KARA TOPRAK
Doğanın uyandığı, insan duygularının da canlandığı bugünlerde, doğanın dilinden, insanoğlunun bencilliğini hatırlatan, kısacası kusurlarını yüzüne vuran “Neslihan Yaşar” imzalı bir metin var bu hafta...
Aşık Veysel “Toprak” şiirinde gerçek dostun özelliklerini toprakta bulduğunu söylemişti. Madem insanoğlu gerçek dostun özelliklerini toprakta buluyor neden bu kadar saygısız davranıyor toprağa. Biri, şiir; diğeri, düzyazı olan bu metinleri beraber değerlendirelim.
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sâdık yârim kara topraktır
Âdem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yedirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sâdık yârim kara topraktır
Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sâdık yârim kara topraktır
İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır
Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sâdık yârim kara topraktır
Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sâdık yârim kara topraktır
Bütün kusurumuzu toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sâdık yârim kara topraktır
Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sâdık yârim kara topraktır
Aşık Veysel ŞATIROĞLU
HATIRLA!
Sen “ Varım ” dediğinde, önce ben sana kucak açtım ey insanoğlu… Yemek, giymek, içmek istedin… Ocağımda ne varsa sundum, yedin. Kucağımdakileri iplik iplik çekip giydin. Sana okyanuslarca su bağışladım, içtin… Dost bildiğimdin. Güvencemdin önceleri. Sen verdin, ben çoğalttım. Çoğalttım da yine sana geri verdim.
Bu muydu karşılığı ey insanoğlu? Sana açtığım ovalarıma, çayırlarıma, ormanlarıma, kara bacalı, kara suratlı fabrikalar diktin. Hem beni, hem sevdiklerimi, hem de kendini zehirledin!
En kıymetli dostlarını, kendi isteklerin uğruna feda ettin. Etini sütünü aldığın, yükünü taşıttığın masum yardımcılarına dirsek çevirdin. Yetmedi bana ve dostlarına yaptıkların; şimdi de kendine döndürdün öfkeni. Bir aylık bebekleri bir mermiye, bir ülke dolusu insanı bir varil petrole yeğledin.
Ey benim insanoğlum! Eski dostun Doğa’yım ben… Dost acı söyler derler ya… Ben de o nedenle acı söylüyorum sana. Sana, yapman gerekeni anımsatıyorum: “Kendine Dön” diyorum sana.
Bana bile unutturduğun insanlığını, sen anımsa, bari…
Sen dokundukça yine yüreğime, ben yine binler veririm sana karşılıksız… Ellerinde gül demetleri varsa, bakarken sen gökyüzüme, Ben sana yine temiz mavilerden özgür yürekler indiririm.
Bir gülümsemedir tüm gereksinimin, kendini anımsayabilmen için… Onu da uzakta arama. Yeni doğmuş bir kedi yavrusuna bak, insan yavrusuna bak, kuşa bak, köğepe bak, ata bak, ineğe bak… Tümünün yüzleri sana, seni anımsatmak için dönmüş. Yeter ki bir bakıver o yüzlere.
Ve ne olur lütfen anımsamaya çalış kim olduğunu…
Sen çok önemli bir varlıksın. Sen bir “ İnsan ” sın. Değerinin ayırdına var… Ki hep birlikte sürdürebilelim ortak yaşamımızı, ortak yurdumuz, dünyamızda…
Neslihan YAŞAR
Sevgi, birliğe; bencillik, yalnızlığa götürür. Daniel Defoe