BUGÜN 23 NİSAN
BUGÜN 23 NİSAN
Bunlar ne biçim insan!! Bu bir çocuk esprisidir; ama bu espri gerçek oluyor. 23 Nisan Bayramı’nın okul bahçelerinde kutlanmasına karar verilmiş.
Bu neye benziyor? Şeker bayramını herkes evinde misafir salonunda aile arasında kutlasın demesine benziyor. Neydi eski bayramlar! Bayram günleri okulun bahçesinde rengarenk kıyafetler giymiş öğrenciler, okulun bando takımı son hazırlıklarını yapar yürüyüş koluna geçilir. Ve yürüyüş... Ana caddeden geçerken bandonun gelişi ile evlerin balkonları salkım saçak dolar. Tören alanına giriş bambaşka bir duygu. Sağlı sollu dizilmiş insanların alkışlarının coşkusu bir alem olurdu. Şimdi ne oldu? Bütün resmi bayramlar ortadan kaldırıldı. Öğrencilerin bayram sevinci kursaklarda kaldı.
BAYRAMLARIN EKONOMİK TARAFI
Hepimiz biliriz, tören alanı dışı simitçi, baloncu, gazozcu, köfteci ile dolardı. Bu seyyar esnaf bayramlarda nemalanırdı. Bugünde Türkiye genelinde dönen parayı hesap edin. Esas olan o günün ticari döngüsü. Biir de dini bayramlara bakalım. Mesela Kurban Bayramı ET YEME BAYRAMI değildir. Bunun da bir ticari yönü vardır. Köylü bayramda kurbanlık satmak için hayvan besler. Bunları şehre veya şehir dışına götüren nakliyeci para alır. Kurbanlık hayvanı kesen kasap para alır. Derisiydi, yünüydü derken ilgili sanayi kuruluşları çalışır vs. İster resmi olsun ister dini olsun bayramların ekonomiye müthiş bir katkısı olur. Bayramların resmi olanına darbe vuranlar sağolsunlar.
BAYRAMLAR GİTTİ TASAVVUF MUSİKİSİ GELDİ.
Bayramların yerine farklı kutlamalar geldi. Mesela bir televizyon proğramında izledim. Kutlu doğum Haftası Peygamber efendimizin doğum günü kutlanıyor. Genişçe bir sahne; sahnede “ gerdanlarını gizlemesi emredilen kadınlarda 30 hatun gerdanları göğüs çatalına kadar açık, saçları fönlü, ellerinde nota defterleri “ Allah Allah Lailahe İllallah” diyerek terennüm ediyor. Onların arkasında göğüslerinin açık olmasında hiçbir sakınca olmayan 30 erkek, göğüsleri kapalı kravatla desteklenmiş, onlar da ellerinde nota defteri kadınların arkasında dizilmiş kadınlara eşlik ediyor. Onları da arkada 30 kişilik orkestra destekliyor. Tam bir kilise korosu. Şimdi soruyorum. Peygamber efendimiz yaşasaydı yaş gününün böyle kutlanmasına müsade eder miydi? Yorum sizin...
BAŞKA BİR RİYAKARLIK
Ramazan geliyor, göreceksiniz bu sefer tasavvuf musikisi eşliğinde iftar hatta İstanbul’da gördüm bir mekanda semazen oynatıyorlar. Bir ney, bir tef ayı oynatır gibi... Mevlana bu hali görse bunları değnekle kovalar. Şimdi soruyorum, Peygamber efendimiz oruç açarken ney, tef çaldırarak mı oruç açıyordu. Böyle bir şey görülmemiştir. adamlar akılları sıra bir iş yapıyorlar. Aslında dinimizi dejenere ediyorlar. Yanlış mı düşünüyorum.
ÜLKEMİZDE BÜROKRAT
MANZARALARI
Yerel gazetelerde görürsünüz devletin filan kurumu falan kurumunu ziyaret eder, o kurumun başındaki bürokratlara plaket verir, karşılıklı yalandan gerdan kırmalar, saygılar yıkılır ortalık. Bu adamlara devlet yedi sülalelerinin görmediği imkanlar sağlamıştır; ama yine kendi aralarında plaket alış verişi yaparlar, mutlu olurlar . Geriye dönüp bunların becerilerine bakalım.
Bir eğitim görevlisi çıkar 23 Nisan’ı öğrencilerin gece kutlatacağını beyan eder, diğeri çıkar otistik çocukların ateist olduğunu beyan eder ve böyle bürokratlara saygı duyulması da gerekiyor. Samsun’dan Hopa’ya karayolunda onlarca üst geçit var. Hepsi aynı model, hepsi aynı çirkinlikte, hepsi gece ışıklandırılmış ama üzerinden geçen bir Allah’ın kulu yok. Bunu yaptıran bürokrat bu üst geçitlerden neden kimse geçmiyor diye düşünmez.!!
O bürokrat devleti milyonlarca masraf ettirip (işeyaramaz) üst geçitleriyaptırdığı için plaketlerle ödüllendirilir. Bilmem yanılıyor muyum?