MERHABALAR!
Yaklaşık bir aydır iş yoğunluğu ve kısa bir tatil turum yüzünden köşemdeki yerimi alamamıştım. Sakat futbolcunun sahalara dönmesi gibi zor tekrar yazı yazmak inanın. Bende hamladım büyük bir ihtimal. Ama bir yandan da o futbolcunun tekrar topla buluşmasının verdiği sevinç gibi bir sevinç kaplıyor içimi. Ve bu sevinçle merhaba diyorum hepinize, sanki yıllardır ayrıymışız gibi.
Sadece sizlere değil ayların en güzeli Ramazan ayına da merhaba. Öyle değerli ki bu ay, diğer aylar assolistin yanında ki uvertür sanatçı gibi kalıyor. Hayatımızın akışını değiştiriyor bu ay. Suç oranı düşüyor, insanlar daha bir yardımsever oluyor. Fakat yıllar yılları kovaladıkça sanki biz daha bir sıradanlaştırıyoruz Ramazan’ı. Hani derler ya eskiler, ‘-Nerede o eski ramazanlar?’ diye, biz otuzlu yaş nesilleri bile bunu der olduk. Eskiden daha bir coşku vardı. Ramazan ayı bereket ayıydı. Esnafın yüzü güler, işleri diğer aylardan daha hareketli olurdu. Şimdi ise esnaflar kan ağlıyor resmen. Sıcaklarında verdiği etkiyle bırakın müşteriyi, kaldırımdan adam geçmez hale geldi. Temmuz ayının vergi ayı olması da haliyle esnafı daha bir mutsuzluğa sürüklemekte.
Yıllar geçtikçe o kadar paraya bağlı insanlar olduk ki, hepimizin hayatındaki birinci öncelik para oldu. Hepimiz bankaların esiri olduk. Yok konut kredisi, yok kredi kartı, yok esnek hesap derken, hayatı ıskalıyoruz farkında değiliz. O dolu dolu yaşadığımız Ramazan’larda, memleketin durumu konuşulurdu dost sohbetlerinde ama şimdi kendi durumumuzu bile konuşamaz olduk. Nasıl diyebilir ki insan karşısındakine ben borç batağına saplandım diye. Hele ki gururlu esnaf hiç diyemez. Çünkü yıllarca veresiye vermeye alışmış koca adamlar, artık bankada ki kredi kuyruğunda. Zaten öyle bağlanmışız ki bu fani dünyaya, ayın manevi havasını tenefüs bile edemez olmuşuz. Eee böyle bir haliyet-i ruhiyedeki insana, ne Ramazan uğrar ne de Bayram! Haksız mıyım?
HAYATIMIN ROLÜ
Star TV, yeni yayın dönemine, kimsecikler girmeden giriverdi. Akıllı da bir iş yaptı. Eğer Kanal D, ATV ve Show TV’yi yakalamak hatta geçmek istiyorsa onlardan erken davranmalıydı, onlarda öyle yaptı.
Birçok diziyi yayın akışlarına soktular ama bir dizi var ki aralarında hepsinden ayrılıyor; Hayatımın Rolü. Tamam bir Hollywood filminin senaryosundan esinlenilmiş olabilir ama replikler ve oyunculuklar bir harika. Artık oyunculukların sıradanlaştığı, repliklerin ise Arka Sokaklar kıvamında olduğu dizi endüstrisinde, böyle bir yapım hemen göze batıyor. Mesela tiyatronun ne kadar önemli bir sanat dalı olduğu, net ortaya konuyor repliklerde. Çocuklarınıza olan ilişkinizde soru işaretleriniz varsa, bu dizide cevap bulabilirsiniz. Boşanan eşlerin birbirini öldürmeden nasıl hayata tutunduklarını, birbirlerine nasıl saygı duyduklarını görebilirsiniz. Ve bir oyuncu nasıl rolüyle büyüdüğünü (Haluk BİLGİNER), bu dizide izleyebilirsiniz. Resmen şu reytingi bol, içi boş olan dizilerde, kendini oyuncu sananlara ders veriyor, Haluk Bilginer.
Yerinizde olsam her Pazartesi, saat 21.00’de tüm aile bu diziyi izlerim. Çocuklara rahatlıkla izletilebilecek dizilerin nadir olduğu şu dönemde, bu dizi tam bir can simidi. Hayırlı seyirler ve hayırlı Ramazan’lar efendim.