BAĞLANMAYACAKSIN
Her ne kadar reklâm filmi “sağlam basıcan bu hayatta, sağlam gidicen bu hayatta” dese de bizimki gibi zemini hayli kaygan buz paten sahası ülkelerde o işler biraz zor oluyor. Değil Semih Saygıner Katarina Witt olsanız ne çare. Çünkü hayat reklâm filminin konusu otomobil tekerleğine hiç mi hiç benzemiyor. İnsan da çok çok feleğin tekerine çomak sokmayı kendine gaye edinebiliyor.
Velev ki iş tarih olunca zemine daha da bir sıkı sıkı, daha da bir sağlam basmak gerekiyor. Misal bakınız Osmanlının en görkemli ve şaşaalı devri Kanuni Sultan Süleyman ve onun aşk-ı derun’ unu anlatan Muhteşem Yüzyıl. Öyle bir Muhteşem Yüzyıl ki Piri Reis orada, Mimar Sinan orada, Barbaros Hayrettin Paşa orada, Pargalı İbrahim Paşa namı diğer Mühürlü Süleyman orada, Malkoçoğlu deseniz o da orada, Osmanlıda rüşvetin tarifesini koyan damat Aksak Rüstem Paşa da pek yakında.
Henüz Osmanlı diyarına ve terzilerine uğramamış elbiselerdeki takma koldan dekolteye, diğerleri gitgide gençleşirken ansızın Jack ‘ ın fasülye sırığı gibi büyüyüp hormonlu sergen olmuş özde 35-40 sözde 17 ‘ lik şehzadelere kadar çuvallanan ayrıntılar teferruat gerçi ama Ahmet Ümit ‘ e de sorsanız o şeytan basbayağı ayrıntıda gizli. Ömrünün neredeyse tamamını at üstünde bir fetihten diğerine koşmakla geçiren Kanuni Sultan Süleyman ise dizide aksine bir türlü Harem Seferinden dönememekte. Zor şer çıkarıldığı Viyana kuşatmasından “kalk kalk Pargalı benim pek bir Hürrem ‘ i göresim geldi, dönüyoruz haydi ya Allah” diye tek kerede dönmesi akıllara durgunluk verir cinsten. Yoksa son 20 yılın en şiddetli kışı, yoğun yağış falan bahane, demek ki Hürrem Sultan şahane. Koskoca Sultan sanırsınız Çiçek Abbas ‘ ın muavininden hallice “At Meydanı, Sultanahmet, Harem 1- 2” diye bağıran dolmuşçu olmuş mübarek. Harem deseniz neredeyse Eleni ‘ nin yolgeçen hanı, baltacısı, boncuklusu bir âlem âdem orada. Valide Sultanlı Harem de bildiğiniz 16.yüzyıl Ferhunde Hanım ve Kızları.
Aslına bakarsanız Pargalı İbrahim Paşa ‘nın durumu padişahtan da acıklı. Adamcağızın elinde bir keman iki bölümde bir dersiniz rahmetli Hikmet Şimşek yönetiminde Pazar Konser’ i programı için resital veriyor. İnsanda da onu seyrederken bu seneki Eurovizyon ‘ a bırakın Can Bonomo ‘yu Atiye ile Pargalı İbrahim birlikte katılsın diye kampanya başlatma hissi uyanıyor. Lakin gelin görün ki o dönem daha keman zinhar icat olunmamış. Hatta Pargalı ’ nın çoğunlukla sözde çaldığı eserlerin sahibi Vivaldi daha o dönem henüz doğmamış. Yani yeni bölümlerin birinde Pargalı İbrahim Paşa arada kaldığı Hatice Sultan ile Nigar Kalfa ‘ ya kızıp da At Meydanı ‘ na çıkıp Dilikilitaş ‘ dan ağrı İbrahim Tatlıses’ten “indim dereye taş bulamadım,kendime göre bir eş bulamadım,aman melekem kavur balıkları” yı söylerse şu saatten sonra seyirciye bu durum bile pek bir sürpriz olmaz herhalde.
Tarihin filmlerden, dizilerden öğrenildiği bir toplumda iş hakikaten vahim bir durumda. Çünkü derslerde tarih hocalarının “söyle bakalım evladım Kanuni Sultan Süleyman ‘ dan sonra tahtta kim geçti” sorusuna çocuklar “iyi de hocam o bölüm daha gösterilmedi ki” demeye başladı bile. Hatta Kanuni Sultan Süleyman ‘ ın İspanyol prensesi İsabella ‘ nın hareme girişinin ardından facebook taki ilişki durumunu “karışık” şeklinde güncellediği dahi iddialar arasında yer almakta. Tarihi diziler ve filmler hazır almış başını bodoslama gidiyorken ileriki bölümlerde Kanuni Sultan Süleyman ‘ ın Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ‘ nın doğmasını bile beklemeden Viyana’ yı ikinci kez kuşatıp bir de üzerine aldığını görürseniz sakın ha buna da şaşırmayın. Bakalım son günlerin favori unsuru zombiler dizide ne zaman boy gösterecek? Malum zombiler de devlet geleneğimizde tarihimizin kanayan sosyal bir yarası. Keza zombi bilindiği üzere tarihte candır.
Söz konusu senaryo her ne kadar esinlenilmiş olsa da tarih kitaplarına bakılmaksızın yazılamıyor. Yazınca da ortaya bir takım acıklı absürtlükler çıkabiliyor. Bir bakıyorsunuz Fatih Sultan Mehmet Yüzüklerin Efendisi’ndeki yüzüksever Frodo ,Osman Gazi de bildiğiniz büyücü Gandalf olmuş. Ortalık da Gani Müjde’nin Kahpe Bizans ‘ ından geçilmiyor hale gelmiş. Madem öyle Ata Demirer ‘in de dediği gibi Kadir İnanır’ ı da Yüzüklerin Efendisi İkiz Kulelerde neden oynatmıyorlar? Kadir abi çeksin beyaz Kartal’ını ikiz kulelerin önüne “Saruman bundan böyle tövbe edecek Müslüman olacaksın, adın da Saruhan olacak, yarın Gandalf’ ı da alıp cumaya gideceksiniz ayrıca o yüzük de kiminse verin ayıp oluyor ulen” desin.
Tarih hakikaten her ne kadar Papanın cübbesindense Osmanlı sarığını ülkelerinde görmeyi tercih eden Ortodokslarla dolu olsa da şehrin surlarından içeriye taze girmiş Sultan ‘ a Ayasofya içerisinde üstelik de tutsak halde iken “yaşasın” diye sevinen bir Ortodoks din adamı görmüş müdür acaba? Yoksa onun Ortodoksluğu da Pargalı ‘ nın kemanı gibi midir ya da kendisi gizli Müslüman mıdır bilinmez?
Kısacası ey ibretlik nesli dedesi ceddi babası Türk milleti karşındaki tarihi dizi, tarihi film ya da reklam olursa Can Yücel ‘ in de dediği gibi ona zinhar “bağlanmayacaksın”. Yoksa İffet ‘ in taksici Cemil ‘ i ile Ulubatlı Hasan ‘ ı karıştırır İstanbul ‘ un fethini top dökümü ile değil de dökme sarı taksilerle kazanıldı sanırsın.