VE İSTENEN OLDU!
VE İSTENEN OLDU!
Hepimizin, daha çocukluk yıllarından itibaren, bir takıma gönül vermişliği vardır hiç kuşkusuz.Bazımız aile baskısı,bazımız ise renk aşkıyla başlar bu takımdaşlık olgusu.Ve her bir sezonun kimisi için sevinç, diğerleri için ise hüsrandır sonucu.Ama ne olursa olsun bırakılmaz o renklerin tutkusu.Çünkü takım pazara kadar değil, mezara kadar tutulmalıdır ki, bitmesin o sevginin coşkusu.
Bu sezonda acısıyla tatlısıyla bitti geçen hafta. Gerçekten zordu biz Fenerliler için maç sonu ayağa kalkma. Hiç kimseye kızma hakkımız yoktu çünkü kesmeliydik kendi göbeğimizi kendimiz.Atmalıydık bir golcük daha da ,ulaşmalıydık 18. şampiyonluğa.’ Olmayınca olmuyor!’ cümlesi ne de yakıştı bu maça.Kırk şut atılıp ,yirmisinin kaleyi bulması ve bunlardan sadece birinin gol olması, hiç olmuş muydu acaba Dünya’da. Dünya’yı bilmem ama Kadıköy’ün o karanlık gecesinde, biz bu filmi izledik içimiz acıya acıya.Öyle ki Denizli faciasından sonra, bu facia bizi uzun yıllar Doktor İsmet Dindar’a yapacak hasta. Bu da kalp daha kardeşim,daha ne kadar dayanacak son hafta sendromuna.
Yalnız biz Fenerbahçe’ye gönül verenler ,bir kez daha anladı eminim neden bu takımı sevdiğini.Bursa şampiyon oldu helal olsun ama diğerlerinin neydi bu anlam veremediğim sevinci?Yoksa bir kupada onlara mı vardı, yardımlarından ötürü ekstradan? Yoksa onlarda mı kalmıştı Avrupa’nın en büyük ligine. Evet biz şampiyon değildik de sizin nişaneniz neydi?Varsa bilen anlatsınlar da ,olur belki bir dinleyen.
Artık analarının ak sütü gibi helaldi şampiyonluk, sahibine.Olur muydu hiç şike.Ozan İpek demişse ne olmuş ki ,Onur’a her istediğini alacağım diye. Hem de maçtan önce.Ancak bizim anlımıza çalınır o kara leke. Melih Gökçek gibi ‘tertemizler’ bile demedi mi Fenerbahçe yaptı şike. Ne mutlu bize yani sadece iki renge gönül verenlere.Bukelemun gibi her hafta renk değiştirmeyenlere. Futbol Kulübü değil ‘Spor Kulübü’ olabilenlere. Sadece kendi zaferlerine sevinebilenlere.
Ve Merhum Yazar İslam Çupi der ki: Fenerbahçe büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür ne de şampiyonluk. Fenerbahçe büyüklüğü öyle bir büyüklüktür ki tarif edilemez.
KALDIRDIK MI NE ENGELLERİ?
Geçtiğimiz Cuma, Fatsa Lisesi’nin hazırladığı ‘Engelleri Kaldıralım’ adlı projesinin içerisinde yer alan bir yürüyüş tertip edildi.Ama ne yürüyüş, ne yürüyüş. Çok kısa sürede organize edilmesine rağmen, resmen Fatsa’yı yerinden salladı.Fatsa Lisesi,Sami Yücel Eğitim Uygulama Okulu, Anne Sevgisi Rehabilitasyon Merkezi, Beşinci Mevsim Rehabilitasyon Merkezi’nin ve o özel çocuklar ile ailelerinin katılımıyla tam bir şölen havasında geçti yürüyüş. O coşkulu tezahüratlarla inletti resmen Fatsa’yı saydığım okulun öğretmenleri. Esnaflar alkışlarıyla eşlik etti bu başkaldırış yürüyüşüne. Sadece alkış mı, gözyaşları sessizce süzüldü gözlerinden kimisinin. Zordu zaten gözyaşına hakim olmak böyle güzel bir tablo karşısında.
Ya o özel çocukların sevinç dolu gülmelerine ne denmeli, bunun bir tasviri yok.Ancak görünce anlardınız, bu kabul edilmişlik sevincini o güzelim yüzlerde.Sanki hepsine o sabah güneş başka bir halini göstermişti.İçleri Karadeniz suları gibi kıpır kıpırdı sanki. Ne mutlu onları böylesine mutlu eden öğretmenlerine, o liseli kardeşlerine, o alkışını esirgemeyen ağabeylerine ve sizler, o özel insanların sessiz çığlıklarına kulak verenlere, ne mutlu sizlere!