ORHAN AKSU
ORHAN AKSU
Her şeyin teker teker üzerine yıkıldığını yaşadığınız anlar. En yakın dostlarınız bile yoktur. Hatta belki karşınızdadırlar!! O sırada önceleri onlar yanınızdamıydılar? yoksa, yoklardı da sizmi öyle zannettiniz!!
Bunu neden yazdım? Orhan Aksu için yazdım. Orhan Aksu kimdir? Tahtabaş’lı bir inşaat mühendisidir. Türkiye’de bir çok inşaat tamamlamıştır. Buradan Gürcistan’a geçti. Orada dev inşaatlar (Adalet Bakanlığı),viyadükler, köprüler inşaa etti. Bunların açılışında Gürcistan Devlet başkanı Şaakayşvili ile hep aynı karede resimleri çıkıyordu.
Peki şimdi nerede? Üç yıldır kendi yaptığı hapishanede esir. Bugün Silivri’de hapishanede kendini ifade edemeden nasıl 3 yıldır yatanlar varsa oda kendini ifade edemeden 3 yıldır Gürcistan’da esir.
Diyeceksiniz ki orada ne işi vardı? Bunu bir gürcü atasözü ile bitirelim!! “SADA SA BEDİŞENİ İK MİGİGVANS PEHİ ŞENİ” Nasibin neredeyse ayağın seni oraya götürür!!!
TÜRK HAVA KUVVETLERİ
Türk Hava Kuvvetlerindeki pilotlar tek tek emekliye ayrılıyorlar. Bunun sebebi bir rivayete göre havacı subaylar (pilotlar) Hükümeti protesto ediyor. Bir rivayete göre Türk Hava Kuvvetlerini pilotsuz bırakmak orduyu Deniz Kuvvetlerinde olduğu gibi pasif duruma düşürmek, üçüncü rivayet daha fazla para kazanmak için THY’da pilotluk yapmak.
Hükümet hemen gardını aldı. Türk Hava Kuvvetleri’nde emekliliğini isteyen pilotlara THY çalışamazsınız, eğer THY’da pilota ihtiyacımız olursa Yunanistan’dan alırım deyip onların gözünü korkuttu.
Hükümet ikinci altarnatif Fatsa’da ki hamsi kamyonlarının şoförlerin seceresini çıkarmış. Lello Hasan, Breze Seyfettin, Hulus dayı, Kara Yusuf, Buzkıran İhsan, canavar Fikri. Bunlar o günlerin karayolu pilotlarıydı. Onlar karayolunda buz üzerinde jet gibi kamyon kullanırlardı.
Bu iş nasıl olacak? mesela Buzkıran İhsan pistte uçağı uçacak hıza getirecek, öbür pilot uçağı o ada havaya uçuracak olay bu.
Bu günün gençleri ne hamsi kamyonlarını bilir nede o günün şoför hikayelerini. bu hikayelerden birini anlatayım. Ankara’ya gelmeden Elmadağ ilçesi var. Yolun Ankara tarafı yokuş aşağı. Yokuşun dibinde yolu boydan boya kesen demiryolu var. yokuş aşağı inen tüm araçlar demiryoluna gelmeden hız kesmek zorunda.
Hulus dayı anlatıyor, co dedi rampa aşşa hiç firene basmadum, araba demiryolunun kasisine girince bir sıçradı. Yol kenarındaki akasya ağaçlarının dallarını kırdı (ağaç dalları 10 metre yükseklikte) geçti dedi. O hızlı şoförler bu gün yaşasaydı hava kuvvetlerinde pilot olurlardı, yanlışmı düşünüyorum.
O YILLARIN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ MACERALARI
Tabi araba hikayelerinden başka öğrencilik anılarıda var. Seyfi Ölçek, Atilla Ekser, laz Kamil, makaro Şener üniversite yıllarında bir evde kalıyorlar. Seyfi abi (Ölçek) yeni bir takım elbise diktirmiş daha hiç giymemiş duvarda asılı. Seyfi abi evde yok, evdekiler açlıktan kırılıyor. Birde bakmışlar kapının önünden eskici geçiyor, Seyfi abinin duvardaki 300 TL ye aldığı elbiseyi indirmişler. Kapının önünden geçen eskiciye 15 TL ye satmışlar, karınlarını doyurmuşlar.
Atilla Ekser’in tekstil aliş verişi Seyfi abinin 300 TL’lik elbisesini eskiciye 15 TL’ye satması ile başlar.