DÜŞEN UÇAĞIN HESABI AÇIK KALDI
Yaklaşık bir ay öncesi idi. ‘Gereği Düşünüldü’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Uçak düştüğünden itibaren 6 gün geçmiş ve Sayın Başbakan gereken yapılacaktır demesine karşın hiçbir adım atılmadığını, muhalefetin desteğini de dikkate alırsak uluslar arsı onurumuzun kurtarılması için mutlaka bir şeylerin yapılması gerektiğini dile getirmiştim. Öyle büyük bir beklenti içinde idim ki bu yazının okunacağı güne kadar değişikliklerin olabileceğine, yazdığım yazının bayat kalacağına ihtimal veriyordum.
Aradan uzun zaman geçti. Kuzey Suriye’de nerdeyse Kürt Devleti kurulacak. Suriye ata bindi Üsküdar’ı geçiyor. Bizimkiler de toplantı üzerine toplantı yapıyor. Uluslar arsı başarısı tarih kitaplarından silinmeye çalışılan Rahmetli İsmet İnönü yaşıyor olsaydı inanıyorum bugünlerde kahrından ölürdü. Ben böyle bir ülkenin vatandaşı olmaktan ne hissedeceğimi bilemiyorum.
Tabii ki bu arada eski günleri de hatırlamadan geçemeyeceğim. Bundan 40-50 yıl öncesi pazartesi günleri yolcular kamyonla taşınırdı. Hisarbey Köyünden Muhittin isimli bir komşumuz kamyonun üzerinde Kulak Köylüleri ile kavgaya tutuşmuş, rahmetli babam ve birkaç kişi Muhitin’i Kulaklıların elinden zor almıştı. Muhittin ağabey Kulaklıları nasıl evire çevire dövdüğünü anlatıyordu. Üzerindeki pardesü yırtılmış, pantolon param parça vaziyette. Yediği tonlarca dayağa rağmen, mangalda kül bırakmıyordu. Olayı gören bir kişinin aksini söylemesine aldırış bile etmiyordu.
Suriye’nin yaptıkları karşısında Muhittin ağabeyden farkımız kalmadığını düşünüyorum. Haydi bakalım beni ve benim gibi düşünenleri mahcup ediniz. Bu sayfalarda mahcubiyetimizi de yazalım.
Ne oldu düşen uçağımızın hesabı?
Ne oldu geleceğin istikbal vadeden iki fidanının bir hiç uğruna gidişinin hesabı?
Nerde kaldı ulusal onurumuz?
Birileri lütfen cevap versin….!