Gönlümdeki Duygular
Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’dan
Futbol Dersi
BAŞBAKAN Erdoğan,UEFA kongresinde duygusal bir konuşma yaptı,futbol bilgisini konuşturdu:
1967 yılında başladığım, 1982 yılına kadar 15 sene aralıksız oynadığım futbol, benim için amatörde olsa her zaman, koordinasyon, kolektif çalışma,dayanışma noktasında yol gösterici, belirleyici oldu.
Takım ruhunu,paslaşmayı, paylaşmayı,gözle iletişim sağlayabilmeyi, gönülden gönüle irtibat kurarak anlaşabilecek kadar uyumu futbol sahalarında pekiştirdik.
1969’da, Maracana Stadın’nda Pelenin attığı penaltıyı hala unutabilmiş değiliz. Stad adeta nefesini tutmuştu, çok büyük bir sessizlik hakimdi. Pele şutunu attı ve tahmin edilebile
ceği gibi gol oldu. Pele’nin bu 1000. golü, tüm dünyayı olduğu kadar bizi de ta burada biz Türkleri de etkiledi.
1970 Dünya Kupası’nda kolu bandajlı halde oynayan Beckenbauer, 1974’te takımını şampiyonluğa taşıyan Müler ,Didi, Kempes, Cruyff, Maradona büyük bir keyifle,beğeniyle
Ve hayranlıkla izlediğimiz futbolcular oldu.Mülller’e, Münih takımının teknik direktörü, ‘Senden futbolcu olmaz, kendine bir iş bul’ demişti. Ancak o,bir sene sonra dünyanın en meşhur futbolcuları arasına girdi.
BABAM HAKLI ÇIKTI
Sevgili Platini’nin yaşadıklarını da az önce de kendisiyle teyit ettim,arkadaşlarımla da teyit ettim. Metz Kulübünün doktoru, Platini’ye ‘Futbolcu olamaz, sağlığı iyi durumda değil’ diyerek rapor vermiş ve transferi engellemişti.
Değerli dostum Platini’nin oynadığı Saint Etienne takımının Metz’i 9-2 yenmesi de ‘futbolcu olamaz’ raporu veren doktora herhalde en güzel cevap olmuştu.
Rahmetli babam, okumamı, iş bulmamı isterken, ben, yırtık kramponlarla, lastik ayakkabı
larla, futbol kariyerimi ilerletmek arzusundaydım.O kadar ki,sakatlandığım zamanlarda evde
acımı bastırıyor ve kramponlu ayakkabılarımı eve götürmüyor, kömürlükte saklıyordum.
Resimlerimizin basıldığı gazeteleri, babam görmesin diye köşe bucak saklıyordum.Sonuçta
rahmetli babam haklı çıktı ve ben futbolcu değil,bir siyasetçi oldum.
Ancak 15 yıl boyunca futboldan edindiğim tecrübeyi, birikimi, disiplini, spor ahlakı ve erdemini hayatımın her anında yaşamanın ve yaşatmanın gayreti içinde oldum.”
“Batırılamıyan Gemi Türkiye”
Bu başlığı çok kere kullandım. Pişman değilim yine kullanıyorum.26 Mart 2012 tarihli Akşam gazetesinden : Yastık altındaki1.1 ton altın sisteme kazandırdı.
Kuveyt Türk, fiziki altın toplama kampanyasıyla 1.1 ton altın ekonomiye kazandırdı.Banka bu yıl geçen yılki miktarı üçe katlamayı hedefliyor. 2012 yılının başından bugüne kadar fiziki altın toplama kampanyasında toplam 21 şubeden 1472 işlem yapıldığını ve işlemlerden elde edilen altın miktarının 250 kiloya ulaştığını belirten Kuveyt Türk Genel
Müdür yardımcısı İrfan Yılmaz “Geçen yıl her şubede ortalama 60 işlem yapıldı.Bu yıl ise şubelerimizin bulunduğu her ilde kampanya devam edecek.”dedi.Yılmaz,”altın alım satım
emri” ve “altın katılma Hesabı” ürünlerini heyete sunduklarını ifade etti.
HES’ler elektriğimizin sigortası
(Çevreci dostlara acı gerçeği dile getirmeye çalışıyorum. Artısı ve eksisi ile okurlar buna göre değerlendirsin)
Orman ve su işleri Bakanı Veysel Eroğlu, hidroelektrik santrallerinin ( HES ) 30 yıl önce yapılması gerektiğini; bu santrallerin Türkiye’nin elektriğinin sigortası olduğunu ifade ederek “Herkes ÇED’e uygun olarak çalışmak zorunda ÇED’e uygun hareket etmeyenleri hemen durdurup cezasını veriyoruz. Gerekirse ruhsatını da iptal ediyoruz. Herkes doğru çalışırsa HES’lerin ülkemiz için çok faydası var dedi. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olduğunu ifade eden Bakan Eroğlu, “ Enerjimiz dışarıya bağımlı.45 milyar dolar her yıl dışarıya enerjiden dolayı para veriyoruz. Cari açığımızın temel sebebi de” diye konuştu.