Eskiden yazarken yazılarımın kurgusunu yalan ve palavra üzerine bina ederdim. Genlerimden gelen rahatlıkla atıyordum. Şimdi bakıyorum, palavra ve yalanda ulusal gazeteler beni  fersah fersah geçti. 

Aşağıdaki yazım palavra, yalan ve bezende  doğru üzerine kurguluyorum. Ayrıştırmak size ait.

 

OMBUDSMAN 

Okunması biraz zor ama, Türkçe’si akıl veren adam, yol gösteren adam mealine denk gelir. Bu ombudsman’ı kim seçer, nasıl seçer bilmem ama, ombudsman olmak için başbakanın yakını olmak önemli bir kriter.

Şuanda Türkiye’nin bir ombudsman’ı var, ona sormak istiyorum. Türkiye’de garip şeyler oluyor. Mesela başbakan Türkiye nato toprağıdır dedi. Peşinden nato Türkiye’ye yerleşti. İzmir’de nato komutanlığı kuruldu. Güneydoğuda patriotlar yerleşiyor. Bunların konumunu Türk generaller değil nato subayları veriyor.

Türk orgeneraller esir, (hapishanede olanları saymıyorum) dışarıdakiler esaret altında nasıl derseniz onlar balyozlar, ergenekonla korkulutulup esir alınmış vaziyette.

Kafama takılan bu fikirleri yeni ombudsman’a soracağım. Türkiye hakkında yanlış düşünüyorsam beni uyarır gibime gelir.

BİRDE MADAK ÇIKTI

Buda bir devlet kuruluşu. Bizler fıtrattan devletimize güvenir, her dediğini doğru kabul ederiz. Çünkü “ulul emre itaat diye bir düsturumuz vardır”. Devlette vıdı vıdı olmaz, evrak vardır. Ama herhalde oda bozuldu. Geçenlerde ihtilaller yapan paşaların geride bıraktığı malların listesini açıkladı. Falanca paşanın gelininin 224 dairesi varmış, falanca paşanın 90 villası varmış, ertesi gün gazeteler bunların yalan olduğunu yazdı. Rakamlar doğru! Ama dairelerde sıkıntı var. Onlar daire sayısı değil, tapu kağıdındaki bir takım rakamlarmış!!! Şimdi böyle ulul emre nasıl itaat edelim.

 

DENİZ FENERİ 

Ulul emre itaat ediyoruz!! ama ulul emir bazen anlamadığımız şekilde vatandaşı yanıltıyor. Almanya’dan Türkiye’de fakir fukaraya dağıtılacak diye 4 milyon avro toplanmış. Bir rivayete göre fakirlere 20 avro yardım yapılmış. 200 avroluk makbuz kesilmiş. Bu doğrumu bilmem!! Bu işi bilsinler diye üç savcı görevlendirilmiş. Savcılar suçluyu yakalayalım diye uğraşırken kendileri suçlu duruma düştü. Şimdi olayın failleri değil, bu olaydan savcılar yakayı kurtarmaya çalışıyor!!

 

DEVLETİN YALANDAN BAHANESİ.

Bugünlerde devletin birkaç camii yapma projesi var. Bu iş devlet için önemli değil ama camii yapılacak yerlerin durumu biraz metaneli. Devlet bu fikri millete anlatırken palavranın dozunu biraz kaçırıyor. Mesela büyük adaya bol miktarda arap turist geliyor. Onların namaz kılacak yeri yok!! Hemen cami yapmamız lazım.

Bu bahane Mehmet Cevahir’in kahvesinde okey oynayan sarı Mustafa’nın canını sıkıyor. Oda Antalya’ya çok Rus turist geliyor devlet onlara da büyük bir kilise yapsın öyleyse!! diyor.

 

DÜNYA PALAVRASI 

Bu günlerde dünyadaki ve Türkiye’deki sivri akıllılar maya takviminin bitiş tarihi 21 Aralık ‘ta dünyada kıyametin kopacağına inanıyorlar. Ve Türkiye’de Şirince köyünde, birde İngiltere’de bilmem ne köyünde kıyamet kopmayacakmış. Sivri akıllılar ellerine kumanya menem tedariklenip Şirince’ye kaçıyorlar. Orada kıyamet manzaralı evlerden rezervasyon yaptırıyorlar.

BU İŞİN SIRRI NEDİR?

Maya takvimini göre 21 Aralıkta kıyamet kopup 22 Aralıkta dünya hak ile yoksan olmayacak. Peki ne olacak? Uzmanlara göre dünyada kutuplarda, çöllerde, kıtalarda ısı farkları vs. gibi değişikliğin başlangıç tarihi olacak, doğrusu bu!! Bu fikirden yola çıkarsak birinci fikre göre kabakdağı’nda 21 Aralık’ta kıyamet kopmayacak garanti. İkinci fikre göre korkanlar gelsin Kabakdağı’nda onbir yıldır devam eden eko tarım çalışması, eko turizm çalışması 21 Aralık tarihinde tavan yapacak. Görmek isteyen buyursun gelsin.

Eğer bu söylediklerim olmazsa kıyamet gerçekten kopacaksa size son seçenek olarak Duayeri köyünü sunuyorum. 21 Aralıkta son dua etme yeri tarafımızdan insanoğluna tahsis edilmiştir.