Görüntülenen Sayı: 2168
2803 | Yayım Tarihi: 11 Ocak 2013 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk Milli Varlığa Düşman Kuruluşlar

Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk Milli Varlığa Düşman Kuruluşlar


Facebook'ta Paylaş

        Yeni yeni kurulmaya başlayan bu teşkilatlar dışında, yurt içinde başka kuruluşlar ve girişimler  de  ortaya çıkmıştı.Özellikle Diyarbakır,Bitlis, Elazığ illerinde, İstanbul’dan yönetilen Kürt Teali Cemiyeti vardı.Bu teşkilatın maksadı, yabancı devletlerin kanadı altında, bir Kürt hükümeti kurmaktı. Konya ve dolaylarında, İstanbul’dan yönetilen Teali İslam Cemiyeti kurulmasına çalışılıyordu. Memleketin hemen her köşesinde itilaf ve hürriyet,Sulh  ve Selamet başlıklarıyla kurulan cemiyetler vardı.

İNGİLİZ  MUHİPLER  CEMİYETİ
Başkent İstanbul’da çeşitli amaçlarla gizli ve açık olmak üzere, bir takım parti ya  da dernek  adı altında kuruluşlar ortaya çıkmaya başlamıştı.  İstanbul’da önemli sayılacak kuruluşlardan biri de İngiliz Muhipler Cemiyeti idi. İsminden dolayı İngilizleri sevenlerin kurdukları bir dernek olduğu anlaşılmasın. Bence, bu derneği kuranlar, kendi varlıklarını ve çıkarlarını sevenler, kendi varlıklarıyla çıkarlarının dokunulmazlık çaresini Lloyd  George hükümeti aracılığıyla İngiliz desteğini sağlamakta arayanlardır. Bu mutsuzların, İngiltere’nin, tamamen bir Osmanlı Devleti bırakmak ve korumak isteğinde olup olamayacağını bir kere düşünüp düşünmedikleri üzerinde durmak gerekir. Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı padişahı  Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nazırı Ali Kemal, Adil ve Mehmet  Ali  Bey’ler ile Sait Molla bulunuyordu. Dernekte  İngilizlerden bazı maceracılar da  vardı. Bunlar arasında Rahip Frew de vardı. Bu adam yapılan işlemlerden anlaşıldığına göre, derneğin başkanı idi. 
Derneğin iki görünüşü ve niteliği vardı. Biri dış görünüşü yani İngiliz desteğini istemeye ve sağlamaya yönelen niteliği idi. Diğeri ise, gizli yönü idi. Asıl çalışmayı bu yönde yapıyordu. Yurt içinde teşkilatlar kurarak ayaklanma ve isyanlar çıkarmak, milli  şuuru  işlemez duruma getirmek. Yabancı devletlerin işe karışmalarını kolaylaştırmak gibi  haince girişimler. Derneğin bu gizli kolu tarafından yürütülüyordu. Sait Molla’nın derneğin açık girişimlerinde olduğu gibi gizli işlerinde de ondan daha çok rol oynadığı görülecektir. Bu dernek için söylediklerim, sırası geldikçe yapacağım açıklamalar ve gerektiğinde göstereceğim belgelerle daha iyi anlaşılacaktır.
AMERİKAN MANDASI İSTEYENLER
İstanbul’daki ileri gelen kadın ve erkek birtakım kişiler de, gerçek kurtuluşu Amerikan mandası istemekte ve bunu sağlamakta görüyorlardı.Bu düşüncede olanlar, fikirlerinde çok direndiler ve en uygun işin, kendi fikirlerinin desteklenmesi olduğunu ispat etmeye çalıştılar. Bu konuda da, sırası gelince bazı açıklamalar yapacağım.
 ORDUMUZUN  İÇİNDE  BULUNDUĞU  DURUM
Genel durumu belirtmek için ordu birliklerinin nerelerde ve ne durumda olduklarını açıklamak isterim. Anadolu’da, başlıca iki ordu müfettişliği kurulmuştu. Ateşkes  anlaşması yapılır yapılmaz birliklerin savaşçı erleri  serbest bırakılmış silah ve cephanesi elinden alınmış, bu birlikler, savaş gücünden mahrum bir takım kadrolar durumuna  getirilmişti.
