•Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı Atama yönetmeliği ile rotasyona tabi tutulan Okul Müdürlerimizden Ali Yazgı ve Abdullah Özkan’ın “ ohhhh be dünyada bir rahatlık varmış “ deyip her gün akşamları yanlarına emekli olan arkadaşlarınıda alıp birlikte oturdukları ve hasret giderdiklerini,
•••••*•••••
•Oğlunun Cumartesi günü açılacak hukuk bürosu için istanbul’ a gidecek olan Ferudun Cumhur Altuntaş’ın yükseklik korkusu nedeniyle uçağa binmeden 1 hafta önceden sakinleştiricisini içtiğini,
•••••*•••••
•Köydeki evinde arkadaşlarına ızgara partisi vermeye hazırlanan Esra Coşkun’un, “Havaların ısınmasını bekliyorum. Bekleyin tüm arkadaşlarıma en kısa zamanda haber vereceğim ve vaadimi gerçekleştireceğim” dediğini,
•••••*•••••
•Bahçesindeki fındık kirmitlerini topmak için sabaha karşı saat 4.00 de kalkan İrfan İnal’ın kirmitleri göremeyip geri döndüğünü ve tekrar sabah 5,00’de kalkıp kirmit toplamaya başladığını,
•••••*•••••
•4 yabancı dili anadili gibi konuşan Osman Güvenalp’in “İhtiyaç duyulması halinde yakın dostlarımada tercümanlık yapabilirim” dediğini,
•••••*•••••
•Eyüp Karagöl’ün Fatsa’da ne kadar yeni yapılan konut varsa her akşam mesaiden sonra konutları tek tek gezip depreme dayanıklı olup olmadığını incelediğini,
•••••*•••••
•Böbreklerinde oluşan taşları kırdıran İsa Ebrem’in, “Allah kimsenin başına vermesin çok zormuş” dediğini,
•••••*•••••
•Çok sevdiği yeğeni İlknur Şahiner’e 2 günlüğüne misafirliğe gelen halasının , “Yeğenimin misafirperverliğinden dolayı kıramadım” deyip misafirliğini 15 gün daha uzattığını,
•••••*•••••
•Üniversiteye gidip gelmek için hayvan besiciliği yaparak otomobil almak isteyen Ahmet Göç’ün nazara gelen hayvanları için 1 haftadır veteriner götürüp getirdiğini,
•••••*•••••
•Kapılar açık olunca ceyranda kalıp hastalandığını söyleyen Muharrem Göç’ün, “Herkesin kendine göre bir huyu var. Benimkisi de böyle” dediğini,
•••••*•••••
•Kızının düğünü için Amerikadan sanatçı getirten Göden Murat’ın, “Ben kendime yakışanı yapıyorum” dediğini,
•••••*•••••
•Son günlerde artan düğünlerden etkilenen Muzaffer Yüksel’in, “Dünyada gitmediğim hacı, hoca, ip bağlamadığım türbe kalmamasına rağmen bir türlü kendime göre bir hatun bulamadım. Ne olacak benim halim” diye söylenip durduğunu,