Yeşil, Mavi, Kuş Cıvıltıları, İşte Fatsa, İşte Huzur!
Yeşil, Mavi, Kuş Cıvıltıları, İşte Fatsa, İşte Huzur!
Benim çocukluğumun Fatsa’sının sahili biraz salaş, biraz bakımsız çokça da yoksul görünümlü idi. Kordon boyunda yer alan binalar genelde boyasız, sıvasız uzanıyor, şehrin uç kısmında ise görünümü pek de iç acıcı olmayan izbe binalar ve tamirhaneler yer alıyordu. Şimdi öyle mi? Binalar genelde sıvanmış ve boyalı. İzbe dükkânlar kaldırılmış. Sahil yolu geçerken deniz biraz doldurulmuş, kıyıya vuran dalgayı kaybetmişiz ama yerine bakımlı bir kordon boyu kazanmışız. Yemyeşil ağaçların, rengârenk çiçeklerin yer aldığı kordon boyu, mavi denizimizle bütünleşince uzaktan yağlıboya tablo gibi duruyor. Eşsiz bir manzara….
Benim gibi kordon boyunun eski halini bilenler yeni halinin güzelliği karşısında şoke oluyor! Bu güzelliğin inşa eden önceki başkanımız Sayın Mustafa Çamaş’ a ve bu güzelliği muhafaza eden görevdeki başkanımız Sayın Hüseyin Anlayan’a, memleketini çok seven bir Fatsalı olarak gönülden teşekkürlerimi sunarım.
Yine yoktan var edilen, çitirlikten harika bir çam korusuna ve plaja çevrilen çamlık da ayrı bir minnettarlık konusu. Ben eski başkan Mustafa Çamaş’ın zamanındaki halini tercih ederim. Onun zamanın da şimdiki kadar betonlaşma yoktu. Yeşillik daha ön planda idi. Kar amacı güdülerek yapılan tesisler yeşilimizi örselemiş, güzelliğini biraz bozmuş. Eskiden dinletilen, doğadaki kuş seslerine karışan güzelim Klasik Türk musikisi nağmeleri, insanın ömrüne ömür katıyordu. Şimdilerde müziğin yerini alan uğultu kulakları tırmalıyor, güzelim doğanın verdiği zevki katlediyor.
Çamlık da eskiden dinlenen Klasik Türk Müziği şarkıları ortama elit bir hava veriyor, kuş cıvıltıları ile karışınca ortamın güzelliği, müziğin muhteşemliği, mavinin ve yeşilin yaydığı huzur insana kendini yeryüzü cennetinde olduğunu hissettiriyordu. Şimdilerde kar amaçlı kurulan sık masalar, betonlaşma, gürültü boyutlarına ulaşan uğultu, güzelliği boğuyor. Bu hali ile birilerine kar ettiren ancak Fatsalılara eski keyfi vermeyen bir yer haline dönüşmüş. Yinede eskisi kadar doruklarda keyif vermese de hele de alaca karanlıkta denizden ışıklandırılmış Fatsa’yı seyretmek bir ömür. Akşamın sessizliğinde- uğultuya kulaklarınızı tıkayabilirseniz- bu eşsiz manzara karşısında duyulan huzurun tarifi zor….
Işık dedim de aklıma çirkinliği güzelliğe dönüştürmekteki bir başka başarı öyküsü geldi(!) Kent merkezindeki ışıklandırılmış caddeler, eskiden insana zevk verir, şehrimizi güzelleştirir, bakımlı ve modern gösterir, adeta büyülü bir hale dönüştürürdü. Belediyemizde ışıklandırmanın en son perişan halini fark eden bir yetkili yok mu? Bu hali ile şehri güzelleştirmekten çok bakımsız, döküntü bir pavyona çeviren sönmüş, kopmuş ışıklandırma sistemini tamir etmeyi düşünen birileri bulunacak mı? Eskiden çamlıktan Fatsa’yı seyrederken duyduğumuz zevkin benzerini kentin merkezini gezerken yapılmış ışıklandırmayı seyrederken de duyardık. Ne dersiniz acaba acil olarak ışıklandırma sistemimize de el atılır da bir teşekkür de onun için etme fırsatımız olur mu?
Evimizden ve kentimizden huzurun eksik olmadığı, güzellikler ile dolu, ışıklı günlerde buluşmak umuduyla tüm hayatınızdan bereketin eksik olmadığı bol güneşli günler dilerim efendim