarken annesinin, “ korkma! O yılan kördür demesi üzerine, nereden bileyim anne, yılanı doktora götürmedim ki,” diyerek koşmaya devam ettiğini,
***•***
•23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle dört günlük okul tatilini geçirmek üzere ailesinin yanına gelen Işıl Altuntaş’ın,” kısa süreli de olsa her fırsatı değerlendirip Fatsa’ya geliyorum. Annemin ve babamın yanında 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı kutlamak büyük keyif. Büyük Atamızı saygıyla anıyorum” dediğini,
***•***
•20 Nisan’da nişanlanan Ahmet Altay’ın, “nişan tarihim Peygamber Efendimizin doğum tarihine denk geldiği için kendimi çok şanslı hissediyorum. iki kere mutluyum” dediğini,
***•***
•Kanal D’nin Mutfağım adlı yemek Programına katılarak yemek yapan Fatma Varnalı’nın “ Hiçbir şey göründüğü gibi basit değilmiş. Bir saatlik programın çekimi sabahın 8.30 dan gecenin 11’ine kadar sürdü. Fatsa’ya özgü bilinen yemeklerimizi tüm Türkiye ile paylaşmaktan mutluluk duydum ” dediğini,
***•***
•Haziran ayı içerisinde dünya evine girecek olan Ayşegül Çamaş’ın “Düğün hazırlıklarımı hemen hemen tamamladım. Nişanlım Antalyalı ancak işi gereği evlendiğimizde Mısır’da yaşayacağız. Sonuçta ben de artık gurbetçi oluyorum” dediğini,
***•***
•Seçim maratonun uzaktan takip eden Göden Murat’ın, (Murat Karaçuha) “Kim ne yaparsa yapsın. Seçimin galibi benim” dediğini,
***•***
•1 Haziran’da Fatsa buluşmasına katılacak olan Atilla Paycı’nın, “Ben Fatsalı dostlarımı Samsun’da ağırlamak istiyordum olmadı. İnşallah yıl sonunda ev sahipliğini ben yapacağım. Hiç kimse merak etmesin ” dediğini,
***•***
•Oğlu Kaan’a söz kesen Baha Şatıroğlu’nun, “Nişan ve düğün hazırlıklarına başladık. Allah utandırmasın” dediğini,
***•***
•Akil adam seçildikten sonra Akdeniz bölgesindeki çalışmalarını sürdüren Kadir İnanır’ın, “Vatandaşlardan gördüğümüz ilgiden çok memnunuz. Bu işi mutlaka başaracağız” dediğini,
***•***
•Kısa bir rahatsızlıktan sonra tekrar eski sağlığına kavuşan Güneş Gazetesi köşe yazarı Şeref Kibar’ın, “Bastonumu attım. Turp gibiyim maşallah. Bu tedavi beni 50 sene daha rahat yaşatır” dediğini,