EĞİTİM SİSTEMİ
Milli Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 sistemine yakalanıp, zorunlu eğitime geçecek çocuklar için, yeni bir düzenleme getirmiş. İstenirse bu çocuklar, alınacak doktor raporuyla, okula bir yıl geç başlatılabilecekmiş. Velilerin birçoğunun, çocuklarını 5.5 yaşında okula göndermek istemesi sebebiyle, Mili Eğitim böyle bir uygulamaya geçti. Çünkü onlar da biliyor ki, henüz 5.5 yaşında olan çocuklar, bu eğitim sisteminde okula başladıklarında, kendilerini hazır hissetmeyecekler ve fazlasıyla zorlanacaklar.
Peki bütün bunlar biliniyorken, neden böyle bir uygulamaya geçildi ve biz veliler bir de doktor raporu ve benzeri bürokratik uygulamalarla uğraşmak zorunda bırakıldık? Bütün uzmanlar, okula başlama yaşı için, 5.5 yaş erken derken, böyle bir yasada geri adım atılmadı ve ısrarla yasa çıkarıldı. Şimdi aynı yasayı çıkaranlar, bizlere ‘rapor alabilirsiniz ve çocukları okula göndermeyebilirsiniz’ demeye başladı.
Eğitim gibi önemli bir konuda, bu kadar acele ve köklü değişiklikler yapılırken uzmanların görüşüne hiç mi başvurulmadı? Alel acele, bir iki günde çıkarılan bu yasalarla, ne gibi bir fayda sağlanacaktı? Bunların cevabını bulmak fazlasıyla zor.
Yeni çıkan yasa ile, zorunlu olmadığından okul öncesi eğitim zayıflayacak. Okula başlama yaşının düşmüş olması, müfredatta değişikliğe gidilmesini gerektiriyor. Fakat en büyük eksisi, altyapısının, planının, programının, yönetmeliklerinin hazır olmadan yasanın çıkarılmış olmasıdır. Bu yüzden okul idareleri ve öğretmenler de ciddi anlamda sorun yaşıyor. İlk yıl hangi yaş gruplarının birlikte okuyacağı, ayrı sınıflarda mı olacakları, ayrı bir sistem öngörülürse sonrasında nasıl bu öğrencilerin eşitleneceği belirsiz konular. İlkokul öğretmenlerinin, tamamen farklı bir sistemle, nasıl eğitim vereceği de bilinmiyor. Öğretmenler ve idareciler bu soruları yanıtlayamıyor. Okulların alt yapısı, sınıfların kapasitesi de sisteme hiçbir şekilde hazır değil. Birçok okul, ilkokuldan ortaokula dönüştü, okullar arası öğretmen geçişi başladı. Çok değil, birkaç ay içinde, tüm okullardan, öğretmenlerden; yepyeni bir sistemde eğitim vermeleri istenmekte. Sistemin başarılı mı, yoksa fiyasko mu olacağı da deneyerek görülecek. Hayatımızda az olan düzensizliklere ve karmaşalara, bir yenisi daha eklenmiş oldu böylece. Üstelik eğitim gibi, hayatımızın bütününü etkileyen bir konuda oluştu bu düzensizlik.
Eğitim sisteminin ezbere, otoriteye dayalı, çocukların kendi davranış kalıplarını oluşturmasını engelleyen yapısını değiştirmek yerine; aynı sistemi, daha erken yaşlarda çocuklarınızın hayatına adapte etmeye çalışmakla, bir kazanım elde edemeyeceğiz. Aksine onların hayatlarını zorlaştıracağız. Bu sebeple sürekli değişen ve bir türlü kendini bulamayan bu sistemde çocuklarımızın geleceğini ve bugününü düşünerek, akılcı ve kalıcı çözümler bulmalıyız. Yap- boz tahtası gibi değişen, ne olacağı belirsiz, güvensiz ve güvencesiz bir sistemden uzak durmalıyız.