Merkezi Konya’da bulunan İkinci Ordu  Müfettişliğine bağlı birliklerin durumu şöyle idi: Bir tümeni (41.Tümen) Konya’da ve bir tümeni (23.Tümen) Afyon Karahisar’ında  bulunan 12.Kolordu karargahıyla Konya’da bulunuyordu. İzmir’de düşman eline düşen 17.Kolordu’nun; Denizli’de bulunan 57.tümeni de bu kolorduya bağlanmıştı.Bir tümeni (24.Tümen) Ankara’da ve bir tümeni (11.Tümen)  Niğde’de bulunan 20.Kolordu, karargahıyla Ankara’da idi. İzmit’te bulunan  1.Tümen, İstanbul’daki 25.Kolorduya bağlanmıştı. İstanbul’da da 10.Kafkas tümeni vardı. Balıkesir ve Bursa bölgesinde bulunan 61.ve 56. Tümenler,karargahı Bandırma’da bulunan İstanbul’a bağlı 14.Kolordu’yu meydana getiriyorlardı. Bu kolordu’nun komutanı, meclisin açılışına kadar rahmetli  Yusuf İzzet Paşa idi.
        Üçüncü Ordu Müfettişliği, -ki  müfettişi bendim. Karargahımla Samsun’a çıkmış bulunuyordum. Doğrudan doğruya emrim altında iki kolordu bulunacaktı.Biri, merkezi Sivas’ta bulunan 3.Kolordu Komutanı, yanımda getirdiğim Albay Refet Bey idi. Bu kolorduya bağlı bir tümenin (5.Kafkas Tümeni) merkezi Amasya’da, öteki tümeninin (15.Tümen) merkezi Samsun’da idi.Öbürü,merkezi Erzurum’da bulunan 15.Kolordu idi. Komutanı Kazım Karabekir Paşa idi. Tümenlerinden birinin (9.Tümen) merkezi Erzurum’da, komutanı Rüştü Bey, diğerinin (3.Tümen) merkezi Trabzon’da ve komutanı Yarbay Halit Bey idi. Halit Bey, istanbul’a çağrılmış olduğundan komutanlıktan çekilerek Bayburt’ta saklanmış; tümen, vekillikle yönetiliyor; kolordu’nun öbür iki tümeninden 12.Tümen, Hasankale doğusunda  sınırda, 11.Tümen Bayazıt’ta bulunuyordu. Diyarbakır bölgesinde bulunan iki tümenli 13.Kolordu bağımsızdı  ve İstanbul’a 
bağlıydı. Bir tümeni (2.Tümen) Siirt’te, öbür tümeni (5.Tümen) Mardin’de idi. 
MÜFETTİŞLİK  GÖREVİMİN YETKİ ALANLARI
Benim yetkim, bu iki kolorduyu doğrudan doğruya emrim ve komutam altında bulundurmaktan daha genişti. Müfettişlik bölgeme yakın birliklere  de hüküm edebilecektim.Bu arada bölgemde bulunan ve bölgeme yakın olan valiliklerede bildirimde bulunabilecektim. Bu yetkiye göre Ankara’da bulunan 20.Kolordu ve bunun bağlı olduğu müfettişlik  ile ve Diyarbakır’daki kolordu ile ve hemen bütün Anadolu’da sivil teşkilatların başında bulunan yöneticilerle yazışabilecek ve ilişkiler kurabilecektim. Bu geniş yetkiyi, beni İstanbul’dan sürmek ve uzaklaştırmak amacıyla Anadolu’ya gönderenlerin bana nasıl verdiklerine şaşırabilirsiniz. Hemen söylemeliyim ki, bana yetkiyi onlar bilerek ve anlayarak vermediler. Her ne olursa olsun benim İstanbul’dan uzaklaşmamı istiyenlerin buldukları gerekçe, “Samsun ve bölgesindeki güvensizliği yerinde görüp önlemek için Samsun’a kadar gitmek” idi. Ben bu işin başarılmasının, üstün yetkili bir görev verilmesine bağlı olduğunu ileri sürdüm. Bunda hiçbir sakınca görmediler. O günlerde Genelkurmay’da bulunan ve benim amacımı bir dereceye kadar sezen kişilerle görüştüm.Müfettişlik görevini yerinde buldular ve yetkiyle ilgili talimatı kendim yazdırdım. Dahası, Harbiye Nazırı olan Şakir Paşa bu talimatı okuduktan sonra imzalamaktan çekinmiş mührünü,yarı anlaşılmaz  bir biçimde basmıştır.
                                                       -Devamı  var -  
NOT: 7 Ocak 2013  tarihli Akşam Gazetesinde  bir haberde İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile  görüşecek Mardin bağımsız milletvekili  Ahmet Türk’ü devlet  BDP  Batman milletvekili  Ayla  Akat  ATA’nın aynı parti tarafından görevlendirildiği  haberi çıktı.  Adalet Bakanlığına bildirildi.  Çözümde yine     ATA -TÜRK    şifresi ortaya çıkıyor. Milletvekilleri yeni anayasa yaparken Büyük Nutuk’u iyice okumalı. 1924 Anayasasını dikkate almalılar. Sevgi ve saygılarımla.
 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.