YAZIN HATIRLATTIKLARI
Birkaç günden bu yana belki de yıllarca farkına varamadığımız katlanması zor bir sıcaklık yaşıyoruz. İstanbul’da trafik çilesi ile nemi de üzerine eklediğimizde ne şaşaalı günler yaşadığımızı tahmin edebilirsiniz. Sanki cehennemin antresindeyiz. Hal böyle olunca insanın aklına iki ortam geliyor.
Temiz bir deniz ve kenarında klimalı bir otel. Otelin her şey dahil sistemli ya da butik olması o kadar önemli değil. Ama klimalı olması çok önemlidir. Gir denize, otur lobide, dinlen dinlenebildiğin kadar.
Ya da:
Çık Çambaşı veya Perşembe Yaylasına…! Hatta şartları biraz daha zorlayıp, yüksekliği de biraz daha artırıp Karagül Yaylalarına çıkarak serin, nemsiz kuru havanın verdiği rahatlığı yaşamak fena mı olur?
Elbette hayır.
Yukarda birinci seçeneği parası olan herkes yapabilir. Ama ikinci seçeneği gerçekleştirmek biraz daha zor olsa gerek. Çünkü yaylanın temiz havasından yararlanabilmek için orada konaklamak gerekmektedir. Çambaşı Yaylasında konaklama yeri varsa da Perşembe ve Karagöl Yaylalarında bu olanak bulunmamaktadır. Daha önce de dile getirmişimdir. Özellikle havaların bu denli serinlik arattığı günlerde daha da akıllara gelmekte ve daha fazla ihtiyaç hissedilmektedir. Yayla turizmi artık sadece gelir getiren yönü ile düşünülmemelidir. Elbette gelirsel yönü çok önemlidir. Fındık artık Karadeniz halkının gereksinimlerini karşılamaz olmuştur. Bir sene ürün bol olur, fiyatlar düşüktür. Bir sonraki sene rekolte düşer, fiyatlar yükselse de zorunlu giderler karşılanamaz. Hal böyle olunca da Karadeniz insanının ek bir gelire gereksinimi vardır. Yayla turizminin geliştirilmesi yalnızca müteşebbisin kar elde etmesi değil. Çok sayıda çalışanın da ücret alması demektir.
Şu anda Ordulu iki bakanımız bunmaktadır. İç İşleri Bakanımız Sayın İdris Naim Şahin çok hareketli, devamlı dolaşan, Orduluların bulunduğu her yere ulaşan bir bakandır. Bizim tespitlerimizi yaptığını sanıyorum. Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay ise bu işin en yetkilisidir. Kuşkusuz kendisine bağlı çok sayıda uzman vardır. Karadeniz’de yayla turizmini teşvik edecek yöntemler geliştirebilirler. Yatırımcıları yönlendirebilirler. Devlet bütçesine hiç yük getirmeden bir canlılık oluşturulabilir. Yeter ki istensin. İşte sıcak havanın bizi getirdiği nokta budur.